Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararının ana gündem maddesi olduğu 22 Nisan haftasında öne çıkan başlıklardan biri de kamuda tasarruf açıklamaları oldu. Stratejist Tuğba Özay, ForInvest YouTube kanalına yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Bu hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) herhangi bir değişikliğe gitmeyerek politika faizini yüzde 50'de sabit bıraktı. Metinde ön plana çıkan noktanın para politikasının gecikmeli etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle para politika faizinin gelmiş olduğu seviyeler nedeniyle daha önce öne çekilen talebin önümüzdeki dönemde yavaşlamaya devam etmesini bekleyen bir Merkez Bankası olduğunu görüyoruz. Hem metnin içinde yer alan konular hem de önümüzdeki döneme dair bizi bekleyen riskler arasında jeopolitik risklerin yaratmış olduğu gelişmeler önemli. Çünkü şu an itibarıyla İran-İsrail arasındaki çatışmalar, sular durulmuş gibi görünse de tedarik zinciri problemi ve özellikle maliyet enflasyonu kaynaklı riskleri ortada tutmaya devam ediyor. Bu da metinde yer alan başlıklardan biriydi. Gıda fiyatlarındaki yükseliş de enflasyonu yukarı yönlü canlı tutan etkenler arasında.”
YABANCI KURUMLAR POLİTİK AÇIKLAMALARDAKİ UYUMU İZLİYOR
“Hem anketlere hem rakamlara baktığımızda fiyatlama davranışlarında beklenen düzelmeyi tam anlamıyla görebilmiş değiliz. Hizmet enflasyonu üzerindeki katılığın da hala devam ettiğini görüyoruz diyen Özay, ForInvest Youtube kanalına yaptığı değerlendirmede, “Bunlar öne çıkan riskler arasında yer alıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları da hafta genelinde önemliydi. Şimşek, kamuda tasarruf için yılın ikinci yarısını işaret etse de Orta Vadeli Plan’da aslında ilk çeyrek belirtilmişti. Şimşek, kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün yılın ikinci yarısında etkin bir şekilde devreye gireceğine dikkat çekerken; özellikle ekonomi politika yapıcılarla hükümet arasındaki açıklamaların birbirini destekle nitelikte olması yabancı kurumların da dikkatini çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılmasına yönelik değerlendirmeleri de bu anlamda önemliydi. Yabancı kurumlar TCMB kararının ardından izlemede kalmaya devam ediyor. Çünkü her birinin görmek istediği nokta mayıs ayında enflasyon tepe noktasına ulaştıktan sonra enflasyonun hangi seviyelerde yapışkan olarak kalmaya devam edeceği ve Merkez Bankası'nın para politikasını ne kadar sıkılaştıracağı. Bununla birlikte dezenflasyon sürecinin temini için mali politikaların da buna destek vermesi gerektiği konusunda herkes hemfikir” açıklamasını yaptı.
YABANCILARIN GELMESİYLE GRUP ŞİRKETLERİ ÖN PLANA ÇIKABİLİR
Önümüzdeki dönemde para politikasının enflasyonla mücadele konusundaki tek belirleyici olmayacağına, maliye politikalarının da etkinliğinin konuşulmaya başlayacağına dikkat çeken Tuğba Özay, ForInvest Youtube kanalında yayınlanan Yatırım: Gündem programında, “Mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yakınsadığı bir ortamda yerli yatırımcının hisse alırken nasıl bir ayrıştırma yapacağı önem kazanacak. Özellikle gıda perakendeciliği şirketleri fiyat artışlarına doğrudan ve hızlı bir şekilde yansıtabilen bir sektör olarak ön plana çıktığı için gıda tarafındaki o olumlu seyrin devamı bekleniyor. Yabancı yatırımcı tarafında bankalar özelinde değil; grup şirketleri özelinde alımların ön plana çıktığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde de yabancının gelmesi halinde grup şirketleri bir miktar ön plana çıkabilir. Girdi fiyatları, TL'deki değer kaybı, artan hammadde maliyetlerine baktığımızda dayanıklı tüketim malları tarafındaki şirketler özelinde iç talep baskılanırsa yurt dışındaki talep bunun ne kadarını karşılayabilecek, bu önemli olacak.” diye konuştu.
Dış piyasada ise ABD tarafında ilk çeyrekte beklentilerin altında bir büyüme verisi geldiğini hatırlatan Özay, “Yüzde 2,5'lik beklentinin altında yüzde 1,6 büyüdü. Son açıklanan veri enflasyondaki yapışkanlığın devam ettiğini işaret ediyordu. Beklentiler artık 2024 yılı içinde yılın son çeyreğinde bir faiz indirimine kadar gerilemiş durumda.” dedi.