31 Aralık 1994 yılında Ankara'dan İstanbul'a giden bir yolcu otobüsü, Kocaeli'nin Körfez ilçesine bağlı Hereke'de bir grup terörist tarafından durduruldu. Yolcu kılığında otobüse binen, 1'i kadın 4 terörist, ellerindeki silahlarla şoförü tehdit edip yolcuları otobüsün arka tarafında topladı.

İKİ KİŞİ ŞEHİT EDİLDİ

Teröristlerden biri, elindeki silahla otobüsün camlarını taramaya başladı. Teröristlere engel olmak isteyen bir genç kız ve bir teğmen orada şehit edildi. Şoför büyük bir risk alarak otobüsü durdurunca teröristler kaçarak gözden kayboldu.

'SOYGUN ZANNETTİM'

Otobüste kızıyla birlikte bulunduğunu ve yılbaşı için İstanbul'a gittiklerini belirten Kabakçı, olayı şöyle anlatıyor:

"Hereke'ye giderken, yolcu olarak binen 3 kişi ayağa kalktı ve 'Herkes elini başına koysun' dediler. Ben soygun zannettim. Meğer soygun değilmiş. Arabayı taramaya başladılar. Yolcuları üst üste otobüsün arkasına kadar yığdılar. Sonra otobüsteki başka bir kız, teröristleri tanıdı ve okul arkadaşı olduğunu söyledi. 'Biz ailecek bu arabadayız ne yapıyorsunuz?' deyince el bombasını kızın üzerine attılar. Genç kızı paramparça ettiler. Bir teğmenimiz konuşunca herhalde asker olduğunu anladılar ve ilk silahı ona sıktılar. Çok acıydı. Şoförün başına da silah dayayarak, 'devam et' demişlerdi. Şoför, 'beni öyle de öldürecekler, böyle de öldürecekler, birkaç yolcuyu kurtarayım' deyip arabayı durdurmuş. Otobüsü viyadükün üstünde durdurdu ve kapıyı da açtı. Şoför, panik yapan teröristlerden birinin üzerine atladı. O sırada diğerleri de 'arabada bomba var deyip' kaçtı."

'KIZIN PARÇALARI SAÇLARIMIN ARASINDAYDI'

"Bombayla hayatını kaybeden genç kızın, parçaları benim saçlarımın arasındaydı. Kendi kızımı koltuğun altına sokmuştum ve o gece yara almayan sadece o vardı. Benim vücuduma da şarapnel parçaları isabet etti. Ayakkabımın içi kanla dolmuştu. İstanbul'da doktora gittim, sinir damarına yakın olduğu için şarapnel parçalarını alamadılar. Felç olabilirmişim. Doktor, 'bu parçalar vücudunda zamanla gezer, nerede olduğunu bilemezsin' dedi. Ayağımda 4-5 yerde parça kaldı. Psikolojik olarak da derin yaralar aldık. Yaşantımız bu olaydan sonra değişti. Ankara'dan Giresun'a taşınmak istedim. Eşime ve komşularıma kapı açamadım. Kızımla nöbetleşe uyudum."

'ZOR GÜNLER YAŞADIK'

Hikmet Kabakçı'nın eşi 64 yaşındaki Mustafa Kabakçı, ailesinin çok zor günler geçirdiğini belirterek, "Devletimiz, hükümetimiz çok şükür bu terör olaylarının üstesinden geldi. Eskisi gibi bu olaylar olmuyor. İnşallah bundan sonra da yaşamayız." dedi.