Cinsiyet eşitliği ve medeni haklar konusundaki yazıları ve çalışmalarıyla dünya kadın hareketinde önemli bir yere sahip olan Virginia Woolf, Mrs. Dalloway'in Partisi ve Aynadaki Hanımefendi kitaplarıyla Can Yayınları Modern dizisinde okurla buluşuyor.

Modern bir “Flâneuse”: Dalloway 

Yedi öyküden oluşan Mrs. Dalloway''in Partisi, modern edebiyatın en güçlü romanlarından olmakla birlikte, Woolf’un “bilinç akışı” tekniğini yetkinlikle kullandığı bir yapıt olarak da öne çıkıyor. Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere'sinde kurgusal bir üst sınıf kadını olan Clarissa Dalloway'in hayatından bir günü anlatan roman, derin varoluşsal problemlere odaklanıyor. 

Parti öncesinde alışveriş yaparken, parti sırasında konukları birbiriyle tanıştırırken rastladığımız Clarissa Dalloway’in yanı sıra başka anlatıcılara, yani partinin konuklarına da kulak verdiğimiz bu öyküler, birbirinden bağımsız okunabildiği gibi, bir arada bütünlüklü bir eser de oluşturuyor.

Aynadaki Hanımefendi 

İnsanlar açık çek defterlerini ya da işledikleri korkunç bir suçu itiraf ettikleri mektupları ortalıkta bırakmadıkları gibi odalarına da ayna asmamalılar. 

Woolf, Aynadaki Hanımefendi’de ise gençliği ve genç bedenleri olumlayan bir toplumda kadın olarak yaşlanmaya karşı duyulan kolektif korkuyu araştırırken Edward dönemi materyalizmine cesur bir eleştiri getiriyor.

Bu derlemede yer alan beş öyküde kâh bir aynadan yansıyanları izliyor, kâh gün ışığını, doğayı ve yaşamı kutsuyor, kâh erkeklerin işe yarayıp yaramadığını sorgulayan bir kadın cemiyetinin sohbetlerine ortak oluyoruz.