Tarım ve Orman Bakanlığı taklit ve tağşişi yapılan ürünleri kamuoyuna duyuruyor. Yayınlanan son listede ise köfte, yoğurt, sıvı yağı, sumak, çiğ süt, süzme bal, zeytinyağı gibi temel gıda ürünlerine karıştırdıkları maddelerle insan sağlığını resmen hiçe saymışlar.

En dikkat çekenleri ise geleneksel köftede soya, yoğurtta nişasta, sumakta gıdada kullanılmayan izin verilmeyen boya tespiti oldu. Peki vatandaşlar sahte ürünleri nasıl anlayabilir, şüpheli bir durumda nereye şikayet edebilirler?

Konuyla ilgili tüm merak edilenleri milliyet.com.tr’ye açıklayan Gıda Mühendisi ve Denetim Uzmanı Nurten Sırma şu ifadeleri kullandı: “Bakanlık artık gıdada sahtecilik yapanları iki listede yayınlıyor. Bunlardan biri sağlığı tehlikeye düşürecek gıdalar listesi, bir diğeri de gıdada taklit ve tağşiş yapanlar. 109 tane sağlığı tehlikeye düşüren firma açıklandı. 703 tane de gıdada taklit ve tağşiş yapanlar açıklandı.

Sağlığı tehlikeye düşüren gıda ürünlerinde sumak var. İçinde gıdada kullanılmaya izin verilmeyen boya tespit edildi. Gıda sektörüne ait boya ayrıdır, gıda sektörüne aittir. Fazla kullanıldığında neler olduğunu kestirebilirsiniz. Ancak gıdada kullanılmayan boya varsa burada kontrolden çıkmış üretim görüyoruz. İnsan tükettiği zaman boyanın toksik maddeleri ile ilgili sağlık sorunu yaşanacağı ortada. Bununla ilgili pek çok çalışma da yapıldı. Çalışmada yabancı boya maddelerindeki toksik madde nedeniyle uzun vadede organ hasarı, toksik maddeden dolayı akut ve kronik sağlık problemleri yaşanıyor.

Normalde nişasta sağlığı tehlikeye düşüren bir şey değildir. Nişastayı yoğurda neden koyuyorlar? Yoğurdun kıvamı artsın, yoğunluğu artsın ve ağırlık artışı yaşansın diye nişasta koyuyorlar. Dışarıdan bakıldığında sağlığa zararı yokmuş gibi görünüyor. Fakat şöyle bir zararı var: Bunu mevzuata aykırı koyuyor. Bu işlemin yapıldığı tesis hijyen koşullarına uygun mu? Bu bir soru işareti. Tüketici parasının karşılığını alamamış oluyor. Burada sağlığı tehlikeye düşüren bir durum var.

Yoğurda bir de mevzuata aykırı olarak natamisin karıştırmışlar. Daha önceki listelerde bu vardı. Küf ve maya önleyiciyi yoğurtta kullanmışlar, bu yasal değil. Natamisinin gıda sektöründe yeri vardır ancak az kullanılır.

Soya protein ağırlıklı olan ürünlerde kullanılıyor. Soya proteinini kırmızı etten gelen proteinle karıştırarak bunu değerlendiriyorlar. Firma ‘protein değerini eksik koyup soya ilave ederim, toplam protein değerini tamamlarım’ diyor. Şirket sahada ucuz soya buluyorsa bunu ilave ediyor. Burada kırmızı etin maliyetini azaltmaya çalışıyorlar. Soya insan sağlığına zararlı değil ancak tüketiciyi mali olarak kandırmış oluyorsunuz.

Sade yağ diye bahsedilen şey baklava ve katmerde kullanılan yağdır. Sütün yağından tereyağı yapılır veya sade yağ yapılır. Gıda mevzuatına göre tereyağında yağ oranı yüzde 87 olmalıdır. Sade yağdaki oran da yüzde 99’dur. Yani yağ oranı yüksek ve daha kaliteli bir yağdır sade yağ. Ancak sütün yağı pahalı ve kıymetli bir şey olduğu için sütün yağından çalmış, onun yerine ona benzer aynı sınıftan inek sütü ilave etmişler. Burada yine bir mali sahtecilik var. Olması gereken kaliteyi vatandaşa sunmuyorlar. Sütün para eden kısmı yağ tarafındadır. Firma burada sütün yağından çalarak onun yerine başka ilaveler yapıyor.

Bitkisel karışım sıvı yağda boya tespit edildi. Ayçiçek yağının litresi 90 lira, firma bunun içerisine gıdada kullanımının yasak olduğu yeşil boyayı ilave ederek bunu zeytinyağı diye satıyor. Zeytinyağının litresi 350 TL. Yani 90 liralık ayçiçek yağını 350 TL’ye satıyorlar. Tonajlı sattığı için firmaya yüksek kar marjı kalıyor. Bu da niyeti bozan firmalara karanlık ve cazip bir saha açıyor. Tavuk sosu harcında gıdada kullanılmasına izin verilmeyen boya kullanmışlar.

Bu firmalar bitkisel karışım sıvı yağa uygun olmayan sektörün dışından bir boya ilave etmişler, bunu genelde koyu şişeye, kahverengi şişelere koyuyorlar. Gözle dışarıdan anlayamazsınız, ancak eve getirdiğinizde yemeğe veya salataya koymadan önce beyaz bir tabağa vatandaşlar döksün. Döktükten sonra boya kısmı bir tarafta yoğun olabiliyor. Bunu mutlaka tabağa veya bardağa boşaltsınlar. Eşit dağılmamış bir renk varsa, görüntüsünde farklılık varsa, tadında farklılık varsa tüketmesinler.

Etiketsiz ürün almak çok riskli. Nereden geldiği belli olmayan ürünler oluyor. Üzerinde fabrika adı yok, kayıt numarası yok. Hesabını nereye soracaksınız? Bakanlığa şikayet etseniz bile kimi şikayet edeceksiniz?

Tarım ve Orman Bakanlığı zaman zaman uyarılarda bulunuyor. Bazen sahte vakıf, kooperatif adıyla faaliyet gösteren, işini doğru yapan vakıfların adını kullanan sahte firmalar da sahada oluyor. Bunu ayırt etmek için vatandaş şunu yapabilir: Ürünü aldıktan sonra kayıt numarası kontrol edilmelidir. Arama motoruna gıda güvenliği bilgi sistemi diye yazılırsa Bakanlığın aktif ettiği bir site açılıyor. Siteden ürünün üzerinde yer alan işletme kayıt numarasını kontrol etsinler.

Vatandaşın anlayabileceği enstrümanlar belli. Ya tadarak ya da görerek, koklayarak anlayabilir ancak bazı durumlarda bu anlaşılmıyor. Vatandaşlar köfteye soya koyulduysa veya eşek, at eti kullanıldıysa bunu anlayamayabilirler. Köftede soyayı anlayabilmek çok zor. Eğer bir farklılık seziyorlarsa da ALO 170 ihbar hattına bildirimde bulunsunlar.”

 

KAYNAK: MİLLİYET