Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19'un birçok ülke ile birlikte Türkiye'de de tespit edilen, bulaşıcılığı yüksek Delta ve Delta Plus varyantlarının yayılımının engellenmesi ve salgınla mücadelede özellikle genç nüfusun aşılanmaya teşvik edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aşılanmanın artırılmasıyla ilgili tedbirlere yoğunlaşılması gerektiğinin altını çizen Balık, "Kovid-19'a karşı elimizde çok önemli bir aşı silahı var. Delta ve Delta Plus varyantları ülkemizde yayılmadan aşılamaların hızlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Birçok ülkede aşının, salgının önüne geçilmesinde ne kadar işe yaradığı görüldü. Ülkemizde de çok net gözlemlerimiz var, aşılı olanlar arasında yoğun bakıma girme ve ölüm neredeyse hiç görülmüyor." ifadelerini kullandı.
'YENİ VARYANTLARIN ORTAYA ÇIKMASINI ÖNLEYEBİLECEĞİZ'
Prof. Dr. Balık, "Aşı ile yeni varyantların ortaya çıkmasını da önleyebileceğiz. Şu an hızlı bulaşıcılık yönüyle bilinen varyantlar, belki sonrasında ölüm riskini de artıracak. Varyantlar ayrıca aşıların etkisini belli bir oranda azaltıyor. Ortaya çıkabilecek yeni varyantlar belki de aşıların etkisini tamamen sıfırlayabilir, böyle bir korku da söz konusu. Bu yaşanırsa aşıların içeriğinin değişmesi ve tekrar, tekrar aşılama yapılması gerekecek." uyarısında bulundu.
Türkiye'de çift doz aşı oranının hızlı şekilde yüzde 75'e çıkarılması için herkesin tam seferberlik içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Balık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Salgın bitmediği gibi Delta varyantı da girdiği ülkelerde 1 ay içerisinde hakim hale geliyor. Ülkemizde de ağustosun ortalarından itibaren Delta varyantını yüzde 80 oranında görmeye başlayacağız gibi duruyor. Bu yeni bir dalgaya sebebiyet verebilir. Aşılama ve bireysel tedbirlerle önüne geçmek elimizde. Tüm vatandaşlarımızın en kısa sürede randevularını alıp çift doz aşılarını olması çok önemli. Maske, 2 metre mesafe ve hijyen gibi bireysel tedbirlerden asla taviz verilmemeli."
'VATANDAŞLIK GÖREVİ'
Prof. Dr. İsmail Balık, Türkiye'de yeni yaş gruplarına randevuların açılmasıyla günlük aşı dozunun 1,5 milyona kadar çıktığına dikkati çekerek, "İstekliler hızlıca randevularını alıp aşılarını oldu. Fakat aşı kararsızlığı yaşayanların randevuya gitmemesi sebebiyle aşılama oranlarının da gerilediğini gördük. Bu sebeple çabalarımızı aşı kararsızları üzerinde yoğunlaştırmamız gerekiyor." değerlendirmesine bulundu.
Özellikle gençler arasında aşı ilgisizliği veya kararsızlığının daha fazla görüldüğünü belirten Balık, gençlerin haberler yerine daha çok sosyal medyayı takip ettiğine, bu nedenle uzmanların verdiği bilgilerin ve kamu spotlarının onlara ulaşmada yetersiz kaldığına işaret etti.
Balık, şöyle konuştu:
"Maalesef aşı karşıtları sosyal medyada çok aktif. Bu nedenle sosyal medya fenomenlerinin, sanatçıların, dizi oyuncularının, sporcuların kendilerini takip eden genç nüfusu düzenli olarak aşılamanın önemi konusunda bilgilendirmesi önem taşıyor. Bu aynı zamanda bir vatandaşlık görevi. Seveni, takipçisi çok olan kişilerin aşılama konusunda sorumluluk alması gerekiyor. Tüm ünlülerimizi sosyal medya platformlarında aşı kampanyasına gönüllü olarak destek vermeye davet ediyorum. Ancak bu yolla genç jenerasyonda aşı hızımızı artırabiliriz."
Prof. Dr. İsmail Balık, bazı üniversitelerin sadece aşılarını olmuş öğrencilerin yüz yüze eğitime katılabileceğine ilişkin açıklamalarının anımsatılması üzerine, ülkelerin aşılamaya teşvik amaçlı bu ve buna benzer tedbirleri almaya başladığına dikkati çekti.
Aşılama konusunda katı uygulamalardan yana olmadığının altını çizen Balık, şunları kaydetti:
"Özellikle genç jenerasyonumuzda aşı kararsızlığı, ilgisizliği ya da lakayıtlığının daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu durumu aşmak, gençleri aşıya teşvik etmek amacıyla yasaklamalardan ziyade gençlerin keyfekeder sosyalleştikleri alanları kısıtlamaya dönük uygulamalara gidilebilir. Mesela konserler, tiyatro, sinema, eğlence merkezleri, futbol, basketbol maçları gibi alanlara 2 doz aşısını olmayanlar alınmayabilir.
Buralar isteğe bağlı gidilen yerler olduğu için kimse de bir zarar görmez. Örneğin, toplu taşımayı, şehirler arası seyahati yasaklayamazsınız, o zaman kişinin zorunlu günlük yaşantısına dokunan müdahaleler söz konusu olur."
'BÖLGELERDE TEDBİRLER GELİŞTİRİLMELİ'
Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı aşı haritasında Doğu ve Güneydoğu'da aşılama oranları yüzde 30'ların altındayken batı bölgelerinde bu oranın yüzde 60'ın üzerine çıktığına dikkati çeken Balık, "Burada ciddi bir uçurum söz konusu. Benzer şekilde İç Anadolu'da da aşılama oranı düşük iller var. Bu nedenle il pandemi kurullarının, aşı oranları düşük bölgelerde toplumun aşıyla ilgili yönelimlerini ve nedenlerini tespit ederek buna dönük tedbirler geliştirmesi gerekiyor." dedi.
Bu kapsamda her siyasi partiden milletvekillerinin, kanaat önderlerinin insanlara aşılamanın önemini anlatması gerektiğini aktaran Balık, "Eğer ülkenin bir tarafında aşılama oranı çok düşük kalırsa diğer bölgelerde yüksek olsa bile ülke içinde seyahatler devam edeceğinden enfeksiyon süreklilik kazanmış olur." açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. İsmail Balık, gezici aşı ekipleri ile tarlalarda, yaylalarda, mezralarda aşılama çalışmalarının devam ettirilmesi ve yoğunlaştırılması gerektiğini de vurguladı.