Paris’in Nazi işgali altındaki karanlık günlerinde okuru Paris sokaklarında bir gezintiye çıkaran yazar, bir yandan kendi geçmişiyle ve babasıyla yüzleşirken bir yandan da Dora’nın kayboluşunun ardındaki trajediyi ve yitip giden yaşamları gün yüzüne çıkarıyor. Hem bir anı hem de bir anma metni niteliği taşıyan Dora Bruder, Patrick Modiano’nun geçmiş, hafıza, kimlik konularındaki tavrını sergileyen en temel eserlerden biri.
Bu kitabı yazarken sağa sola haber saldım; bir deniz fenerinin ışıkları gibi ama ne yazık ki geceyi aydınlatacağından kuşkuluyum. Yine de umudumu koruyorum.
Zamanın tozlu sayfalarında kaybolan bir isim, unutulmuş bir hayat... Nobel Ödüllü yazar Patrick Modiano’nun kaleminden çıkan Dora Bruder, geçmişin sisli sokaklarında bir kızın izini sürüyor. Paris’in İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki karanlık günlerinde, bir babanın gazeteye verdiği kayıp ilanıyla başlayan hikâye, yazarın titiz araştırmaları ve derin duygusal bağlarıyla şekilleniyor. Dora Bruder’in geçmişinden parçalar aramaya başlayan Modiano, okuru bu arayışına ortak ediyor ve Paris sokaklarında bir gezintiye çıkarıyor.
İşgal altındaki Paris sokaklarında kaybolan bir hayatın izinden
1941 yılında geçen hikâyede Modiano, Dora Bruder’in hayatının izini sürerken, kendi geçmişiyle de yüzleşiyor. Bu yolculuk ve arayış sadece Dora’nın değil, aynı zamanda tüm unutulmuş, göz ardı edilmiş hayatların ve soykırımın bilinmeyen birçok kurbanının da hikâyesini gözler önüne seriyor. Anı olmasının yanı sıra aynı zamanda bir anma metni niteliğindeki Dora Bruder, Patrick Modiano’nun geçmiş, hafıza, kimlik konularındaki tutumunu gözler önüne seren çok önemli bir eser.