Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yasakçı zihniyetin inadı sürerken en üst perdeden tepki sesleri yükselmeye devam ediyor.

İrsen Küçük Ortaokulu'nda 14 yaşındaki başörtülü öğrencinin okula alınmadığı, Bekir Paşa Lisesi'nde başörtülü öğrencinin zorla başının açtırılmadığı skandalıyla çalkalanan KKTC'de marjinal sol sendikaların dayatmasına boyun eğiliyor.

Geçtiğimiz haftalarda İrsen Küçük Ortaokulu'nda bir kız öğrenci okula başörtülü olarak gelince okul yönetimi, öğrencinin başını açmasını veya İlahiyat Koleji’ne gitmesini talep etti. Başörtülü öğrenci bu dayatmayı reddedince konu Milli Eğitim Bakanlığı'na taşındı.

Resmî Gazete'de yayımlanan yeni düzenlemeye göre, öğrenciler yalnızca bone üzerine bandana yerleştirerek başını örtebilecekti. Ancak, bu karar bile KKTC’de etkili olan yasakçı sendikaların hedefi oldu. Türk Ortaeğitim Öğretmenler Sendikası, “MEB'in kararını tanımadıklarını” söyleyerek harekete geçti.

Sendikalar, İrsen Küçük Ortaokulu ve Bekir Paşa Lisesi'nde başörtülü öğrencilerin olduğu sınıflarda dersleri durdurma grevleri başlattı. Başörtülü öğrencilerin olduğu sınıflarda sınavlar dahi engellendi. Tepkilerin ardından KKTC Bakanlar Kurulu, "Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları İçinde ve Dışında Uyulacak Kurallar ve Disiplin Tüzüğünü" geri çekti.

GERİ ADIMDAN SONRA YASAKÇILARA GÜN DOĞDU: ZORLA BAŞINI AÇTIRDILAR
Ancak tüzünün geri çekilmesiyle okullarda başörtüsü yasakları yeniden hortladı. İrsen Küçük Ortaokulu'nda bir başörtülü öğrencinin okula alınmadığı, Bekir Paşa Lisesi'nde ise bir başka başörtülü öğrencinin zorla başını açtırıldığı belirtildi.

Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Prof. Dr. Erhan Arıklı, KKTC'deki başörtüsü yasaklarına sert tepki göstererek akıl almaz garabete vurgu yaptı.

İftar programında konuşan Bakan Erhan Arıklı, "Karşımızda Kıbrıs Türkü adına konuştuklarını iddia eden, sayıları az da olsa sesleri çok çıkan, azgın ve ırkçı bir grup var. Bu azgın-ırkçı grup, bizden farklı bir ses duyduklarında ya geldiğimiz yere dönmemizi ya da Arabistan’a gitmemizi öneriyorlar. Bizi hala daha eşit vatandaş olarak göremeyen bu kişilere neremizle güleceğimizi şaşırdık." ifadelerini kullandı.

Başörtüsüne karşı çıkanların Kıbrıs'ta federatif tek devletli çözümü savunan solculardan oluştuğuna vurgu yapan Bakan Arıklı, şunları söyledi:

"Bunlara tek bir sorum var; Uğruna öldüğünüz federasyon mümkün olsaydı, Güney Kıbrıs’la birleşip AB’ye girilseydi, başörtüsüne yine karşı çıkacak mıydınız? Düşünün, Hristiyan AB’de ve Güney Kıbrıs’ta başörtüsü serbest. Müslüman Kuzey Kıbrıs’ta yasak. Bizdeki laikliğin sınırlarını evrensel ilkeler değil, ırkçı-solcu ama aynı zamanda da faşist zihniyetli sendikalar belirliyor." dedi.
YASAKÇI RUM MÜDÜR GÖREVDEN ALINIRKEN...
Erhan Arıklı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Güney Kıbrıs’ta Rum okul müdürü, başörtülü kız öğrenciye zulmettiği için görevden alınıyor. Bakan, kız öğrenci ve ailesinden özür diliyor. Bizde ise sendikalar, iki kız öğrenciyi bahane edip greve gidiyor, binlerce çocuğun eğitim hakkını engelliyor. Bu azgın, ırkçı ve faşist zihniyete yazıklar olsun!"
Bakan Erhan Arıklı KKTC parlamentosunda da benzer yönde konuşma yapmıştı. İşte o konuşması:

14 yaşındaki kız çocuğunun başörtüsüyle alınmadığı İrsen Küçük Ortaokulu’nda yasakçı Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) idarecileri ve öğretmenler, okulu demir bariyerlerle çevirdi. Başörtülü öğrenciyi okula sokmayan sendikacılar, devlet yetkilisini de kapıdan kovdu.

İrsen Küçük Ortaokulu’nu ziyaret eden Milli Eğitim Bakanlığı Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürü Yusuf İnanıroğlu, okulda konuşlanan bir grup öğretmen ve sendika yetkilisi tarafından kapıdan çevrildi.

KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, devlet yetkilisi Yusuf İnanıroğlu’na hadsiz sözler sarf etti. Yasakçı KTOEÖS Sekreteri Gökçebel, “Ne dediniz siz? ‘Okullara bırakıldı bu’ dediniz. Okul kendi kuralını koydu. Şimdi ne arıyorsun burada? Bu okulun ita amiri siz değilsiniz. Bu okulun ita amiri bellidir. Kuralını da koymuştur.” dedi.

Hak ve Özgürlükler Platformu, başörtüsü yasaklarına ve sendika eylemlerine sert tepki gösterdi. 27 STK’nın birleşimiyle oluşan platformun sözcüsü Mustafa Tıngır, "sendika baronlarının" eğitim kurumlarını piyon ve silah gibi kullanmasına karşı çıktı.

Tıngır, eğitim sendikalarının okul okul gezerek eylem yapmasını kabul etmediklerini vurguladı. “İrsen Küçük Ortaokulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarını, müdürünü içeri almayarak haksız ve hukuksuz bir şekilde edepsizliklerini gösteren sendika baronlarına hala hükümetin neden ses çıkarmadığını biz anlayamıyoruz” dedi.

Sendika yöneticilerinin eylem adı altında Başbakanlık önünde tabloları kırdığını, polislere taş atarak güvenlik görevlilerinin kör olmasına sebep olduğunu ve Meclis kapısının üzerinde tahteravalli gibi oynayarak vandallık yaptığını belirten Tıngır, “Bu ahlaksız vandal sendika yöneticilerinin ne zaman görevden atılacaklarını merak ediyoruz” diye konuştu.

Hak ve Özgürlükler Platformu Sözcüsü, şöyle devam etti:

“Öğretmen kimliği altında çocuklarımızın sınavlarını yapmayarak eylem adı altında gelip de burada dinimize, imanımıza, huzurumuza küfreden bu şahısları kabul etmiyoruz. Sendika başkanı ‘Okullar sizin değil, camiler sizin’ diyor. Okul da bizim, cami de bizim, ilim yuvaları da bizim, üniversiteler de bizim. Eğer kendine bu topraklarda aidiyet hissetmiyorsan, işte karşıda Rum tarafı! Oraya gidebilirsin. Biz bu topraklara kanımızı dökerek geldik. Ben buradan ancak kanımla ayrılırım. Böyle fütursuzca konuşan insanları biz kabul etmiyoruz.”

Tıngır, “Çocuklarımız bizim geleceğimiz, baş tacımız, göz bebeğimiz. Eğer bunlar için sınavlarını ve derslerini etkileyecek eylemlere devam ederseniz, bir an önce hükümete sesleniyoruz: Bunları tutuklayın! Gelecek haftalarda bu vandallıklara karşı daha güçlü eylemler yapacağız ve mücadelemize devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

 

KAYNAK: HABER7