Bir kadının doğurgan olduğu dönem (15-49 yaş grubu) boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden, "Toplam doğurganlık hızı", 2001'de 2.38 çocukken, 2023'te 1.51 çocuk olarak gerçekleşti.

Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2.1'in altında kaldığını gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı bu veri Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı harekete geçirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da nüfusun kendi kendini yenileme eşiği olan 2.1'in altına düştüğüne dikkat çekerek, "Açık söylüyorum bu Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, felakettir" uyarısını yapması üzerine birbiri ardına politikalar hazırlanmaya başlandı.

Türkiye nüfusu için harekete geçen Aile Bakanlığı, konuya birkaç koldan çözüm önerileri ve politikalarla yaklaştı.

Bakanlık, düşük doğum oranını rayına oturtmak üzere bir politika seti geliştirdi. İlk olarak "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planında" yer alan en yüksek boşanma oranı ve en düşük doğum oranı olan 3'er ilde analiz çalışmasına başlandı. Bakanlık uzmanlarının sahaya inerek artan boşanma oranları ve düşük evlilik oranlarının sebepleri hakkında veri topluyor.

Öte yandan ülke genelinde evlilik ve çocuk sahibi olmaya ilişkin algı, tutum ve tecrübeleri ele alan bütüncül bir saha araştırması da gerçekleştirilecek. Bir yandan da nüfus oranını artırmaya yönelik dünyadaki örnekleri inceleyen bakanlık, örnek politikaları Türkiye'ye göre uyarlayarak hayata geçirecek.

Bakanlığın bir diğer çalışmasını ise Aile ve Gençlik Fonu'ndan ayrılacak Evlilik Kredisi imkânı ile hayata geçirmeyi planlıyor. 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerdeki evlilik hazırlığındaki gençlere sağlanan 150 bin liralık faizsiz evlilik kredisinden, doğum oranının en düşük olduğu 3 il de yararlanabilecek. Ayrıca Aile Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sağlık ve Maliye Bakanlıkları yetkilileri ile çalışma grubu oluşturarak çalışmalar gerçekleştirecek.