Günlerdir Türkiye'nin gündeminden düşmeyen, Aleyna Çakır ismiyle bilinen Sema Esen'in intiharının ardından sular durulmuyor. Sosyal medyada büyük tepki gören ve her gün yeni bir detay ortaya çıkan olayda bu kez Uygun ailesinden anne Gülay Uygun'un intihar ettiği öne sürüldü.

Boş bir arazide başından vurulmuş halde bulunan kadının maske taktığı, makyajlı olduğu da gözlerden kaçmadı. Uygun ailesi bu intiharın sebebinin Müge Anlı olduğunu ileri sürdü.

Uygun ailesinin avukatından şüpheli açıklamalar!

Gülay Uygun'un intihar etmesiyle ilgili olarak konuşan Uygun'un avukatı, şu ifadeleri kullandı:

"Müge Anlı, tiyatrocuları çıkarıp Gülay Uygun'a iftira atmıştır. Gülay Uygun bu sabah bana ağlayarak mesaj attı, 'Benim hiçbir suçum yok, oğlum suçsuz, ben iftirayı nasıl kaldıracağım?' diye ağlamaklı bir sesle aradı. Kendisine hemen dönüş sağlayamadım, akşama da Gülay Uygun'un cansız bedenini bulduk. Müge Anlı olayları çözmüyor, olayların çözüleceği yer adliyedir." 

İfadedeki çelişkiler, Gülay Uygun'un intihar etmediği şüphelerini arttırdı. 

'İNTİHAR SEBEBİ MÜGE ANLI'

Gülay Uygun'un eşi ise, konuya ilişkin yaptığı açıklamada eşinin intihar etmeden önce not bıraktığını, notta; 'Benim ölüm sebebim Müge Anlı'dır' yazdığı iddiasını öne sürdü. 

MÜGE ANLI'DAN CEVAP GECİKMEDİ

Uygun ailesinin menzilinde olan Müge Anlı, iddialara şu şekilde yanıt verdi:

Allah rahmet eylesin. Devletin kurumları önemli kurumlardır. Soruşturmayı ben onlara bırakma taraftarıyım. Devlet de soruşturmayı başlattı, müfettişleri görevlendirdi. Çok sayıda kız bizi aradı bununla ilgili.

Hatta 2 gün sonra da hanımefendinin ifadesi alınacakmış. Kızlar, 'Rahmetli hanım bize Whatsapp grubu kurdu. 'Benim hakkımda soru sorarlarsa iyi şeyler söyleyin' diye yazdı." dediler. Fakat konu onun üzerinde değilken dün şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin.

Ben bu suçlamaları kabul etmiyorum, hiç kimsenin tarafı değilim

Hep böyle bir tehdit var. Bu olayın ardından da yine suçlu olan ben oldum. Ben bu suçlamaları kabul etmiyorum. Ben gazeteciyim. Hiç kimsenin tarafı değilim. Ne anneyi-babayı tanırım, ne Ümitcan'ı tanırım. Ne hanımefendinin adını ne fotoğrafını vermişim. Röportajları yayınlama durumum olmasına rağmen kurumları zedelemek adına yayınlamadım. Ben tarafsızım. Benim kalbime Rabbim ne verdiyse ben kalbimin doğrusunda gitmeye çalışıyorum. Allah gönlümü biliyor.

Ne yaparsanız yapın yolumdan dönmeyeceğim

Bu yayına başladığımdan beri de hep aynı şeyi söylüyorum. Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın ben bu yolumdan dönmeyeceğim. Kim ne kadar tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna'nın o gece intihar etmesi ya da öldürülmüş olması Adli Tıptan gelecek rapora bağlıdır. O ayrı bir konudur. Ama onlarca genç kızın şantaj ve tehditle, dayakla kötü yollara sürüklenmesi ve onların üzerinden para kazanılması doğru bir şey değildir ve bunların cezalandırılması gerekiyor. Ne söylerseniz söyleyin. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Başka Aleyna'lar ölsün istemiyorum.

Ben konuyu devlete bıraktım

Bu bir yıldırma politikası, biliyorum. Keşke hanımefendi hayatta olsaydı. O kadar üzüldüm ki... Keşke hanımefendi bizi arayıp 'Yüzleşebilirim o kızlarla' deseydi. Ben hanımefendiyi bilmem. Konuyu devlete bıraktım, gerekli soruşturma açıldı.

3.5 aydır neredeyse tüm medya kuruluşlarında oğlu hakkında bu haberler yapıldı. Tüm bunlar yaşanırken psikolojisi gayet sağlam kalan bir hanımefendi, soruşturma başlatılınca mı intihar eder? Neden intihar etsin? Bunun için hiçbir gerekçe yok. O yüzden ben bu konunun da araştırılacağından eminim.

Bu işin peşini bırakmayağız

Aleyna intihar mı etti öldürüldü mü diye konuşurken, ikinci hanımefendi de aynı şekilde hayata gözlerini yumdu. Bu işin peşini bırakmayacağız.