ABD'nin özellikle Irak'ı işgali ile başlayan süreçte düğmeye tekrar basıldığını ve bir asır evvel uygulanan emperyalist projenin ikinci sahnesinin uygulamaya konulduğunu dile getiren Numan Kurtulmuş, dünkü emperyalistlerin sadece isim ve nitelik değiştirerek yine coğrafyaya geldiklerini ve ufacık bir kara parçası olan Gazze'nin karşısına uçak ve savaş gemilerini dizdiklerini söyledi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, 'Dünyanın en üstün savaşma kabiliyetine sahip silahlarını kullanarak, bir halkın üstünde soykırımı icra ediyorlar. Soykırımı icra edenler sadece İsrail'in Netanyahu ve çetesi değildir. Bu soykırıma yardımcı olanlar, destek olanlar, ordularıyla, siyasetleriyle, Birleşmiş Milletler dahil uluslararası alanda verdikleri destekleriyle bu soykırıma yardımcı olanlar, dünkü emperyalistlerin birebir aynısıdır. Dün başka bir kılıkla, adla geliyorlardı. Bugün başka bir isimle geliyorlar. Oyun hiç değişmiyor. Bu oyunu bozmak için de Allah'ın izniyle Türkiye olarak bütün irademizle ortadayız ve bu mücadeleyi sürdürmeye gayret ediyoruz' diye konuştu.

Filistin topraklarında terör örgütleriyle İsrail devletinin kurulduğunu anlatan Numan Kurtulmuş, şunları söyledi: 'Birebir savaş meydanına çıkamadıkları milletlerin karşısına terör örgütleri vasıtasıyla kahpece, kalleşçe ve arkadan saldırarak çıktılar. Bunlar, Kürtleri çok sevdikleri için PYD'ye, PKK'ya destek veriyor değiller. Bunlar birtakım unsurları çok sevdikleri için DEAŞ'a falan destek veriyor değiller. Bunlar yine Afrika'da Boko Haram'a destek verirken bu örgütlerin mensuplarını sevdikleri için değil, bu coğrafyanın insanlarının hiçbirini sevmedikleri için terör örgütlerine destek veriyorlar. Buna karşı uyanık olmak, aynı oyunun senaryosuna karşı Türkiye olarak birlik, beraberlik içerisinde karşı çıkmak mecburiyetindeyiz. Allah'a çok şükür; bu anlamda Gazze'de yaşananları hiçbir zaman uzakta, bir yerde yaşananlar olarak görmedik. Çünkü Gazze'den gelen kahraman şehitlerin Çanakkale'de, Anadolu'nun insanıyla yan yana yattığını biliyoruz. Ve onların da bu ülkenin bir parçası olduğunun farkındayız. Filistin meselesi ne Arapların meselesidir ne Filistinlilerin meselesidir. Tabii ki onların da meselesi fakat Filistin meselesi, bizim için milli bir meseledir.'

Bu coğrafyanın birleşmesi ve bütünleşmesi yönündeki en önemli meselelerden birisinin Filistin üzerinden bölgenin tekrar dağıtılmaya çalışılması senaryosu olduğunu belirten Kurtulmuş, şu çağrıda bulundu:

'Yeni bir dünyanın oluşması, hakkaniyete ve adalete dayalı bir sistemin kurulabilmesi için üniversitelerimizin de siyaset dünyamızın da bütün birikimiyle mücadele etmesi ve tekliflerini ortaya koyması gerekir. Bunun için en başından itibaren Filistin meselesini, Gazze'de yaşananları bizim için bir milli mesele, insanlık içinde çok büyük bir insanlık onuru etrafında birleşmemiz gereken ortak bir mesele olarak görüyoruz. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bizler her platformda, her uluslararası platformda Gazze'deki masum halkların, halkın taleplerini, onların sesi soluğu olabilmek için gündeme getiriyoruz. Bu çerçevede en son geçen hafta cuma günü Brezilya'daki G20 Meclis Başkanları toplantısında söylediğim bir konuyu bir kere daha burada ifade etmek isterim. İsrail'e karşı kimlerin de destek verdiğini biliyorsunuz. Bunları konuşmaya gerek yok. Hangi alanlarda destek verdiklerini biliyorsunuz. Ama en büyük desteği, uluslararası alanda ve uluslararası sistemin koruma şemsiyesi altında veriyorlar. Örnek olarak BM Güvenlik Konseyi'nde veriyorlar. Aslında savaşı durdurmak, barışı sağlamak için kurulmuş olan BM Güvenlik Konseyi aslında şu anda İsrail'in saldırganlığını korumak için kullanılan bir uluslararası şemsiye haline döndürülmüştür; Amerika sayesinde Şimdi diyoruz ki hatırlayın, Güney Afrika'da bir Apartheid rejimi vardı. O Apartheid rejimi sırasında Güney Afrika yönetiminin yaptığı uygulamalardan vazgeçene kadar Birleşmiş Milletler kararlarına uyana kadar Güney Afrika'nın BM üyeliği askıya alınmıştı. Şimdi tekrar diyoruz ki İsrail, Netanyahu ve çetesi BM kararlarına uyana kadar uluslararası Adalet Divanı'nın vermiş olduğu kararları uygulayana kadar İsrail'in BM üyeliği askıya alınmalıdır. Bu fikrin konuşulma vakti gelmiştir. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz.'