Son dönemde, özellikle Çin ve ABD gibi büyük ekonomilerde merkez bankalarının para politikalarını genişlettiği ve ekonomilere büyük miktarda para pompaladığı gözlemleniyor. Bu süreç, küresel likiditenin hızla artmasına yol açıyor. Küresel likidite artışı, yalnızca makroekonomik dengeleri değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda kripto varlık piyasalarında ve özellikle Bitcoin üzerinde de önemli etkiler yaratıyor.

 

Bu tür likidite artışları, Bitcoin’in yanında diğer kripto varlıklar için de pozitif bir piyasa dinamiği yaratıyor. Yatırımcılar güvenli limanlardan çıkıp daha riskli ancak yüksek getiri potansiyeli sunan varlıklara yönelirken, kripto piyasaları bu süreçten faydalanabilir.

Küresel Likidite ve Bitcoin Arasındaki İlişki

Küresel likidite, nakit ve banka mevduatları gibi kolayca erişilebilen parayı (M2 arzı) ifade eder. Merkez bankaları para arzını genişlettiğinde, yani daha fazla para pompaladığında, bu genellikle Bitcoin fiyatında yükseliş anlamına gelir. Tarihsel olarak Bitcoin, likidite artışlarına güçlü tepki veren bir varlık olarak öne çıkıyor. Küresel M2 para arzı Eylül ayı sonunda 108 trilyon dolara ulaştı ve bu artış, Bitcoin için yeni bir boğa piyasasının başlangıcı olabilir.

 

Likiditenin Kripto Piyasalarına Girişi: Damlama Etkisi

Küresel likidite arttıkça, bu sermaye ekonomilere yavaş yavaş yayılır. İlk aşamada, yatırımcılar sermayelerini tahvil, altın veya gayrimenkul gibi güvenli limanlara yönlendirir. Ancak piyasalardaki güven arttıkça ve likidite genişledikçe, yatırımcılar daha fazla getiri arayışına girerler. Bu noktada daha riskli varlıklar, yani kripto varlık radarlarına girer.

Bitcoin ve diğer kripto varlıklar, bu sermaye akışından faydalanmaya başlar. Bu süreçte, daha fazla sermaye kripto piyasalarına girer ve bu da Bitcoin ve diğer dijital varlıkların fiyatlarında artışa yol açabilir.