Elbette sadece kulaklıklar değil, yüksek sese maruziyet iş ortamı, sosyal ortamlar, trafik gibi farklı ortamlarda olabilir. “Yüksek ses nedeniyle iç kulaktaki hücreler hasara uğrar; bu hasarın miktarı sesin şiddetine ve maruziyet süresine göre değişir.” diyen Liv Hospital KBB Uzmanı Op. Dr. Irmak Uçak, yaşlanmaya bağlı gelişen işitme kayıplarından sonra, ikinci en sık görülen işitme kaybının gürültüye bağlı işitme kayıpları olduğunu belirterek konu hakkında bilgiler verdi.
Gürültüye bağlı oluşan işitme kayıpları önlenebilir
Gürültüye bağlı işitme kayıpları, yaşlanmaya bağlı gelişen işitme kayıplarında sonra, ikinci en sık görülen işitme kaybı şeklidir. Gürültüye bağlı işitme kayıpları önlenebilir bir sağlık problemidir.
Sesin şiddeti ve maruziyet süresi önemlidir
Yüksek sese maruziyet iş ortamı, sosyal ortamlar, trafik gibi farklı ortamlarda olabilir. Yüksek ses nedeniyle iç kulaktaki hücreler hasara uğrar; bu hasarın miktarı sesin şiddetine ve maruziyet süresine göre değişir.
Geçici çınlamalar genellikle 48 saat içerisinde düzelir
Birçok insan hayatlarının bir döneminde yüksek sesli ortamlarda bulunduktan sonra, kulak çınlaması ve işitmede azalma hissetmiştir. Kalıcı bir hasar oluşmamışsa, yüksek sese maruziyet sonrası gelişen işitme kaybı ve çınlamalar genellikle 48 saat içerisinde düzelmektedir.
Yüksek ses, ani patlayıcı veya kronik gürültü şeklinde olabilir
Yüksek sese bağlı işitme kayıpları akustik travma veya kronik gürültüye bağlı işitme kaybı şeklinde görülebilir:
Akustik travmalar; genellikle kısa süreli, ani patlayıcı sesler sonucunda ortaya çıkarlar. İşitme kaybı ani başlar, genellikle tek taraflıdır veya işitme kaybı asimetriktir.
Kronik gürültüye bağlı işitme kayıpları genellikle yıllar içerisinde yavaş ilerler, bu nedenle fark edilmeleri daha zordur. İşitme kaybı çift taraflıdır ve genellikle simetriktir.
Devamlı sese maruziyet daha riskli
Aralıklı şekilde maruz kalınan gürültü, devamlı şekilde maruz kalınan gürültüye kıyasla daha az işitme kaybına neden olur. Bu nedenle gürültülü ortam çalışanlarının saatlerinin buna göre düzenlenmesi işitme kaybı riskini azaltabilir.
Kalıcı işitme kayıplarında işitme cihazı kullanılır
Medikal ya da cerrahi olarak kesin bir tedavi seçeneği bulunmamakla birlikte gürültüye bağlı işitme kaybı, çoğunlukla önlenebilir bir hastalıktır. Gürültüye bağlı kalıcı işitme kaybı geliştiğinde ise kullanılan tek tedavi şekli işitme cihazıdır.
Koruyucu kulaklık ve tıkaç kullanımı önemli
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), işitme bozukluğunu önlemek için gürültüye maruz kalma seviyelerinin gün içinde 70 desibeli, 1 saatlik süre boyunca ise 85 desibeli aşmamasını önermektedir. Düzenli olarak 85 desibelin üzerindeki gürültünün yakınında bulunmak işitme kaybına neden olabilir.
Çok yüksek gürültülü ortamlarda kulak tıkaçları, koruyucu kulaklıklar veya ikisi birden kullanılmalıdır. Kulak tıkaçları 15-30 desibel, koruyucu kulaklık 30-40 desibel ses zayıflatma etkisine sahiptir. Koruyucu kulaklık ve tıkaçlar kulak kanalından sesi azaltmada etkilidir ancak kafa kemikleri ile iç kulağa iletilen ses de göz önünde bulundurulmalı ve yüksek sese maruziyetten mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
Yüksek sesli oyuncaklar risk yaratabilir
Gürültüye bağlı işitme kaybının en yaygın nedenleri arasında yüksek sesli müziğe, ağır makinelere veya elektrikli aletlere ve silah ateşine maruz kalma yer alır. Çok yüksek ses çıkaran oyuncak tabanca gibi oyuncaklarla oynayan çocuklarda yüksek frekanslarda işitme kaybı görülebilir.
İşitme kaybı kalıcı ve geri döndürülemez olabilir
Gürültüye bağlı işitme kaybı kalıcı ve geri döndürülemez olabilir. Bu nedenle aşırı yüksek seslere maruz kalmayı önlemek veya sınırlandırmak önemlidir. Ani işitme kaybı, devam eden çınlama veya kulakta ağrı varsa vakit kaybetmeden bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmalıdır.