Karahan, konuşmasında şunları kaydetti;

"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak temel amacımız fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Bu hedefe uygun olarak 2023 yılı haziran ayında bir parasal sıkılaşma döngüsüne başladık ve fiyat istikrarını tesis etmek için bu süreçte takip edeceğimiz dezenflasyon patikamızı oluşturduk. 

Büyüme kompozisyonundaki değişim, beklentilerdeki iyileşme ve talep koşullarının normalleşmesiyle ülkemizin dış dengesi daha sürdürülebilir bir hale gelmektedir. Mayıs 2023’te 57 milyar dolara yükselen 12 aylık cari açık, Mart ayı itibarıyla 30 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. Mayıs ayı dış ticaret verileri de cari işlemler hesabındaki olumlu görünümün devam edeceği sinyalini net bir şekilde vermiştir. Cari dengedeki iyileşmeyle birlikte finansman ihtiyacı azalırken, ülkemizin yurt dışı finansman kaynaklarına erişimi önemli ölçüde kolaylaşmıştır. Böylece, küresel finansal koşullardaki sıkılığa rağmen, ülke risk primimizdeki gerilemenin etkisiyle, bankalarımızın ve reel sektörümünün yurt dışı borç çevirme oranları artarken borçlanma maliyetleri azalmıştır.

Mayıs ayı itibarıyla enflasyon yıllık bazda yüzde 75,5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyonun Mayıs ayında en yüksek seviyesine ulaşacağını sonrasında da düşeceğini daha önceki iletişimlerimizde paylaşmıştık. Dezenflasyon patikamıza göre Haziran ayında başlayarak manşet enflasyon yılın geri kalanında her ay gerileyecektir. Baz etkileri nedeniyle yaz aylarında bu gerileme özellikle belirgin olacaktır. Ancak para politikası duruşumuzu belirlerken bizim takip ettiğimiz gösterge, aylık enflasyonun ana eğilimi olmaya devam edecektir. Mayıs ayı itibarıyla aylık enflasyonun ana eğiliminin yüzde 3 civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Enflasyon verilerine daha detaylı baktığımızda, finansal koşullar ile kur gelişmeleri ve beklentilerinin önemli olduğu dayanıklı mal gibi kalemlerde, aylık enflasyonun önemli ölçüde yavaşladığını görüyoruz.

Diğer taraftan hizmet enflasyonundaki katılık ve yüksek seyir, enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğiz. Sıkı duruşumuz ile birlikte yurt içi talepteki dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinin iyileşmesiyle ana eğilimin gerileyeceğini öngörüyoruz. Ana eğilimde beklenen bu gerileme ile birlikte enflasyon tahminlerimizi 2024 yılsonu için yüzde 38, 2025 yılsonu için yüzde 14 seviyesinde belirledik.

2026 yılında, tek haneli enflasyona ulaşacağımızı öngörüyoruz. Bunun uzun bir süreç olacağını biliyor ve aşağı ve yukarı yönlü riskleri değerlendiriyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki enflasyon tahminlerimiz yalnızca tahmin değil, para politikası sıkılığını belirlerken kullandığımız ara hedef görevi görmektedir. Bu nedenle enflasyon gerçekleşmelerinin ve beklentilerinin tahmin patikamıza yakınsamasını dikkatle takip etmeye devam edecek ve enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma olması halinde, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız. Merkez Bankası olarak toplumsal refaha en büyük katkımızın fiyat istikrarını tesis etmek olduğunun bilinciyle hareket etmeye devam edeceğiz."