Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, kalp sağlığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Dünyada her yıl 18 milyon insanın kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak yaşamını kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Seyfeli, "Bu hastalıklar dünyada bir numaralı ölüm sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle önümüzdeki 20 yıl içerisinde de en önemli ölüm nedeni olarak görmeye devam edeceğiz. Oysa kalp hastalıkları risk faktörleri ile birlikte değerlendirildiğinde önlenebilir veya ötelenebilir bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalp sağlığı için hazır ve rafine gıdalardan uzak durun" diye konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİNİN ÇOĞU ÖNLENEBİLİR
Kalp hastalıklarına yol açan risk faktörlerinin çoğunun değiştirilebilir ve önlenebilir olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Seyfeli, "Sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam ve obezite gibi risk faktörlerini hayatımızdan uzaklaştırdığımızda hastalık riskini de çok azaltmış oluruz. Sigara içmediğimizde kalp hastalığı riskini 5 ile 10 yıl arasında erteleyebiliriz. Kandaki şeker düzeyimiz dengeli olursa kalp krizi riskini yüzde 20 ile 40 arasında azaltabiliriz. Bunlar için iki önemli yöntem vardır; dengeli beslenme ve düzenli egzersiz. Bu yöntemler ilaçtan daha etkili olup, hiçbir yan etkisi de yoktur” ifadelerini kullandı.
HAFTADA EN AZ 3 GÜN EGZERSİZ
Kalp sağlığını korumak için en önemli iki etmenin egzersiz ve sağlıklı beslenme olduğunu ifade eden Prof. Dr. Seyfeli, “Mümkünse haftanın her günü egzersiz yapılması gerekiyor. Eğer bu mümkün değilse en azından haftanın 3-4 günü, 30 ile 45 dakika arasında tempolu yürüyüş olabilir. Bisiklet sürme, yüzme ve aerobik egzersizler de eklenebilir. Ancak 40 yaşından sonra özellikle yarışmalı sporlardan ve adrenalin seviyesi yüksek egzersizlerden kaçınılması gerekiyor. Şayet altta yatan gizli kalp veya ritim problemi olan hastalarda kalp krizleri ve ani ölümler görülebilir. Dolayısıyla 40 yaşından sonra egzersiz yapmak isteyenler ve yarışmaya katılacakların mutlaka kardiyolojik olarak değerlendirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
AKDENİZ TARZI BESLENİN
Akdeniz tarzı beslenmenin kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi üzerinde duran Prof. Dr. Seyfeli, yağlı rafine edilmiş, tuz oranı yüksek hazır gıdalardan uzak durulması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: "Özellikle fast food yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Dengeli ve düzenli beslenme kalp sağlığı için çok önemlidir. Hastalarımıza sofradan doymadan kalkmalarını öneriyorum. Ağır yemek ve dolu karın, kalbi yorar. Kalp krizlerinin iftar ve sahur sonlarında artması da bunu kanıtlıyor. Düzenli beslenmede kesinlikle kahvaltı yapılmalıdır. Öğle ve akşam yemekleri ise nispeten daha hafif yenilmelidir. Yediğimiz besinlerin içeriği de çok önemli. Akdeniz diyeti ülkemizdeki yetişen sebze ve meyve bakımından oldukça zengin bir beslenme çeşididir. Zeytinyağı olmazsa olmazımızdır. Özellikle pandemi döneminde sebze ve meyve ağırlıklı beslenme vitamin, mineral ve posa açısından oldukça zengindir. Bu da bizim vücut direncimizi ve immun sistemimizi kuvvetlendirmektedir. Ayrıca Akdeniz diyetine et ve süt ürünlerinin yağsız kısımları ve tahıllları da eklemeyi unutmamalıyız.”