Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, meme kanseri kadınlar arasında en sık görülen kanser türü. Yılda yaklaşık 2,3 milyon kadına meme kanseri teşhisi konuyor, 670 bini bu nedenle ölüyor. Meme kanseri sıklığı yaşla birlikte artsa da gençlerde de görülebiliyor.
Türkiye’de her 100 bin kadından 50’si meme kanserine yakalanıyor, başka bir deyişle her sene yaklaşık 22.5 bin kadın meme kanseri oluyor. Bu sıklık giderek artıyor. 1994’de yayınlanan bir çalışmada sıklık 100 binde 24 olarak saptanmıştı.
Dünyada görülme sıklığı 50 yaşından sonra artan meme kanserinin ülkemizde 40 yaşından sonra arttığı saplandı. Bu nedenle tarama yaşı da 40’a çekildi.
Türkiye’de yaşayan kadınların (daha ender de olsa erkekler de meme kanseri oluyor) hava kirliliği ve meme kanseri riskiyle ne oranda karşı karşıya olduğunu verilerle ortaya koymak mümkün.
Kara Rapor 2024 Hava Kirliliği ve Sağlık Raporu’na göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası DSÖ standartlarına göre kirli hava soluyor. Ülkede yaşayanlar yıllık ortalama 26 µg/m3 PM2,5 kirliliğine maruz kalıyor. Bu değer DSÖ’nün kılavuz değerinin beş katı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yeterli hava kalitesi ölçümü yapabildiği 71 ilde, DSÖ’nün önerdiği yıllık ortalama PM10 kılavuz değer olan 15 µg/m3 aşıldı.
Dış ortam havasında nitrojen/azot dioksitteki (NO2) her 10 μg/m3’lük artış meme kanseri riskini 1,02 kat arttırıyor. Bir başka çalışmaya göre ise meme kanserinden ölme riski, her 10 μg/m3 partikül madde (PM10) artışı başına 1,05 kat yükseliyor.
PM10’dan daha da küçük partikül kirletici olan PM2,5’a maruz kalmayla kanser arasındaki bağlantıya dair de güçlü epidemiyolojik ve biyolojik kanıtlar var. ABD’de yapılan bir araştırmada, PM2,5’a daha fazla maruz kalınan bölgelerde yaşayanlarda meme kanseri vakalarında yüzde 8’lik bir artış saptanmış.
DSÖ tüm kanserlerin yüzde 70’inden fazlasının doğrudan ya da dolaylı çevresel faktörlerle ilgili olduğunu söylüyor. Kanser riskinin yaklaşık yüzde 30’unun kalıtsal, yüzde 70’ininse çevresel faktörlerden kaynaklandığı gösteriliyor.
Kara Rapor’un hava kirliliği ve meme sağlığı bölümünü halk sağlığı uzmanları Prof. Dr. Gamze Varol ile Doç. Dr. Melike Yavuz hazırladı.
Malum kanser, benzer yapıya sahip, kontrolsüz ve hızlı büyüyen anormal hücrelerin oluşturduğu farklı tipteki hastalıklar grubu. Kansere, hücrelerimizin çalışma şeklini değiştiren belirli genlerdeki değişiklikler neden olur. Bu genetik değişikliklerin bazıları, hücre bölünmesi sürecinde DNA kopyalandığında doğal olarak meydana gelir. Ancak diğerleri, DNA’ya zarar veren çevresel maruziyetlerin sonucu. Bu nedenle kanser gelişiminde çok sayıda faktör etkili olabilir. Kanserlerin tipi bu faktörlere bağlı olarak değişiyor.
Varol ve Yavuz raporda özetle şunlara dikkat çekiyor:
* Ev ve iş yerinde hava kirliliğine maruz kalmayla da meme kanseri arasında ilişki var. Hava kirliliği yüksek olan yerlerde yaşayan ve çalışan kadınların, daha az kirli bölgelerde yaşayan ve çalışanlara göre meme kanseri olma olasılığı daha yüksek.
* Konut ve işyerinde hava kirliliğine maruz kalmanın meme kanseri riski üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği bir araştırmaya göre, 1990-2011 döneminde meme kanseri olan 2 bin 419 kadının ev ve işyerinde hava kirliliğine maruz kalma düzeyi, meme kanseri olmayan 2 bin 984 kadınınkiyle karşılaştırıldı. Sonuçlar, PM2,5 kirliliğine maruz kalma düzeyinin her 10 µg/m3 artışında meme kanseri riski yüzde 28 artıyor.
* Egzoz dumanı solumak meme kanseri riski artırıyor. NO2’ye maruz kalan kadınların en yaygın meme kanseri türü olan hormon reseptör pozitif meme kanserine yakalanma riski artıyor. NO2 dizel yakıt egzozunun bir bileşeni.
* PM2.5 kirliliğinin yüksek düzeyde olduğu bir bölgede yaşamak meme kanseri sıklığını artırıyor. Amerika’da A. J. White. ve arkadaşları tarafından hava kirliliği ve meme kanseri verilerinin incelendiği bir çalışmada, PM2,5’a daha fazla maruz kalınan bölgelerde yaşayanlarda meme kanseri vakalarında yüzde 8’lik bir artış gözlemlendi.
* Trafikten kaynaklı hava kirliliğine maruz kalmak meme kanseri riskini artırıyor. ABD’de meme kanseri gelişimi ve hava kirliliği ilişkisini inceleyen 17 çalışmanın meta analizine göre, her ikisi de trafiğe bağlı hava kirliliği göstergesi olan nitrojen dioksit (NO2) ve nitrojen oksit (NOx) seviyeleriyle artmış meme kanseri riski ilişkili. Ayrıca çalışmada, tehlikeli hava kirliliği seviyelerinin ve iç mekân hava kirliliği kaynaklarının da meme kanseri riskine katkıda bulunabildiği vurgulandı.
* NO2’deki her 10 μg/m3’lük artış meme kanseri riskini 1,02 kat arttırıyor.
* Dış ortam hava kirliliği arttıkça meme kanseri insidansı anlamlı olarak artıyor. J. Hwang ve arkadaşlarının çalışmasında meme kanseri riskinin her 100 ppb (milyarda parça) CO artışında 1,08 kat, her 10 ppb NO2 artışında 1,14 kat, 1 ppb SO2 artışında 1,04 kat ve her 10 μg/m3 PM10 artışında 1,13 kat arttığı saptandı.
PM10 artışı meme kanserinden ölümü de arttırıyor. Meme kanserinden ölümlerdeki artış yalnızca PM10 ile ilişkili. Meme kanserinden ölme riski, her 10 μg/m3 PM10 artışı başına 1,05 kat artıyor.
KAYNAK: diken