Taşçı, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de 20 yılı geçen kazılar var, kazıların hızlandırılması için de destek bekliyoruz. Gün yüzüne çıkmayı bekleyen tarih hazinemiz de kaynaksızlığa kurban edilemeyecek kadar kıymetli. Sayın Bakan, siz ne kadar kültür ve turizmin ayrılmaz olduğunu düşünüyorsanız biz de aynı derecede bu ikisinin mutlaka ayrılması gerektiğini düşünüyoruz. Bir milli kültür bakanlığının temel ihtiyaç haline geldiğini savunuyoruz. Bir ülkede beşiklerinde tecavüze uğrar, hastanelerde katledilir hale geldiyse ve sorumluları mahcubiyet duymak bir yana üste çıkmaya çalışırsa kızlar, babalarının çocuklarını doğurmaya başladıysa, beş çocuk feci şekilde can verene kadar onları ölüme sürükleyen garibanlığa göz yumuluyorsa o ülkede toplum çürüyor demektir. Şu anda Türkiye'de sosyal çürüme var. Etik denen şey yok oldu. Türk edebiyatı, Türk sineması, tiyatrosunda hiçbir şekilde göçmen kültürü, mülteci kültürü, mafya ya da kara para aklama gibi kavramlar olmazdı. Artık ortaya çıkan yapıtlarda bunlarla karşılaşmaya başlayacağız. Bu başkalaşmanın tek bir panzehiri var; bir kültür devrimi.