Birleşik Krallık'ın kültürel ilişkiler ve eğitim fırsatlarından sorumlu uluslararası kuruluşu British Council, İngilizcenin Geleceği: Küresel Perspektifler (The Future of English: Global Perspectives) adlı kitabı yayınlanmasının birinci senesinde, bazı kilit soruları yanıtlayan anketin sonuçlarını açıkladı. Ankete, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 92 ülkeden, çoğunluğu öğretmen, lider ve kamu görevlisi olmak üzere toplam 1.792 eğitim profesyoneli katıldı.
Sonuçlar, dünya genelinde katılımcıların yüzde 60'ının İngilizce'nin 'kesinlikle' dünyada en yaygın konuşulan dil olarak kalacağına inandığını gösteriyor.
Ankette Avrupa, sadece İngilizce konuşulan ülkelerin gelecekte 'muhtemelen' dezavantajlı olacağını söyleyen profesyonellerin oranının en yüksek olduğu bölge olurken (yüzde 49,6), bunu bu ülkelerin 'kesinlikle' etkileneceğini söyleyen yüzde 19,9 takip ediyor.
“Çok dilli olmak, İngilizcenin yanı sıra diğer dilleri de bilmesi gereken pek çok Avrupalı için bir gerçektir. Bu ülkelerde sadece İngilizce konuşmak bir dezavantaj olabilir çünkü sadece diğer dilleri konuşmak değil, aynı zamanda gerçek anlamda çok kültürlü olmak da gereklidir” diyor The Future of English kitabının yazarlarından Mina Patel, İngilizcenin Geleceği: Küresel Perspektifler kitabının ortak yazarı ve İngilizcenin Geleceği araştırma programının başkanı
Avrupa'da, öğretmenlerin yapay zekadan 'kısmen' etkileneceğini düşünen katılımcılar (yüzde 48,2) ile 'hayır' diyenler (yüzde 43,5) arasında bir denge bulunuyor. Küresel sonuçlara iş rolüne göre bakıldığında, dünya genelinde öğretmenlerin yüzde 50,9'u ve kamu görevlilerinin yüzde 51,3'ü öğretmenlerin yerini yapay zekanın almayacağını düşünüyor.
Mina Patel şöyle diyor “Diğer sektörler gibi eğitim de yapay zeka kullanımından etkileniyor. Teknoloji ne yaptığımızı değil, nasıl yaptığımızı değiştiriyor. Yapay zeka öğretmenlerin yerini almayacak çünkü gayri resmi olarak dil öğrenen gençler de kendilerine rehberlik edecek öğretmenlere ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar. Bu da öğretmenin rolünün temel olduğu ve eğitim sistemlerinin sağlayabileceği destek ve yapıya hala ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor.”
Öğrenme söz konusu olduğunda, dünya genelindeki katılımcıların yüzde 44'ü İngilizce öğrenenlerin gelecekleri için doğru şeyleri 'kısmen' öğrendiğine inanırken, bunu 'tamamen' öğrendiklerini söyleyenlerin oranı yüzde 29'dur. Avrupalı katılımcıların yüzde 58,7'si 'kısmen evet' derken, sadece yüzde 2,5'i 'tamamen evet' cevabını veriyor. Katılımcıların yüzde 23,6'sı 'emin değilim' cevabını vererek bu konudaki şüphelerini dile getiriyor.
“İngilizcenin Geleceği: Küresel Perspektifler kitabı için yapılan araştırma kapsamında düzenlenen yuvarlak masa toplantıları sırasında Avrupalı katılımcılar, gençlerin yeni bir işe başladıklarında tam olarak hazır olmadıklarından bahsediyor. Bu da dil ve onunla birlikte gelen becerilerin çok farklı olduğu anlamına geliyor. Becerilerin ve dilin entegrasyonuna odaklanmak gerekir çünkü dil tek başına çalışmaz: onu bir amaç için kullanırız ve bir araçtır.” diyor İngilizcenin Geleceği araştırma programı başkanı.
Eğilimler ve tahminler
Üretken yapay zeka ve öğretmenlerin rolü. Algılar değişiyor ve yapay zeka artık kutunun dışında ve eşitsizliğin ötesinde düşünmek için bir fırsat olarak görülüyor. Bu gerçeklik göz önüne alındığında Patel, öğrencilerin teknoloji hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğu ve bunu öğretmenlerinden daha akıllı bir şekilde kullanabildiği bir senaryoda 'öğretmenlerin geride kalmamasının' önemine dikkat çekiyor. Uzmanlar, eğitim profesyonellerinin, öğretmenleri yetenekli ve güçlü tutmak için yeni teknolojilerin kullanımına hangi metodolojinin rehberlik etmesi gerektiğini belirlemeleri için doğru zaman olduğunu düşünüyor.
Öğretmen mutluluğu ve huzuru. İlk tahminle uyumlu olarak, öğretmenlerin sürekli gelişen rolü ve bunun duygusal refahlarını nasıl etkileyebileceği konusunda parlak bir tartışma var. Patel, öğretmenlerin mevcut iş yükü ve talepleri, yaptıkları işin sosyal değeri ve tanınması ve zorlu bir ortamda eğitim fırsatlarının eksikliği üzerine genel bir düşünceyi gündeme getiriyor.
Çok dillilik. İngilizcenin diğer dillerle uyumu ve bu dilleri İngilizce öğrenmek için nasıl kullanabileceğimiz konusundaki tartışmalar gündemde. Hem toplumda hem de sınıfta birden fazla dilin kullanıldığı ülkelerde, İngilizcenin müfredatta bu dillerle nasıl bir arada yer alması gerektiği tartışılıyor.
Gayri resmi öğrenme ve eğitim reformu. Öğrenmenin çoğunun sınıf dışında ve tesadüfen (işte veya sosyal medya, çevrimiçi kurslar ve yapay zeka araçları kullanılarak) gerçekleştiği gerçeği göz önüne alındığında, kamu ve özel eğitim sistemleri bu konuyu dikkatle düşünmelidir. Eğitim sistemlerinde resmi olmayan öğrenme yöntemlerinden yararlanmak için kamu-özel sektör iş birliği, öğrencilerin ve tüm toplumun mevcut ihtiyaçlarıyla uyumlu yaratıcılığı ve esnek zaman çizelgelerini geliştirmek için kilit öneme sahiptir.
Değerlendirme. Eğitim profesyonelleri, öğrencilerin öğrenme ve gelişimlerine yardımcı olmak için özellikle biçimlendirici değerlendirmenin önemini ve öğretmenlere verilmesi gereken desteği kabul ediyor.