Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selami Kuran, Türkiye ve Yunanistan arasındaki siyasi gerilimin ana konularının Ege Denizi ve Doğu Akdeniz üzerinden değerlendirerek, bir konu çözülmeden diğerinin de çözülemeyeceğini vurguladı. 

Ege'de çözülmesi gereken adaların silahlandırılması, aidiyeti belirsiz adaların statüsü, hava sahası, karasuları, FIR hattı gibi konular yer alıyor.

YUNANİSTAN KITA SAHANLIĞI SORUNU

Prof. Dr. Kuran, Yunanistan'ın Ege Denizi'nde kıta sahanlığı olduğunu bu sınırlar kapsamında Yunanistan'ın Lahey'e gideceğini belirtti. Türkiye'nin Ege'de karasuları genişliği ve adaların aidiyet sorununu çözüme kavuşturmadığı sürece kıta sahanlığı sorununun da çözülmeyeceğini bildiren Kuran şöyle konuştu:

"Ankara, 'Bunların hepsini bir paket olarak müzakere yoluyla aramızda çözelim. Bu olmadığı takdirde ise problemleri paket hâlinde uluslararası bir merciye taşıyalım' diyor."

Yunanistan'a özgü tam yetki

"Yunanistan, Ege'de bütün adalarının kendilerine mahsus tam deniz yetki alanı olduğunu öne sürüyor. Zaten bu nedenle Meis gibi küçük bir adanın 40 bin kilometrekare kıta sahanlığı olduğunu iddia ediyor. Bu hakkaniyet ilkesi açısından kabul edilemez."

YUNANİSTAN'IN İKİNCİ TEZİ

Yunanistan'ın ikinci tezinde; Ege'de deniz yetki alanı Türkiye ile sınırlandırırken, en doğudaki Yunan adalarıyla Anadolu kıyıları arasında eşit uzaklık ilkesine göre sınırlandırma yapmak istediğini bildiren Kuran, şu ifadelere yer verdi:

Adalet Divanı'nda 1969 yılında Kuzey Denizi kıta sahanlığı davası var. Orada da Hollanda-Danimarka ve Almanya söz konusuydu. Uluslararası Adalet Divan'ı, hakkaniyet ilkesine uygun bir sınırlandırılmasının yapılması esas olduğunu vurguluyor. Hukukun öngördüğü içtihat çerçevesinde belirli kriterler var. Bu kriterlerin birincisi hakkaniyet ilkesi. İkincisi coğrafi durum üstünlüğü; yani kıyı şeridinin uzunluğu. Akdeniz'de bilindiği gibi en uzun kıyı şeridine sahip ülke biziz. Bizim uzunluğumuz toplam Yunan adalarınınkinden 10 katı fazla. Üçüncüsü orantılılık; yani yüzölçümü itibarıyla orantılı olacak.

Türkiye mecburen taraf olmadı

Son olarak ise ilgili kıyı devletinin açık denize erişimini kapatmamak ilkesi bulunuyor. Ege'deki karasuları meselesinden dolayı 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne taraf değiliz. Sözleşmeye 'yarı kapalı deniz alanlarında karasularının 12 mile kadar çıkartılmaması' için rezerv koymak istedik. Ancak sözleşme, rezerv koyma yasağı öngördüğü için Türkiye mecburen taraf olmadı. Deniz yetkilerini sınırlandırmadaki hakkaniyet ilkesi devletleri BM 1982 sözleşmesine taraf olsun olmasın bağlar.