Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Her 2 yılda bir düzenlenen MÜSİAD EXPO'da bu sene 24 farklı sektörden 500'ün üzerinde ürün sergilenecek. 

Ülkemiz içinden ve dışından ilginin gayet yoğun olduğunu öğrendim. D8 büyükelçileri zirvesinin gerçekleştirilmesini takdirle karşıladım. Oldukça zengin içeriğe sahip fuarın hedeflerine ulaşacağına inanıyorum.

Dünyamız son 3 yıldır küresel salgınla başlayan ardından sıcak çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle devam eden sancılı süreçten geçiyor. Tedarik zincirleriyle uluslararası ticaretteki tahribatı halen hissediyoruz. Pek çok ekonomi son 50-60 yılın en yüksek enflasyon rakamlarıyla baş etmeye çalışıyor. Gıda, enerji ve hammadde fiyatlarının ekonomiler üzerindeki baskının bir müddet daha devam etmesi bekleniyor.

Krizi herkes çeşitli derecelerde hissetse de yıkıcı halini Afrika ve Asya'daki kırılgan devletlerdir. Milyonlarca insanın çektiği sıkıntılar göz ardı edilmektedir. Sahra altındaki kardeşlerimizin çok kötü durumdaki halleri katlanamaz hal almıştır. Afrika'da bir lokma ekmeğe ulaşamayan her çocuğun acısı yüreklerimizi dağlıyor. Bu trajedilerin sona erdirilmesi noktasında maalesef kayda değer hiçbir çaba gösterilmiyor.

Özellikle ağızlarını her açıklarında dünyanın geri kalanına insan hakları ve özgürlük dersleri veren batılı kurum ve ülkelerin bu durum karşısındaki kayıtsızlığı utanç vericidir.

PUTİN İLE GÖRÜŞTÜK MUTABIK KALDIK

Kesinlikle az gelişmiş ülkelere destek verelim. Zira Putin bana şunu söyledi "Biz ücretsiz olarak bu tahılı bu ülkelere gönderelim" dedi. Hem fikir olduk. Bunu da G20'de geniş çaplı görüşelim. Mutabık kaldık. Atmamız gereken adım bu, yapmamız gereken de bu. Bu ayın 13-14'ünde Bali'de bir araya geleceğiz ve orada da bu görüşmeleri yapacağız. Avrupa'yı bahçe dünyanın geri kalanını vahşi otlar olarak tanımlayan zihniyetin bu şekilde davranmasına şaşırmıyoruz ama kabul de etmiyoruz.

Afrika, Asya, Latin Amerikalılar ucuz işçi, Altın, petrolüyle bunlara hizmet ettiği ölçüde değerlidir. Böyle bir durum yoksa görkemli Avrupa bahçesini istila eden ayrık otundan ibarettir. İnsanı diline, ten rengine, ülkesine göre ayıran bu çarpık bakış açısını dünyamızı nasıl felakete sürüklediğini acı tecrübelerden biliyoruz.

İslam dünyasındaki kardeşlerimizin mağdurların çığlıklarına sağır kesilmesidir. Türkiye pek çok alanda olduğu gibi bu hususta farkını ortaya koymaktadır ve koyacaktır.

YENİ BİR ADIM ATIYORUZ

Dünyanın milli gelire göre en fazla insani yardım yapan ülkesi olarak yeni bir adım atıyoruz. Özellikle ifade ettiğim gibi Karadeniz'deki tahıl koridorundan özellikle Afrika'daki ihtiyaç sahiplerinin daha fazla istifade etmesi için anlayış birliğine vardık. Somali, Cibuti, Sudan gibi ülkelere tahıl gemilerinin ulaşmasını temin edeceğiz. Somali halkına daha fazla destek vereceğiz. Bu noktada iş adamı derneği olmanın ötesine geçerek mazlumlara sahip çıkan MÜSİAD'ın çalışmalarını takdirle takip ediyorum.

Ülkemizin ekonomi politikasını yeniden inşa ettiğimiz süreçten geçiyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek küresel ticaret ve finansman sisteminin belli odaklara hizmet eden cenderesinden kurtarmaktır. Her küresel kriz Türkiye'nin bu tercihini ne kadar doğru olduğunu temin etmektedir. 

ÇÖZÜM YOLLARINA BAKACAĞIZ

İş dünyamızın yeni ürünler geliştirme ve yeni pazarlar bulma konusunda sergilediği başarı takdire şayandır. Son dönemde küresel krizi fırsata dönüştürme hususunda kat edilen mesafeyi ihracat rakamlarında görüyoruz. Enerji ve Emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların üzerine gelişmiş ülkelerde giderek yayılan resesyonun eklenmesi işimizi güçleştiriyor. Petrol, doğal gaz, kömür gibi kendine yeterli ülkeler küresel düzeydeki fiyat artışlarından sınırlı seviyede etkilendikleri için avantajlı duruma geçiyorlar. Kimi alanlarda bunun emarelerini görüyoruz. Bizim asıl maharetimiz böyle dönemlerde kendimize yeni çıkış yolları bulmak değil mi? Şikayet etmeyip, çözüm yollarına bakacağız.

Sanayimizin ana omurgasını temel ihtiyaç maddeleri oluşturuyor. İnsanlar yemekten, giyinmekten, günlük hayatları için temel ürünler almaktan vazgeçmeyecekleri için bizim pazarımız kolay kolay bitmez, küçülmez. Kaybettiğimiz avantajı bir başka yerde telafi etme fırsatı olduğunu söylüyorum.

TÜRKİYE DOĞAL GAZDA BİR HAT OLACAK

Hidroelektrik kaynaklarımızı sonuna kadar değerlendirirken güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynakların yaygınlaşmasını teşvik ediyoruz. Yenilenebilir enerjiye dayalı üretimde oluşan dalgalanmaları dengeleyecek araçları ülkemize kazandırıyoruz. Türkiye doğal gazda bir hat olacak. Rusya doğal gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya sevki konusunda Putin'in açıklamalarını dinlediniz. Bu çalışmayı dayanışma içinde sürdüreceğiz.

Karadeniz'de bulduğumuz doğal gazı sisteme verdiğimizde konutların ihtiyacı yanında elektrik üretiminde de rahatlama sağlayacağız. Akkuyu NGS üniteleri etap etap devreye girdiğinde bu sıkıntıyı çözmüş olacağız. Ardından Sinop nükleer enerji noktasında bizim ikinci etabımız olacak. Bu süreçte sanayicilerimizin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak enerji üretimi yatırımlarına ağırlık vermeleri gerekiyor.