Türkiye’de çocuklar günün ortalama 163 dakikasını ekran başında geçiriyor. Çocuk yaşı arttıkça ekran kullanım süresi de artış gösteriyor. Kardeş sayısı arttıkça ve denetim olmadıkça ekran erişimi de yükseliyor. Evcil hayvanı bulunan çocuklarda ise ekran ile geçirilen süre anlamlı biçimde azalıyor.
Türkiye’deki her 5 çocuktan 4’ü tablet veya telefon kullanıcısı olması da araştırmadan çıkan bir diğer sonuç. Kız çocukları arasında dijital araçlar, toplamda en sevilen oyun aracı olsa da bebekler hala kız çocuklarının gözdesi. Kızlar arasında favori animasyonlar ise Barbie ve Elsa. Erkek çocukları konsol/PC/mobil üzerinden oynanan oyunlardan kız çocuklarına kıyasla açık ara daha fazla keyif alıyor. Erkekler arasında favori içeriklere bakıldığında spor ve oyun ile ilgili videolar ve Örümcek Adam dikkat çekiyor.
Çocukların en sevdiği oyunlar arasında dijital araç ile oynanan oyunlar ve kendi heyecanlarını ortaya koyabildikleri fiziksel aktivite oyunları yer alıyor. Çekirdek ailelerdeki çocuklar dijital oyunlara daha yoğun ilgi gösterirken, geniş aile çocukları fiziksel aktiviteli oyunlara daha ilgili.
Konsol oyunları metropol dışındaki illerde daha çok oynanıyor. Erkek çocukları ve 12-14 yaş arasındaki çocuklar, konsol oyunu oynamaya daha hevesli.
Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan araştırmayla “Yaşa Göre Ekran Süresi Kılavuzu” belirlendi. Buna göre 18 aylıktan küçük çocuklara büyükanne ve büyükbaba gibi aile bireyleriyle görüntülü sohbet dışında ekran kullanımı önerilmiyor. 18-24 ay arası çocuklar için; sıfır ekran veya çok az olması gerekiyor. Çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığı gelişimi için 3-5 yaş arası çocuklar için günde 1 saate kadar, 6-10 yaş arası çocuklar için günde 1 ile 1,5 saate kadar, 11-13 yaş arası çocuklar için günde 2 saate kadar ekran süresi sınırlaması getirilmesi tavsiye ediyor.
KidZania İstanbul CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Timur, teknoloji ve çocuk ilişkisi üzerine çıkan araştırma sonuçlarını değerlendirdi. Timur, “Alfa kuşağını, önceki nesillerden ayıran en önemli nokta, bilgiye tam erişimlerinin olması. Önceki kuşakların sahip olmadığı dijital dünya bu kuşağın karakteristik özelliklerini de önceki nesillerden çarpıcı bir şekilde ayrıştırıyor. Artık çocuklar sadece aileleri, arkadaşlarından oluşan dar bir çemberin içinde yaşamıyorlar. Her an erişebildikleri dijital dünya, onları hayatla ilgili çok daha farkında bireyler olmalarını sağlıyor. Ancak, ekran başında geçirilen sürenin azaltılması için başta ebeveynler olmak üzere hepimize iş düşüyor. Çocukların doğru ilgi alanlarına yönlendirilmesi, onları gözlemleyerek ilgi duydukları aktiviteleri belirlemek burada çok önemli. Ebeveynler olarak, kendi teknolojik alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz, çocuklarımızın teknolojiyi doğru şekilde kullanmalarını sağlamak için aktif rol almamız ve onları ekran bağımlılığından uzaklaştırmak için çeşitli alternatif etkinlikler sunmamız çok önemli. Bu noktada KidZania İstanbul olarak, bize çok iş düşüyor. KidZania İstanbul’da ortalama beş saat geçiren her çocuk, burada deneyimlediği aktiviteler sırasında ekrandan uzaklaşıp kendisini gerçek bir dünyanın içerisinde hayalini kurduğu mesleği deneyimlerken buluyor” dedi.
FutureBright Group’un kurucu ortağı Akan Abdula, “Son yıllarda çocukların teknolojiyle olan ilişkisi, önceki nesillere kıyasla dramatik bir biçimde değişti. Artık, çocuklar sadece oyuncaklar ve çocuk ürünleri için değil, aynı zamanda yetişkinlerin bile ilgisini çeken araba, cep telefonları, teknoloji ürünleri ve moda ürünleri gibi alanlarda da etkili bir rol oynuyorlar. Bu değişimin arkasında yatan en önemli etkenlerden biri, çocukların aile içindeki konumlarının güçlenmesidir. Ancak, bu durumun olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Teknolojiye aşırı maruz kalmak, çocukların fiziksel ve zihinsel sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle, ekran karşısında geçirilen zamanın artması, obezite, uyku problemleri ve dikkat eksikliği gibi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Bu bağlamda, çocukların teknolojiyle olan ilişkisinin sağlıklı bir denge içinde olması önemlidir. Ebeveynlerin, çocuklarının teknoloji kullanımını denetlemeleri ve onlara dengeli bir yaşam tarzı benimsetmeleri gerekmektedir. Ayrıca eğitim kurumları ve toplumun genel olarak çocukların teknoloji kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi ve sağlıklı alışkanlıkların teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde, çocuklar teknolojinin sunduğu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanırken, sağlıklı bir yaşam tarzını da sürdürebilirler.”
KAYNAK:yeniakit.com