Suna’nın Kızları kurucusu İpek Kıraç, “Tüm kurum ve kuruluşların, iletişimlerini çocuk haklarına saygılı ve bu hakları destekleyici bir yaklaşımla yürütmesinin, planlama ve iş süreçlerini çocuk hakları ile uyumlu yönetmesinin önemini vurgulamak istiyoruz” dedi.
İş insanı Suna Kıraç’ın eğitim alanındaki çabalarını, değerlerini, hedeflerini ve vizyonunu yaşatmak amacıyla kızı İpek Kıraç tarafından 2021 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altında kurulan Suna’nın Kızları, çocuk odaklı iletişim açısından sınırları belirleyen ve yol gösteren “Çocuk Odaklı İletişim Rehberi” yayınladı.
Reklamcılık, pazarlama, sinema, televizyon, radyo, yayımcılık, gösteri ve görsel sanatlar gibi yaratıcı endüstri çalışanlarının yanı sıra etkinlik yönetimi alanında görev yapan ekipler ve çocuklarla ilgili alanlarda faaliyet gösteren marka temsilcilerinde farkındalık yaratmayı hedefleyen rehber, kurumların güçlü ve kalıcı etkiler yaratacak çalışmaları hayata geçirmesini teşvik etmeyi ve çocuklara karşı sorumluluklarını hatırlatmayı amaçlıyor. Dr. A. Zeynep Kılıç ve Melda Akbaş tarafından kaleme alınan Çocuk Odaklı İletişim Rehberi toplumdaki mevcut çocuk algısını çocukların yüksek yararı doğrultusunda dönüştürerek hak temelli bir anlayış ortaya koymayı hedefliyor.
Çocuk Odaklı İletişim Rehberi ile ilgili bilgi veren Suna’nın Kızları kurucusu İpek Kıraç, çocuğu yetersiz gören, çocukların çeşitliliğini ve yapabilirliğini yok sayan çocuk algısının sorgulanması ve dönüştürülmesi için sivil toplum kuruluşlarından özel sektöre kadar her alanda çalışan iletişim profesyonellerine önemli görevler düştüğünü belirtti. Toplumsal algıların, genellemelerin ve kalıp yargıların bireylerin ve grupların gerçek özelliklerinin ve potansiyellerinin yok sayılması, tek tipleştirilmesi, belli kalıpların içine yerleştirilmesi gibi sonuçlar yaratabildiğini vurgulayan Kıraç, “Bu algıyı dönüştürmek için önce sorunu tanımlamanız, sonra da var olan algıyı değiştirmek için somut adımlar atmanız gerekiyor. Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren hayatımıza giren ve günlük hayatın akışı içerisinde her gün yeniden üretilen hatalı söylemlerin temelinde bakış açımız ve çocuğa yönelik algımız yatıyor. Dolayısıyla biz sorunun doğduğu noktaya temas ederek, çözümü yine buradan başlatmak istiyoruz. Bu dönüşüm yolculuğunda da iletişimcilere büyük görevler düşüyor. İletişim sektörü ve bu alanda görev alan profesyoneller; hem çocuk haklarının yaşama geçmesi ve yaygınlaşması, hem de çocukların sesinin duyulması açısından önemli bir güce sahip. Bu nedenle ilk adımımızı iletişimcilerde bir farkındalık yaratmak üzerine atıyoruz. İletişimcilerin de desteğini alarak, tüm kurum ve kuruluşların, iletişimlerini çocuk haklarına saygılı ve bu hakları destekleyici bir yaklaşımla yürütmesinin, planlama ve iş süreçlerini çocuk hakları ile uyumlu yönetmesinin önemini bir kez daha vurgulamak istiyoruz” dedi.
Çocuk odaklı yaklaşım, çocukların yetişkinlerle eşdeğerli olduğu kabulüyle başlar
Çocuk odaklı bir iletişimin, çocukların yetişkinlerle eşdeğerli olduğunun kabulüyle başladığının altını çizen rehberde, yetişkinler tarafından tasarlanan tüm içerik, program veya stratejilerin doğrudan ya da dolaylı olarak çocukları etkilediği hatırlatılıyor. Çalışmaların tasarlanma ve uygulanma sürecinde çocukların ihtiyaçlarına, önceliklerine ve gerçekliklerine önem verilmesi gerektiği belirtiliyor.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de temellenen sorumluluklarını yerine getirmeleri ve toplumsal gelişime katkıda bulunmaları konusunda kişi ve kurumlara güçlü bir destek sağlamayı hedefleyen rehberde, çocuk haklarının temel ilkelerinden özel sektörün çocuklara dair sorumluluklarına, çocuk odaklı iletişim için yol gösterici ilkelerden çocuk odaklı iletişim için kontrol listelerine kadar pek çok başlık yer alıyor.