VBKY’nin edebiyat kitaplığı, modern Çin’in önemli edebiyatçılarından Lu Xun’un kaleme aldığı, Turdi M. Kara’nın dilimize çevirdiği “Haykırış” kitabıyla genişlemeye devam ediyor. “Haykırış”, modern Çin’in en önemli edebiyatçılarından Lu Xun’un kaleminden çıkan ve dönemin acılarını, değişim arzusunu ve devrimci fikirlerini güçlü bir şekilde yansıtan kısa hikâyelerden oluşuyor. Ülkenin geri kalmasında temel etkenler olduğunu düşündüğü geleneksel kültür ve yaşam tarzına karşı edebiyatı bir uyanış ve değişim aracı olarak gören Lu Xun, “Haykırış”ta Çin’in imparatorluktan cumhuriyete ve komünist rejime geçiş sürecindeki sorunları cesurca dile getiriyor. 20. yüzyılın başlarındaki toplumsal ve politik çalkantılar içinde yaşamış bir entelektüel olan Lu Xun, 1919’daki 4 Mayıs Hareketi’nden Marksist dünya görüşünü benimseyen komünistlere kadar pek çok devrimci harekete ilham veren hikâyeleriyle şimdi Türkçe olarak okuyucularla buluşuyor. Bu çalışma aynı zamanda edebiyatın gücü ve toplumsal değişim üzerindeki etkisine de bir örnek olma özelliği taşıyor.   

Kitaptan:

Artık fikirlerimi yazmanın pek de önemi olmadığını düşünüyorum. Ama o zamanlar belki yalnızlığımın acılarını henüz tam olarak unutamamıştım. Bu yüzden, yalnızlık içinde at koşturan savaşçılara destek olmak ve onları yalnız bırakmamak adına bazen birkaç kez haykırmaktan kendimi alamadım. Haykırışımın cesurca mı yoksa hüzünlü mü, iğrenç mi yoksa gülünç mü olduğunu pek düşünmedim. Madem bu bir haykırış, elbette beni haykırmak zorunda bırakanlara da dikkat çekmek zorundaydım. Bu yüzden çoğu zaman biraz üstü örtük konuşmaktan da çekinmedim. İlaç adlı hikâyede Yüer’in mezarı üzerine bir çelenk ekledim ve Yarın adlı hikâyede de Shansi yengenin ne kadar arzu etse de oğlunu rüyasında göremediğini yazmadım. Çünkü o zaman bizi haykırtanlar karamsarlığı sevmezdi. Kendime gelince, gençliğimdeki gibi umutlu hayaller peşinde olan gençlere yalnızlıklarımı bulaştırmak istemiyordum. Dolayısıyla, hikâyelerimle sanat arasındaki mesafenin uzak olduğu kanaatine varılabilir. Ama onların bugüne kadar hâlen hikâye adını taşıyabilmesini, hatta derlenme fırsatına bile kavuşmasını bir şans olarak düşünüyorum. Bu şans beni tedirgin etse de dünyada hâlâ okuyucularının olduğunu farz etmekten mutluluk duyuyorum.