Türkiye, son yıllarda yoga hareketinin giderek büyüdüğü ve yaygınlaştığı bir yer haline geldi. Yoga, sadece bedenin değil, aynı zamanda zihin ve ruhun da birleşimini hedefleyen bir disiplin olarak, Türkiye'deki birçok kişi tarafından benimsenmeye ve uygulanmaya devam ediyor.
Yoga eğitmeni Çetin Çetintaş, Türkiye'deki yoga sahnesinin gelişimine öncülük eden bir isim olarak, bu büyüme sürecini değerlendiriyor. Çetintaş, Türkiye'nin farklı bölgelerinde yoga eğitimleri vererek ve yoga toplulukları oluşturarak, yoga pratiğinin insanların hayatında nasıl bir dönüşüm yarattığına şahitlik ediyor.
‘Türkiye’de artık doktorlar reçete olarak Youtube kanalımdaki yoga derslerinden yazıyor.’
Türkiye'de yoga pratiğinin yaygınlaşmasının arkasındaki nedenleri değerlendiren Çetin Çetintaş şunları ekliyor: "YogaKioo’lar 7 yılda 23 şubeye ulaştı. Her yıl binlerce kişiyle öğretmenlerimiz yüz yüze dersler yapıyor. Youtube kanalımın aylık toplam izlenmesi bir milyon. Yani her ay 1 milyon kez dersler yapılıyor, satsang izleniyor. Podcastin yıllık dinlenmesi milyonun üzerinde. Kitaplarımın hemen hemen hepsi 50. Baskılarını geçti. Yoga Festivalinde her sene dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce yogiyle bir araya geliyoruz. Bu pratiklerin yaygınlaşmasının arkasında yoganın ruhsal ve bedensel faydaları yatıyor. Türkiye’de artık doktorlar reçete olarak Youtube kanalımdaki yoga derslerinden yazıyor.
Asanalarda (yoga duruşlarıyla) bedenimizi zorlayan duruşlardan geçerken zihnimiz için bir meydan okuma yaratıyoruz. Bedenimizi daha önce alışmadığımız şekilde kullanmak, nefesle ilişkimizi yitirmemizi sağlıyor. Bu süreçte nefese sahip çıkıp, onu yönetmeye çalıştıkça, nefesle olan bağımızı güçlendiriyoruz. Prefrontal corteks bölümlerini kullanarak nefesimiz aracılığıyla dikkatimizi yeniden oluşturabilir ve stresi uzaklaştırabiliriz. Nefes, stres tepkimizi ve duygusal tepkimizi kontrol etmek için elimizdeki en güçlü araçtır. Şu an oturduğun yerde hiçbir şeye ihtiyacın olmadan, sadece nefesin üzerine çalışarak bedenindeki stresi kontrol edebilirsin. Araştırmalara baktığımızda, nefes çalışmalarıyla sinir sistemimizi yönetebildiğimiz gözlemlenmiştir. Nefes ve çabayla ortaya çıkardığımız zihinsel kontrol sayesinde düşüncelerimiz düzene girer ve bu da parasempatik sistemin sinyallerini devreye sokar ki bu da sempatik sistemi devre dışı bırakır. Yaşamın içinde olaylarla karıştığımızda da bu durum bu şekilde devam eder.’
‘Hastalıkların %90’ı stres kaynaklı ortaya çıktığı artık bilimsel bir gerçek.’
Çetintaş: Günümüz hücre biyolojisi çalışmaları da gösteriyor ki zihnimiz, beden sağlığımız ve biyolojimiz üstünde büyük bir kontrole sahip. Hastalıkların %90’ı stres kaynaklı ortaya çıktığı artık bilimsel bir gerçek. Zihnimiz düşünceler içinde kaybolduğunda ve bu düşünceler bizi korku, kaygı gibi hislere sürüklediğinde, yoga bizi yeniden merkezimize getiriyor. Yine çalışmalar gösteriyor ki nörotransmitterler, beyindeki moleküller yoga pratiğinden sonra ciddi şekilde etkileniyor. Ve yine başka bir çalışma gösteriyor ki yoga pratiği genetik aktivitemizi değiştiriyor.
Nörolojinin gösterdiği en enteresan şeylerden biri de yoganın beynimizi değiştirme kapasitesi. Bu değişimler sadece beyin aktivitelerinde değil, beynin yapısında da gerçekleşmektedir. Beynimizi değiştirdiğimizde, nörolojimiz, sinir sistemimiz, fizyolojimiz değişiyor. Beynimizdeki değişimlerin içimizdeki her şeyi değiştirme, dönüştürme potansiyeli var. Yoganın yarattığı dönüşüm bedenimizde moleküler boyutta. Yoganın yapabildiklerinin bilim tarafından gözlemlenmesi bu yüzden heyecan verici.’ açıklamasında bulundu.