Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkiler son yıllarda ivme kazandı. Birleşik Krallık'ın Ankara Büyükelçisi Jill Morris; turizmden ekonomiye, savunma sanayiinden eğitime iki ülke arasındaki işbirliği alanlarını değerlendirdi.
Büyükelçi Morris, bu yıl Türkiye'ye gelmesi beklenen dört milyondan fazla turist ile yeni bir rekor kırmayı beklediklerini söyledi.
Eğitim alanında işbirliğini daha da artırmayı hedeflediklerini söyleyen Morris, Türkiye'nin savunma sektörünün etkileyici bir hızda geliştiğini dile getirdi. Morris, Türkiye ile Birleşik Krallık'ın imzalayacağı Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) modern ekonomilere uygun bir 21'inci yüzyıl anlaşması olacağını ifade etti.
Büyükelçi Morris, Türkiye'nin turizm merkezlerini ve Britanya diplomatik misyonlarını ziyaretinin İzmir durağında şu mesajları verdi:
Britanya vatandaşları, Türkiye'yi ziyaret eden en büyük üçüncü turist grubu. Bu durum, ülkelerimiz arasındaki stratejik ilişkiler ve güçlü ticaret ortaklığının yanı sıra halklarımız arasında da çok güçlü bağlar olduğunu gösteriyor.Bir turizm merkezi olarak Türkiye'nin harika cazibesini de ortaya koyuyor. 2018'de Türkiye'ye gelen Britanyalı turist sayısı 2 milyon 300 bindi. Bu sayı, 2019'da 2.5 milyonun üzerine çıktı. 2020 ve 2021 yıllarında Kovid küresel turizmi olumsuz etkiledi fakat sonrasında hızlı toparlanma gözlendi. 2022'de 3 milyonu aşkın Britanyalı turist sayısı ile pandemi öncesi seviyelerin çok üstüne çıktık. 2023'te Türkiye'yi 3,81 milyon Britanyalı turist ziyaret etti. Yeni bir rekor kırıldı. Bu yıl dört milyonu aşkın turist ile bir rekor daha kırmayı bekliyoruz.
Britanya vatandaşlarını Türkiye'ye çeken şey ülkenizin zengin kültürü, doğal güzelliği, harika mutfağı ve ünlü Türk misafirperverliği. İstanbul'un yanı sıra sahil şeridindeki tatil yerler Britanyalılar arasında oldukça popüler.Türkiye'nin sunduğu çok şey var ve Türkiye Turizm Bakanlığı da Türkiye'nin cazibesini farklı bölgelerini de içine alacak şekilde çeşitlendirmeye çalışıyor. Britanyalıların ziyaretlerinin büyük bir çoğunluğu sıkıntısız geçiyor ama bu ziyaretim bana, herhangi bir sorunla baş etmemiz gerektiğinde Türk ortaklarımızın bizimle kurdukları mükemmel işbirliği için kendilerine teşekkür etme fırsatı sunuyor.
Türkiye ile güçlü bir savunma sanayi ilişkimiz var ve daha fazlasını keşfetmeyi de istiyoruz. Yakın NATO müttefikleri olarak, savunma sanayi işbirliği, liderlerimiz için çok önemli bir konu. KAAN'dan ALTAY'a, TCG ANADOLU'ya, Türkiye'nin büyük programlarındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Birleşik Krallık'ın ve Türkiye'nin bu alanda sahip olduğu güçlü yönler çoğunlukla birbirini tamamlar nitelikte. Son yıllarda Britanyalı ve Türk firmalar arasında mükemmel ortaklıklar ve gelişmeler yaşandığını görüyoruz ve bu tür ortaklıkların sayısını daha da arttırmak istiyorum.
Eurofighter Typhoon, Birleşik Krallık Kraliyet Hava Kuvvetleri, ortak uluslar ve diğer ülkelerle dünyanın dört bir yanında son derece iyi faaliyet gösteren, oldukça yüksek kabiliyetli bir uçak. Birleşik Krallık açısından, Türkiye güçlü bir ortaklığımız olan yakın bir savunma müttefiki. Birleşik Krallık, Eurofighter tedariki konusunda, bu programa ortak olan diğer ülkelerle birlikte çalışarak, NATO müttefiki olan Türkiye'nin çıkarlarını ve gereksinimlerini desteklemeye devam edecek.
Birleşik Krallık ve Türkiye, şu anda 26,3 milyar dolar seviyesinde, çok önemli bir ticari ilişkiye sahip. Türkiye, Birleşik Krallık'ın en büyük 16'ıncı ticaret ortağı. Ticaretimiz ve yatırımlarımız rekor seviyesinde ve sürekli artan bir hızla büyük iş ortaklıkları kuruluyor.14 Mart'ta, İş ve Ticaret Bakanı Kemi Badenoch ile Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Londra'da yeni ve modernleştirilmiş bir ticaret anlaşması için müzakereleri başlattı. Bu ticaret anlaşması, büyük kısmı 1990'larda görüşülmüş olan ve hizmetler sektörü, dijital teknoloji ve veri gibi kilit alanları kapsamayan mevcut anlaşmanın yerine geçecek.
Bu yeni anlaşma, gerek Birleşik Krallık'ın gerekse Türkiye'nin modern ekonomilerine çok daha uygun bir 21'inci yüzyıl anlaşması olacak. Birleşik Krallık Hükümeti, paydaşların beklentilerini daha iyi anlamak ve gelecek müzakereleri şekillendirmek amacıyla, Ocak ayının başlarında resmi bir kamu yoklaması yaptı. Bu, müzakerelerin resmi olarak başlatılmasında önemli bir adım oldu. Müzakerelerin ilk oturumunu bu yaz yapmayı hedefliyoruz. Ancak, her ticaret anlaşmasında olduğu gibi, müzakereler için kesin ve net bir zaman çizelgesi veremiyoruz. Hızdan ya da sektörlerden çok öze, yani esasa odaklanmak istiyoruz.Görüşmelerin, firmaların en kısa zamanda anlaşmadan faydalanabilmelerini sağlayacak şekilde sonuçlandırılacağı konusunda da umutluyuz.
Türkiye'den yapılan öğrenci vizesi başvurularındaki eğilim son 5 yılda önemli ölçüde dalgalanma gösterdi. Kovid salgını ve bunun getirdiği kısıtlamalar nedeniyle dikkate değer değişimler yaşandı. Uzun vadeli öğrenci vizelerinin 2022 ve 2023'te artmaya devam etmesiyle birlikte yukarı doğru bir gidişat var. 2023'te yüzde 30'luk bir artışla, istatistikler bu ilginin yükseliş eğiliminde olduğunu gösteriyor. Vize işlem süreleri, vize türüne ve başvuru sahibinin bireysel durumuna göre değişiyor. Standart vizenin işlenmesi 3 hafta kadar sürüyor. Ağustos ve Eylül gibi öğrenciler başvurularının yüksek hacimli olması ve küresel talep nedeniyle gecikmeler yaşanabiliyor. Operasyonel ekipler, standart işlem süreleri dahilinde işlem yapıyor. Ancak, öğrencilerin vizelerini Eylül ayındaki kurs başlangıç tarihinden önce almalarını sağlamak için yaz aylarındaki büyük hacimli başvurulara hazırlanılıyor.
Birleşik Krallık ve Türkiye arasında eğitim alanındaki işbirliği verimli ve övülmeye değer. Ortak çalışmalarımızı British Council Türkiye'nin yönettiği 'Birlikte İngilizce' projesi ve Birleşik Krallık Bilim, Yenilik ve Teknoloji Bakanlığı'nın Uluslararası Bilim Ortaklığı Fonu (ISPF) gibi inisiyatifler aracılığıyla yürütüyoruz. Birleşik Krallık ve İngilizce dil eğitimindeki uzmanlığıyla tanınan British Council, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile Birlikte İngilizce projesi çerçevesinde bir ortak çalışma yürütüyor. Bu çalışma, İngilizce dil öğrenimi deneyimini ve akademik çıktılarını zenginleştirmeyi amaçlıyor. Uluslararası Bilim Ortaklığı Fonu ISPF, Birleşik Krallık'ın ve Türkiye'nin başarılı yüksek eğitim kurumları ve akademisyenleri arasında ortaklıklar geliştirilmesinde çok önemli bir rol oynuyor. ISPF kapsamında, Araştırma İşbirliği hibe programı ilk çağrısında 133 başvuru aldı ve bunlardan 10'u finansman için seçilecek. İkinci hibe çağrısı, iki ülke arasında ortak projeler, araştırma girişimleri ve bilimsel ilerlemelere odaklanan eğitim programlarına açık olacak.600
Birleşik Krallık'a eğitim için giden Türk öğrenciler açısından bakıldığında, Birleşik Krallık üniversiteleri dünya sıralamasında ön sıralarda yer almaya devam ediyor. Birleşik Krallık, dünyanın en iyi beş üniversitesinden ikisine (Oxford Üniversitesi ve Cambridge Üniversitesi) ev sahipliği yapıyor. Bu yüksek kaliteyi, en iyi 50 üniversitenin sekizinin ve en iyi 200 üniversitenin 28'inin Birleşik Krallık'ta olması nedeniyle ülkenin her yerinde görebiliriz. 200'den fazla ülkeden 600 binden fazla uluslararası öğrenci Birleşik Krallık'ta bir yüksek öğretim programında eğitim görüyor.Burada, Türkiye'de, 1988'den bu yana faaliyet gösteren, 2 binden fazla bursiyerin desteklenmesini sağlayan ve ikili ilişkileri olumlu yönde destekleyen Birleşik Krallık hükümetinin burs programı 'Chevening' de bulunuyor. Her yıl yaklaşık 23 bursiyer, finansmanı tamamen Birleşik Krallık'a ait bu programa katılıyor. TEV ile yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz yerel ortaklık aracılığıyla bu fırsatı genişletmeyi düşünüyoruz. Buna benzer her türlü eğitim işbirliğinin daha da artmasını hedefliyoruz.
İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı varoluşsal zorluklar. Bilim, iklim değişikliğinin en zarar veren etkilerinden kaçınmak için acil ve hızlı ilerlemeye ihtiyaç olduğu konusunda net. Sanayilerin dönüşümünde düşük karbona geçiş süreci, 'yatırım, büyüme, istihdam ve ihracat' için bir motor olacak.Yalnızca geçen yıl temiz enerjiye geçişe 1,8 trilyon dolarlık rekor yatırım yapılması bekleniyordu. Birleşik Krallık, yeni ve gelişmekte olan sektörlerde 2030 yılına kadar iki milyon yeni yeşil iş hacmi hedefliyor.
Yeşil dönüşümde, Birleşik Krallık ve Türkiye'de refahı artırmak ve fırsatlardan yararlanmak amacıyla hem kamu hem de özel sektördeki Türk mevkidaşlarımızla yakın işbirliği içinde çalışıyoruz.
Birleşik Krallık İhracat Finansmanı (UKEF) Türkiye'deki temiz altyapıyı desteklerken, Birleşik Krallık ihracatçılarının yeni sözleşmeler kazanmasına da yardımcı oluyor. Türkiye son yıllarda dikkate değer ve etkisi yüksek yeni anlaşmalarla UKEF'in en aktif pazarlarından biri oldu.
Bunlara, üç yüksek hızlı demiryolu projesi için sağlanan 2,5 milyar Pound üzerinde destek ve 2 milyondan fazla Türk hanesine elektrik sağlayan ve Avrupa'daki en büyük güneş enerjisi projesi olan Karapınar'daki güneş enerjisi santrali için verilen 217 milyon Pound üzerinde destek de dahil.
Fotoğrafta: Birleşik Krallık'ın Ankara Büyükelçisi Jill Morris Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde
Birleşik Krallık, iklim konusundaki faaliyetleri desteklemek ve iklim etkilerine karşı dayanıklılık oluşturmak amacıyla Türkiye genelindeki projelerle ilgileniyor.
Büyükelçilik son yıllarda sıfır atık, yerel uyum, yağmur suyu hasadı ve tarım gibi alanlarda yürütülen projeleri hayata geçirdi. İklim faaliyetlerine yönelik bütüncül bir toplum yaklaşımını teşvik etmeyi, kadınların ve gençlerin iklim politikalarının oluşturulmasına katılımının sağlanmasına yönelik etkinlikler düzenlemeyi amaçlıyoruz.
Birleşik Krallık hükümeti, yatırımcılardan finansman sağlamak için Türkiye'de düşük karbonlu projelere kapasite geliştirme desteği sağlayan İklim Finansmanı Hızlandırıcı (CFA) programını finanse ediyor. CFA Türkiye halihazırda 24 projeyi destekledi ve bu yıl dördüncüsünü yürütüyor.
Aralık 2023'te Birleşik Krallık, 2027 yılına kadar bir karbon sınır düzenleme mekanizmasının (CBAM) uygulamaya konulacağını duyurdu. Birleşik Krallık CBAM, Birleşik Krallık'a ithal edilen emisyon açısından en yoğun sanayi mallarının bazılarına karbon fiyatı uygulayacak. Bu sektörler karbon kaçağı riski taşıyan alüminyum, çimento, seramik, gübre, cam, hidrojen ve demir çelik sektörleri.Malların nerede üretildiğine bakılmaksızın karbon bedelinin ödenmesi istenecek. Birleşik Krallık CBAM, hükümetin karbon kaçağı riskiyle mücadeleye yönelik daha geniş stratejisinin önemli bir parçası olacak. Ancak bu aynı zamanda karmaşık ve yeni bir önlem.
Üreticilerin ve ithalatçıların, uluslararası ticaret ortaklarımızın ve iklim uzmanlarının bu önerilen tasarım hakkındaki görüşlerini anlamak için bir kamu istişare süreci yürütüyoruz.İlgili bütün tarafların son tarih olan 13 Haziran 2024'ten önce katılımını teşvik ediyoruz. Alınan geri bildirimler, etkili ve yürütülebilir olduklarından ve uluslararası yükümlülüklerimizi karşıladığından emin olmak için Birleşik Krallık CBAM'ın tasarımında dikkate alınacak. Hükümetin bu önlemi getirmesindeki amacı, Net Sıfır Stratejimiz doğrultusunda, daha az karbon yoğunluklu üretim yöntemlerine geçişi teşvik etmeye yönelik Birleşik Krallık politikalarının, net küresel emisyonlarda bir artışa yol açmamasını sağlamak. Bu, geliri artırmak veya uluslararası ticareti etkilemek anlamına gelmiyor. Küresel karbonsuzlaştırmayı desteklemek için enerjik bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Birlikte, Birleşik Krallık CBAM'ı başarıya ulaştırabilir, karbon kaçağı riskinin üstesinden gelebilir ve iddialı iklim hedeflerimize ulaşabiliriz.
KAYNAK:beyazgazete.com