Beş yıl önce bilim insanlarının SDSS1335+0728 ismini verdiği galaksi tespit ediydi. Söz konusu galaksi bize 300 milyon ışık yılı uzaklıkta. Galaksinin parlaklığı ise her geçen gün daha da artıyor.
 
Astronomlar, galaksinin merkezindeki uyuyan devasa kara deliğin uyanışına tanık olduklarını düşünüyor. Daha önce kimse bir kara deliğin uyanışına tanık olmamıştı.
 
Avrupa Güney Gözlemevi'nden astronom Paula Sánchez Sáez şöyle diyor: "Yıllarca uzak bir galaksiyi gözlemlediğinizi düşünün. Bu galaksi sürekli sakin ve hareketsiz görünüyor. Sonra birden çekirdeğinin parlaklığı hızlı bir değişim gösteriyor ve bu daha önce gördüğümüz tipik olaylara hiç benzemiyor." Astronomlar yıldızların bir anda parlaklaşmasını ya da kararmasını görmeye alışkın. Diğer galaksiler de bir süpernova sonrasında ya da bir kara delik bir yıldızı yuttuğunda anlık parlamalar yaşayabiliyor, fakat bu olaylar genelde bir kaç gün ya da ay sürüyor. NASA'nın Swift ve Chandra X-ışını gözlemevi ve diğer yer ve uzay teleskoplarını kullanarak bu yaşananı gözlemleyen bilim insanlarına göre tüm galaksinin aydınlanması ve yıllarca parlak kalması kesinlikle eşsiz bir durum.
 
Sánchez Sáez, Astronomi ve Astrofizik dergisinde yayınlanan yeni bulguların baş yazarı. Kara delikler evrendeki en anlaşılmaz fenomenlerden biri. Bir gezegen ya da yıldız gibi yüzeye sahip değiller. Bunun yerine "olay ufku" adı verilen, geri dönülmenin imkansız olduğu bir sınıra sahipler. Eğer bir şey bu noktaya çok yaklaşırsa, içine düşer ve deliğin çekiminden asla kaçamaz.
 
En çok rastlanan kara delik türü yıldız kaynaklı kara deliktir ve devasa yıldızların süpernova patlamalarında ölmeleriyle ortaya çıkarlar. Patlayan yıldız kendi içine çöker ve materyali çok küçük bir alana sıkışır. Güneşten milyonlarca hatta milyarlarca kat daha büyük olan süper kütleli kara deliklerin nasıl oluştuğu ise daha da gizemli bir durum. Pek çok astrofizikçi ve kozmolog bu görünmez devlerin neredeyse tüm galaksilerin merkezinde dolaştığını düşünüyor. Son Hubble Uzay Teleskobu gözlemleri, süper kütleli kara deliklerin, yeni yıldızların hızla bir araya geldiği yıldız patlaması galaksilerinin tozlu çekirdeklerinde başladığı teorisini destekliyor, fakat bilim insanları hâlâ buna şüpheli yaklaşıyor.
 
SDSS1335+0728'in artan parlaklığını daha iyi anlamak için, ekip arşiv verilerini tarayıp bir yandan da galaksinin Aralık 2019'da yaşadığı ani değişimden önceki ve sonraki döneme dair yeni gözlemlerine baktı. Başak takım yıldızı içerisindeki galaksinin sadece ultraviyole, görülebilir ve kızıl ötesi dalga boylarında ışıklar saçmakla kaldığını görmekle kalmadılar ayrıca Şubat ayından bu yana X-ışını yaydığını da tespit ettiler.
 
Şili'de Diego Portales Üniversitesi'nden araştırmanın eş yazarı Claudio Ricci açıklamasında şöyle diyor: "Bu devasa canavarlar genelde uyuyor oluyor ve görünmüyorlar. SDSS1335+0728'in durumunda ise devasa kara deliğin uyanışına tanık oluyoruz, bir anda çevresindeki gazdan beslenmeye başladı ve çok parlak hâle geldi."
 
Ekip araştırmasına devam etmeyi ve diğer olası açıklamaları elemeyi planlıyor. Kimileri galaksinin bu parlaklaşmasının anormal şekilde uzun "gelgit bozulması olayından" kaynaklandığını düşünüyor. Bu olay, bir yıldızın kara deliğe çok yaklaşıp, vahşice "parçalanması" ile yaşanıyor. Ya da belki de bunun sebebi daha önce görülmemiş, keşfedilmeyi bekleyen yeni bir fenomendir.
 
Kara delikler sadece yarım yüzyıl önce bilimsel olarak kabul edilmiş bile değildi. Şimdi ise Dünya üzerindeki devasa, çok sayıdaki senkronize uydu çanakları ile fotoğrafları bile çekiliyor. İnsanlık, Samanyolu Galaksisi merkezinde yer alan "kendi" kara deliği olan Sagittarius A*'yı ilk kez 2022 yılında gördü.
 
SDSS1335+0728'de neler yaşandığını çözmek, bilim insanlarına böylesi bir olayın kendi galaktik evimizde yaşanıp yaşanmayacağına dair bilgi sağlayabilir. Sánchez Sáez şöyle diyor: "Farklılıkların doğası ne olursa olsun, uzaktaki bu galaksi kara deliklerin nasıl büyüyüp değiştiğine dair değerli bilgiler sağlıyor."

 

Kaynak: Mashable