Batılı Ülkelerin en büyük korkusu tekrardan İslam Birliğinin sağlanması ve müslümanların tekrardan birlikte hareket etmeleridir.

Rahmetli Necmettin ERBAKAN Hocamızın kurmuş olduğu D-8 zirvesi çok anlamlıydı. Askeri ve ekonomik anlamda büyük bir güç haline getirilmesi planlanan Ordular, güçlü ekonomilere sahip İslam Devletleri elbetteki siyonist ve emperyalist güçlerin işine gelmeyecekti.

İşte bu yüzdendir ki Merhum ERBAKAN'a göz açtırmadılar. Aradan geçen yıllara rağmen hep aynı senaryoları izledik ve izliyoruz. Geçenler de açılan Kıbrıs/Maraş için 11 Aralıkta yaptırım kararı almayı düşünen Avrupa Ülkeleri; Libya'da hakimiyetini kaybetmek üzere olan Fransa, Kafkaslarda Türkiye tarafından güçlenen Azerbaycan'dan rahatsız olan Ermenistan; Ortadoğu'da güçlenen Türkiye'ye karşı İsrail ve Abd; Akdenizde ve Karadenizde doğalgaz bulan ve aramaya yılmadan devam eden Türkiye'ye karşı tüm AB Ülkereleri ve Emperyalist güçler ile mücadele etmek, ancak Recep Tayyip ERDOĞAN gibi güçlü bir liderin öncülüğünde gerçekleşebilirdi...

Rahmetli Erbakandan gelen bu Milli Mücadeleye durmadan devam eden Recep Tayyip ERDOĞAN'a yapılan baskılarda işte tamda bu verilen mücadelelerin sonuçlarıdır.
Birçok siyasi parti temsilcilerinin bile karşı çıktığı dış politika, aslında Ümmetin varlığının, özgür olmanın, dış güçlere teslim olmamanın, asil bir duruşun getirdiği zorunluluktur.
Erdoğan'ın öncülüğünde Hükümetimizin yürüttüğü dış politikadan sonu ne olursa olsun vazgeçilmemelidir.

Emperyalist ve Siyonist Ülkelerin Türkiye'den istedikleri :
-Libya'dan çık.
-Suriye'den çık.
-Irak'tan çık.
-Kıbrıs'tan çık.
-Akdeniz'den çık.
-Karadeniz'den çık.
-Ege'den çık.
-Azerbaycan'dan çık.
-Doğalgaz aramayı bırak.
-Maraş'ı tekrardan kapat.
-Fetö ile kol kola ol.
-Pkk ile masada otur.

Rahmetli Erbakan Hocamızın dediği gibi: Hadi ordan domuz uşağı sende ...

Çevre ve Orman Derneği Başkanı
Rıdvan SÖYLEMEZ