Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, “Bilimde ve teknolojide yeni bir çağın kapılarını aralıyoruz. Ülkemiz için, insanlık için hep birlikte daha yapacak çok işimiz var.” dedi.
Bursa’daki Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde (GUHEM) gerçekleştirilen görüşmeye, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Yusuf Kıraç, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Başkanı Mehmet Nefes, TEKNOFEST yarışmacıları ile girişimciler de katıldı.
Bakan Kacır ve Alper Gezeravcı, görüşmesinde diyalog şöyle:
Bakan Kacır: Merhaba Alper Bey, hayırlı görevler diliyorum. Hep birlikte İnsanlı İlk Türk Uzay Bilim Misyonunu inşallah sağlıkla gerçekleştirip, dünyaya ve ülkemize dönmenizi diliyoruz. Nasılsınız? Sağlık durumunuz nasıl?
Alper Gezeravcı: Sayın Bakanım, ülkemiz adına bu tarihi görevi gerçekleştirmiş olmak benim için büyük bir mutluluk. Bu görevle, Türk milleti olarak hayallerimizin gerçekleşmesinde katkım olduğunu bilmek hem kendi adıma hem de ülkemiz adına son derece onur ve gurur verici. Göreve hazırlık sürecimizde her türlü desteği sağladınız. Karantina sürecinde heyetinizle birlikte çok büyük incelik göstererek ziyaret ettiniz. Maneviyatı çok güçlü bir milletin evladı olarak ziyaretiniz bana devletimizin verdiği desteği en üst düzeyde hissettirdi ve çok moral verdi. Size ve süreçte emeği geçen tüm kurumlarımıza, emekleriniz ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Bu yoğun manevi hazla birlikte; çok iyiyim, teşekkür ederim.
Bakan Kacır: Sizlerle gurur duyuyoruz. Şu an sizinle Uluslararası Uzay İstasyonu’nda iletişim kuruyor olmak milletimiz adına büyük bir mutluluk vesilesi. Uzay çalışmaları bilimsel ve teknolojik ilerlemenin yanında uluslararası iş birliklerinin de öncüsü oluyor. Bu anlayışla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sürdürdüğümüz Milli Uzay Programımızın hedeflerine ulaşmada uluslararası iş birliğinin önemine her daim vurgu yapıyoruz. Uluslararası Uzay İstasyonu, uzayda barışçıl amaçlar taşıyan ve iş birliğini önceleyen ve gözeten bir sembol aslında. Günlük çalışmalarınızda da paylaşım ve iş birliği içerisinde olduğunuzu takip ediyoruz.
Eminim, farklı ülkelerden astronotların bir arada olduğu çalışma ortamınız sizin için de heyecan verici bir tecrübedir. Bu vesileyle orada bulunan tüm astronotlara, kozmonotlara Türkiye’den selamlarımızı iletmenizi istiyoruz. Ay yıldızlı bayrağımızı bu uluslararası platformda gururla taşıdığınız için sizi bir kez daha milletimiz adına tebrik ediyorum.
Alper Gezeravcı: Sayın Bakanım, sizin de ifade ettiğiniz gibi, ISS’te tam 25 yıldır insanlı uzay görevleri kesintisiz devam ediyor. Ama ilk defa bu kadar fazla sayıda ülkeden ve farklı milliyetten oluşmuş bir astronot grubu aynı anda istasyonda bulunuyor. Görev Komutanı’mız daha önce NASA bünyesinde görev yapmış ve 5 kez uzaya çıkmış çok tecrübeli bir astronot. Bunun yanında İtalya ve İsveç’ten 2 arkadaşımla birlikte toplam 4 kişilik bir ekibiz. Deney çalışmalarımızı ayrı ayrı yürütmekle birlikte birbirimizle sürekli iletişim halindeyiz ve koordinasyon halinde hareket ediyoruz.
Bakan Kacır: Orada 14 gün kalacaksınız ve göreve dair sorumluluklarınızın ne kadar yoğun olduğunu biliyorum. Elbette orada koşullar yeryüzündekinden çok farklı. Bu misyona çok uzun bir zaman boyunca çok kapsamlı eğitimlerle hazırlandınız. İnanıyorum ki, hem yaşam boyu yüksek bir disiplinle sürdürdüğünüz pilotluk deneyimi hem de bu görev öncesi aldığınız eğitim çalışmalarınızı başarıyla icra etmenizi kolaylaştırıyordur.
Alper Gezeravcı: Buraya gelmeden önce aldığımız eğitimler sayesinde, burada bizi bekleyen kendine has ortam ve karşılaşacağımız zorluklar hakkında fikir sahibi olduk. Dünyada aldığım bu eğitimler, istasyondaki yaşam şekline alışmamda ve günlük aktivitelerimi gerçekleştirebilmemde bana büyük kolaylık sağladı. Fakat elbette yer çekimsiz ortamı birebir deneyimlemek ve vücudunuz bu ortama uyum sağlarken, bir yandan da bu ortamda göreviniz gereğince çalışmalar yürütmek, ancak yaşayarak tümüyle anlaşılabilecek bir tecrübe.
Burada suni bir ışık düzeni ile günlük faaliyetlerimizi ve uyku düzenimizi, dünyadakine benzer şekilde, 24 saatlik bir gün tanımı ve gece/gündüz döngüsüne uygun olarak ayarlamaya çalışıyoruz. Uzay istasyonunun yapay olarak ayarlanan ışık düzeni, bu planlı döngüye uygun olarak, karanlık ve aydınlık bir ortam yaratacak şekilde gün boyunca değişiyor.
Her sabah, günlük faaliyetlerimin başlangıcından yaklaşık 2 saat önce uyanıyorum. Kahvaltımı yapıp, günlük planlama toplantısı başlamadan o gün içerisinde yapacağım bütün faaliyetlere ilişkin brifing ve günlük görev dosyalarını inceleyerek toplantıya hazırlık yapıyorum. Günlük işlerime, görev kontrol merkezi ve planlama toplantısı yaparak başlıyorum.
Toplantının hemen ardından, direkt olarak, her biri farklı uzunluk ve içerikte planlı görevlerimin icrasına başlıyoruz. Günde 12 ile 15 farklı görev gerçekleştiriyoruz. Bu görevlerin içerisinde, ülkemizden buraya getirdiğimiz bilimsel deneyler başta olmak üzere, dünya üzerinde belirlediğimiz gözlem noktalarının takibi ve istasyon içerisinde bana tanımlanmış sorumlulukların yerine getirilmesi gibi birçok görev var.
Ayrıca, sağlık testlerimizin gerçekleştirilmesi, tıbbi numunelerin alınması gibi gerçekten aşırı dikkat ve enerji isteyen, yorucu görevler de var. Bunları yapmaktan da son derece çok keyif alıyorum. Türk bilim insanları adına gerçekleştirmem gereken daha birçok bilimsel deney ve çalışma var. Günün sonundaki bu dinlenme zamanına kadar bu planlı faaliyetler benim için aralıksız şekilde devam ediyor.
Uyku düzenim dünyadakine kıyasla biraz daha karmaşık; içinde uyuduğumuz yatağım diyeceğim uyku tulumu, yer çekimsiz ortamda beni taşıması için gereken bir yataktan ziyade sadece beni olduğum yerde sabit tutacak bir cebe karşılık geliyor.
Bakan Kacır: Bir kez daha kolaylıklar diliyorum. Milletimizin uzun yıllar hayalini kurduğu bu misyonu inşallah büyük bir başarıyla icra edeceksiniz. Uzay bilimi aslında tarihte dünyaya öncülük ettiğimiz alanlardan biri aslında. Fergani, Ali Kuşçu, Uluğ Bey gibi astronomide çağlarına yön veren bilim insanları yetiştirmiş bir medeniyetin varisleriyiz. Bugün de Milli Teknoloji Hamlesi ile bilim ve teknolojide yeniden büyük bir yükselişe geçiyoruz.
Türk Bilim İnsanlarıyla birlikte gerçekleştirdiğiniz Uzay Bilim Misyonu, “Milli Teknoloji Hamlemiz” için de bir milat olacak. Yer çekimsiz ortamda bilim insanlarımızın hazırladığı önemli deneyleri gerçekleştiriyorsunuz ve bu bilimsel çalışmalar Türkiye olarak bu alanda varlığımızı güçlendirecek. Bu deneylerin geldiği aşamayı sizden dinlemek isteriz. Sonuçlarını heyecanla bekliyoruz.
Alper Gezeravcı: Uluslararası Uzay İstasyonu’na bağlanır bağlanmaz, öncelikle biyolojik ve biyoteknolojik deneylerimizin düzeneklerini hazırladık. Bitki ve yosun deneylerimizi başlattık. Halihazırda devam eden bu deneylerden sizlere kısaca bahsetmek isterim. İlk araştırmamız, mikro-yerçekimi ortamının bitkilerin büyüme, biçim ve genetiklerini nasıl etkilediğine yoğunlaşıyor. Ayrıca, CRISPR olarak kısalttığımız bir genetik düzenleme tekniği kullanarak, genlerinde değişiklik yapılmış bitkilerin, uzay ortamına adaptasyon yeteneklerini inceliyoruz. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar, ekstrem ortamlara adapte olabilen daha dayanıklı bitkiler elde etmek için kullanılabilir.
Diğer deneyimizde ise, doğal yaşam destek sistemlerinde yosunların kullanımını araştırıyoruz. Çünkü özellikle uzun süreli insanlı uzay görevlerinde, dünyamızın kaynaklarına sürekli erişimimiz olmadan, kendi kendine yetecek şekilde yaşayabilmek çok önemli. Şu anda burada soluduğumuz hava geri dönüşüm sistemleri yoluyla temizleniyor ve tekrar kullanıyoruz. Aynı şey su için de geçerli, kullandığımız suyun çok büyük bir bölümü arıtılıp tekrar içme suyu haline getiriliyor. Buradaki görevim boyunca sırasıyla diğer deneylerimi de gerçekleştireceğim. Bu deneyleri başarıyla tamamlayıp topladığım tüm bilimsel verileri deneylerin hazırlık süreçlerini yürüten değerli bilim adamlarımıza teslim edeceğim.
Bakan Kacır: Bilim insanlarımızla yürüttüğünüz bu çalışmaların hepsi birbirinden önemli ve kıymetli. İnşallah sonraki uzay misyonlarımız için ilham kaynağı olacak, Türk bilim dünyasına ve küresel bilim literatürüne çok değerli katkılar sunacak. Bu misyonun bizim için diğer çok kıymetli yanı şüphesiz Türk gençleri ve çocukları için taşıdığı anlam. Biz, onların hayallerinden asla vazgeçmemeleri, mutlaka çok çalışarak kurdukları hayalleri gerçeğe dönüştürmenin çabası içinde olmalarını arzu ediyoruz. Türkiye, gençlerimizin ve çocuklarımızın parıltılı hayalleri ile yükselecek, geleceğe yürüyecek. Biz, bayrağında ay yıldızı taşıyan bir milletiz. İstiyoruz ki, milletimizin evlatlarının hayalleri, hedefleri, ufukları hep en yüksekte olsun. Göklerin sınırlarını aşsın. Sonsuzluğa uzansın. Burada bizimle birlikte olan genç kardeşlerimize, hayalleri sizinle birlikte gökyüzünün sınırlarını aşan, ufkun ötesine uzanan Türk gençleri ve Türk çocuklarına sizlerin de vereceği mesajları duymak isteriz.
Alper Gezeravcı: Ben Mersin’in Silifke ilçesinde bir köyde dünyaya geldim. Bugün kazandığım bütün kabiliyetleri devletime borçluyum. Devletimin sunduğu imkanlarla jet pilotu oldum. Gökyüzünde her uçuşumda milletime hizmet etmenin onurunu yaşadım. Ve şimdi yine devletimiz sayesinde insanlığın hayallerinin zirvesi sayılabilecek bir yerde, gökyüzünün sınırlarının ötesinde, Uzay İstasyonunda milletime hizmet etmenin gururunu yaşıyorum. Genç kardeşlerimize ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza şunu söylemek isterim; bilimde ve teknolojide yeni bir çağın kapılarını aralıyoruz. Ülkemiz için, insanlık için hep birlikte daha yapacak çok işimiz var.
TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal: Alper Bey, Uluslararası Uzay İstasyonundaki çalışmalarınız gelecek nesiller için çok kıymetli. Yanımda, önemli milli uzay projelerimizin ekip üyeleri de var. Türk Astronot ve Bilim Misyonu, IMECE, TURKSAT-6A ve AYAP gibi uzay alanındaki projelerimizde çalışan tüm ekiplerimize aktaracağınız mesaj olursa çok memnun oluruz.
Alper Gezeravcı: Milli Uzay Programımız, Türkiye’nin uzay alanındaki daha önceki çalışmaları kapsamında edinilen bilgi birikimi ve deneyim üzerine inşa edildi ve bunları bir çatı altında topladı. Bu birikimin en önemli unsurunu ise nitelikli insan kaynağımız oluşturuyor. Son derece de gurur duyuyoruz.
Türkiye olarak, Rasat, Göktürk-2 ve İmece uydularımızı milli imkanlarla üretmeyi başardık. Her zaman ilkler zordur. Ama bu projelerde kazanılan tecrübe sayesinde, bugün ilk yerli haberleşme uydumuzu olan Türksat-6A’yı üretebiliyoruz.
Bu elimde gördüğünüz kart, MİYOKA, ilerleyen günlerde gerçekleştirilmek üzere hazırlanan deneylerden bir tanesi. Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve ilk defa uzayda uygulanacak bir elektronik kart üretim teknolojisini test ediyor olacağız.
Biraz önce bahsettiğim uydularımızın kartları tasarlanıp üretilirken edinilen tecrübeler sayesinde geliştirilen bu özgün tekniğin, Milli Uzay Programında yer alan uzay projelerine ve özellikle de Ay Araştırma Projesine paha biçilmez katkılar sağlamasını umuyoruz.
İlk Ay Araştırma Projemizle dünyadan bugüne kadar hiç gitmediğimiz kadar uzağa giderek Aya ulaşacağız. Bu tecrübe de gelecek derin uzay görevlerinin yolunu açacak. Belki de bir sonraki görevimiz, Mars’a gönderilecek bir uydu, asteroide inecek bir uzay aracı ya da Jüpiter’in uydularını inceleyecek bir sonda olabilir.
Neden olmasın ki? Ne de olsa artık uydularımızda başarıyla çalışan kendi geliştirdiğimiz bir elektrikli itki sistemimiz var!
Bu milli teknolojilerin geliştirilmesi için gecesini gündüzüne katarak fedakârca çalışan herkese buradan selam ve saygılarımı gönderiyorum. Ellerinize sağlık.
TUA Başkanı Yusuf Kıraç: Milli Uzay Programımızda en önemli projelerden birini ekibimizin çalışmalarıyla buraya kadar getirdik. Bu vesile ile size ve arkanızdaki tüm ekibe çok teşekkür ederim. Allah’a emanet olun.
Alper Gezeravcı: Milli Uzay Programıyla devletimizin hedefleri arasına konulan, insanlı ilk uzay görevinin Türkiye Uzay Ajansımız tarafından desteklenmesi, ben ve tüm proje ekibimiz için büyük bir fırsat, ülkemiz için ise çok büyük bir kazanım oldu. Bu sebeple de buradan bir kez daha selamlarımı iletmek isterim. Sizi ve ajansımızı saygıyla selamlıyorum.
Bakan Kacır: Alper Bey, tarihimizde bir ilki yaşadığımız bu milli görevde, sizi milletimizin değerli bir evladı olarak, böylesine dinç, kararlı ve güçlü görmek bizi çok mutlu etti. Görevinizi başarı ile tamamlayıp, dünyaya ve Türkiye’mize sağ salim dönmenizi dört gözle bekliyoruz. Benim sizden küçük bir istirhamım olacak. Siz Türk çocukları ve gençleri için ve TEKNOFEST kuşağı için büyük bir ilham kaynağı oldunuz. TEKNOFEST kuşağına onların sevdikleri pozla, son bir selam vermenizi istirham ediyorum. En iyi dileklerimiz sizinle. Allah’a emanet olun.
Alper Gezeravcı: Türk milleti de burada benimle, bunu biliyor ve hissediyorum. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın olarak projenin her aşamasında verdiğiniz sınırsız desteğiniz için çok teşekkür ederim, dünyaya döndüğümde görüşmek üzere sizleri saygıyla selamlıyorum.