Bakan Fidan, “Türk devletleri arasındaki ilişkiler ve örgütleşme süreci, ulus devletleri arasındaki ilişkilerin ötesinde olmalı ve tarihin bizlere sunduğu fırsatlardan istifadeyle ilerletilmelidir. Asya'nın yükselişinin sürdüğü ve Türk coğrafyasının öneminin her geçen gün daha da arttığı bir dönemdeyiz. Bunun bir sonucu olarak bölge dışı aktörlerin coğrafyamıza ilgisinin de giderek arttığını gözlemliyoruz. Avrasya'nın kalbinde yer alan coğrafyamızın küresel güç rekabetine sahne olmasının önüne geçmenin tek yolu var: O da saflarımızı sıklaştırmak. Bölgesel sahiplenme amacıyla küresel rekabetin yıkıcı biçimde bölgemize yansıtılmasına izin vermemeyi amaçlıyoruz “ dedi.

Bölgede sorunların ortaya çıkmadan önlenmesini, ortaya çıkan sorunların da bir aile olunduğu bilinciyle yine aile içinde, bu ailenin ferdi olmanın sorumluluğuyla çözüme kavuşturulmasını amaçladıklarını belirten Fidan, mevcut uluslararası sistemin barış, istikrar ve adalet üretemediğini, bölgesel sahiplenme ve işbirliğinin daha da önemli ve gerekli hale geldiğini dile getirdi.

Gazze'de kadın ve çocuk olmak üzere on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan vahşetin sürdürülebilir ve kalıcı biçimde durdurulabilmesi için iki devletli çözümün hayata geçmesinin gerektiğini aktaran Fidan, şunları kaydetti:

'Yaşanan zulüm ve insani kriz karşısında Batı sessizliğe gömülmüş, uluslararası kuruluşlar ve normlar yetersiz kalmıştır. İhtilafın coğrafi yayılması ve toplumsal tırmanma tehlikesi de her geçen gün artmaktadır. Bu ortamda, Türk dünyasının ortak duruş sergileyerek uluslararası topluma örnek teşkil etmesi, Türk dünyasının ahlaki ve güç olarak da öne çıkmasını sağlayacaktır. İhtilafın coğrafi yayılması ve toplumsal tırmanmayı beraberinde getirmesi tehlikesinin bertaraf edilmesine de katkıda bulunacaktır.'

Fidan, Türkiye'nin Gazze konusunda ilk günden itibaren ilkeli bir duruş ve aktif bir politika sergilediğini söyledi.

Gazze'ye ulaştırılan uluslararası yardımların yaklaşık 3'te 1'ini Türkiye'nin sağladığını hatırlatan Fidan, Türkiye'nin ayrıca yardım sağlayan ülkelerin de başında geldiğini aktardı. Fidan, şöyle devam etti:

'En başından beri soruna adil ve kalıcı bir çözümün şart olduğunu, Filistin devletinin tanınması ve iki devletli çözüme odaklanılması gerektiğini vurguladık. İsrail'e karşı bu hedef doğrultusunda somut adımlar attık. Mevcut aşama itibariyle ikili ticaretimizi sonlandırdık. Güney Amerika Cumhuriyeti tarafından İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanında açılan davaya müdahil olma kararımızı açıkladık. Her türlü insan haklarının ve uluslararası hukuk ilkesinin daha fazla çiğnenmemesinin ve buna göz yumulmamasının önüne geçmek için tek yol var; İsrail'e yönelik uluslararası baskıların her alanda arttırılması. Bu çerçevede Türk dünyasındaki tüm kardeşlerimizi Gazze'deki vahşet karşısında seslerini daha fazla yükseltmeye, bu zulme son vermek için daha fazla ve daha somut adımlar atmaya çağırıyorum.'