Fidan, Türkiye'nin, Çin gibi proaktif ve sonuç odaklı dış politikasıyla küresel zorluklarla mücadelede giderek artan bir rol oynadığını söyledi.

Filistinlilerin çektiği acıların yeni bir olgu olmadığını ancak 7 Ekim 2023'ten bu yana eşi benzeri görülmemiş seviyeye ulaştığını anlatan Fidan, "Gazze, dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak anılıyordu. Şimdi, dünyanın en büyük açık hava mezarlığı haline geldi. Şu anda Gazze'de güvenli sayılabilecek bir yer yok. Gözlerimizin önünde yaşanan insanlık trajedisi, İsrail'in Refah'a saldırısıyla daha da kötüleşiyor." diye konuştu.

Fidan, Türkiye'nin, İsrail'in Ekim 2023'te Gazze'ye saldırmasından bu yana ateşkesi sağlamak, çatışmanın coğrafi olarak yayılmasını önlemek ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların kesintisiz şekilde ulaştırılması için çabaladığını, Çin gibi, iki devletli çözüm kapsamında, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devletinin gerekliliğini vurguladığını söyledi.

Fidan, bölgede kalıcı barış ve güvenlik için terörizmle mücadelenin ehemmiyetine dikkati çekerek, Türkiye'nin FETÖ, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerini bertaraf etmek için askeri, ekonomik, diplomatik ve diğer yolları kullandığını belirtti.

PKK/PYD/PYG'nin bölgedeki en istikrarsızlaştırıcı aktör olduğunu ve Irak ile Suriye topraklarından Türkiye'ye saldırılarına devam ettiğini anlatan Fidan, bu örgütlerin ayrılıkçı gündemine dikkati çekti.

Fidan, Suriye'nin terör örgütlerinin yuvası haline gelmesini önlemek için azami gayreti gösterdiklerinin altını çizerek, "Çatışmanın siyasi bir süreçle, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliği temelinde çözümünü destekliyoruz. Ayrıca Suriyelilerin ülkelerine gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşünü teşvik etmek için çalışıyoruz." diye konuştu.

Fidan, "iki büyük uygarlık" olan Türkiye ile Çin arasındaki bağların zengin tarihi ve kültürel etkileşimlerle şekillendiğini dile getirerek, bunun güçlü ve kalıcı ortaklığın temelini oluşturduğunu söyledi.

Tarihi İpek Yolu'nun iki medeniyet arasında geniş kültürel ve ticari etkileşime ev sahipliği yaptığı değerlendirmesinde bulunan Fidan, Osmanlıların, Çin'e Osmanlı tüfekleri taşıyan çok sayıda elçi gönderdiğini, bunun da o dönemin "teknoloji transferi" olarak adlandırılabileceğini anlattı.

Fidan, ikili işbirliğinin bu sağlam temel üzerine kurulduğunu söyleyerek, ilişkilerin gelişiminin hızlandığını görmekten memnuniyet duyduklarını kaydetti.

2010'da Türkiye ile Çin'in, ilişkilerini "stratejik ortaklık" olarak tanımladığına işaret eden Fidan, "İki tarafın da bu işbirliğini genişletme niyeti, Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'ın 2019'da Çin'e yaptığı ziyaret esnasında ve Eylül 2022'de başkanlarımızın, Semerkant'taki toplantısı sırasında vurgulanmıştı." dedi.

Çin'in, Türkiye'nin Asya'daki en büyük, dünyadaki en büyük 3. ticari ortağı olduğunu hatırlatan Fidan, ikili ticaret hacminin 2023'te rekor kırarak 48 milyar doları aştığına dikkati çekti.

Fidan, ikili ticaret dengesinin Çin'in lehine olduğunu belirterek, "İkili ticaretimizi dengelemek için yeni alanları keşfederek ticari ilişkilerimizin sürdürülebilirliğinden emin olmalıyız." dedi.

Çin'in doğrudan yatırımlarının ekonomik ilişkilerde kilit rol oynadığına işaret eden Fidan, Türkiye'nin yabancı şirketlere yatırım dostu ortam sağladığını söyledi.