Hakan Fidan, “Nerde ayrışıyoruz, onlar kayıtsız şartsız İsrail'i destekliyor. Biz de Filistin'i destekliyoruz. Bu bir ayrım noktası. Büyük devletlerin bir özelliği vardır, şuna bakmanız lazım. Konular arasında ayrım yapabiliyor mu? Kavga konularında kavga edip, iş birliği konusunda iş birlikleri devam ediyor mu? Bizim de ABD ile böyle anlaşamadığımız, konuşarak çözmeye çalıştığımız, iş birliği yaptığımız alanlar da var“ dedi.

Bakan Fidan, “Gazze meselesinde şu anda ABD'nin askeri desteği olmadan İsrail'in bu denli cüret içerisinde soykırım yapması mümkün değil. ABD Başkanı kendisi de söyledi. Nerede uzlaşıyoruz? Geldiğimiz noktada ateşkes konusunda uzlaşımız var. O konuda bir çalışma var. Bugün de ABD'li mevkidaşımla bu konuyu konuştum. İki devletli çözümün olmadığı durumda bu sorunun sürekli kendini tekrarlayacak bir patoloji olduğu konusunda hemfikiriz“ ifadelerini kullandı.

ABD'deki siyasal anlayışın İsrail'in bu katliamların önüne geçmesini düşünmüyorum diyen Fidan, “Niyet olabilir. ABD'de üniversitelerde protestolar var. Bu da siyasilere belli mesajları gönderiyor. İsrail'in her geçen gün ABD'ye ve Batı'ya maliyeti artıyor.

Birçok ülke İsrail konusunda adım atmaktan çekiniyor. Çünkü ABD ve Batı'nın ürettiği algıdan ve kendi kendilerine uyguladıkları sınırlamalardan dolayı. Bir yerde öncülüğe ihtiyaçları oluyor. Bunu da büyük bir hassasiyetle yürütmeye çalışıyoruz“ değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Fidan'ın diğer açıklamaları şu şekilde: 

“Tarafların başta uzlaşmama alanları genişti. Katarlı ve Mısırlı arkadaşlar yoğun çalıştılar. Biz de Türkiye olarak gerekli çabaları gösterdik. Hamas'la iletişim halindeydik. Konunun tıkandığı yer İsrail'in kalıcı bir ateşkes istememesi. Hamas'ın da, 'Ben rehineleri vermeyi kabul edeceğim, karşısında da ateşkes bekliyorum' talebi var. İsrail bunu kabul etmiyor. İsrail bu müzakereleri devam ettiriyordu, çünkü Hamas'ın reddedeceğini bekliyordu. Açığa çıktı, İsrail ateşkesi istemiyor.

ABD'li, Katarlı mevkidaşlarımla, Hamas lideriyle de konuştum. Ateşkeste nerede duruyoruz bunu görmemiz gerekiyordu. Geçen hafta neredeysek oradayız, tıkanmışlık durumundayız. ABD, İsrail'i zorlamak durumunda. ABD seçimlere giderken Biden'a kendi kamuoyunun belli bir kısmından büyük tepki geliyor.

Irak ziyareti önemliydi. Irak'la ilişkilerimiz önemli. Irak son 20 yıldır sancılı bir süreç geçirdi. Terör örgütünün işine gelen bir hal vardı. Operasyonlar süreklilik arz etmeye başladı. Bizim hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yok. Biz kendi ülkemize sahibiz. Egemenliğimizi sonuna kadar uyguluyoruz. PKK bu ülkede 1 santimetre toprağı kontrol edemezken, Irak'ta Suriye'de birçok bölgeyi ele geçirmiş durumda.

Irak'la terörle mücadelede bizim geliştirdiğimiz bir mesafe söz konusu. Irak'ın petrolü, kaynakları var ama Irak temel enerji sorununu, su, sağlık, altyapı sorunlarını çözemiyor. Silahlı grupların cirit attığı bir ülkede bunların düzelmesi mümkün değil. Bizimle beraberseniz birlikte terör örgütlerini yok edelim dedik. Terör, Irak'ın gelişmesini de engelliyor.

Erbil yönetimiyle geliştirdiğimiz terörle mücadele anlayışını Bağdat'la da geliştiriyoruz. Bizim için önemli olan örgüte yönelik hangi adımı attıkları. Türkiye büyük bir ülke, son 20 yılda altyapı sorununu bitirmiş. Bundan istifade edin. Artık bu kadar kan, gözyaşı ve savaşın durması lazım. Bunun için de planlı projelere gitmemiz lazım. Coğrafyanın kaynakları müsait. İnsanlar da bunu istiyor. Bunu yaparken de biz ne komşularımız tarafından yanlış anlaşılmak istiyoruz, ne onlarla çatışmak istiyoruz.

Terör örgütü PKK Irak ve Suriye'de bazu yerleri işgal etmiş durumda. O dönemki Iraklı arkadaşlara söyledik. Onlar da şu anda sınırı güçlendiriliyor. Orada atılması en önemli adımlardan biri Sincar bölgesinin PKK'dan tamamen temizlenmesi. Çünkü Sincar Suriye sınırının hemen yanında. Sincar'da PKK varlığı devam ettiği sürece sınırın öbür tarafındaki örgüt varlığıyla etkileşimi devam edecek. Bunu sonlandırmak götürüyor.“