AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan, ABB Başkanı Mansur Yavaş'a astronomik konser ücretleriyle ilgili kritik sorular yöneltti. Belediyenin kültür-sanat organizasyonlarını yapmak için kurulan Anket A.Ş.'nin neden devre dışı bırakıldığını ve neden batırıldığını soran Hakan Han Özcan, konser işlerini yapan firmanın, Mansur Yavaş'ın seçim kampanyasını yapan firma olmasının ahlaki olup olmadığı sorusunu yöneltti. Konser ihalelerinin canlı yayınlanmadığına dikkat çeken Özcan, Mansur Yavaş'ın başlattığı soruşturmada 'konser ihalesini verenlerin' mi yoksa 'belgeleri sızdıranların' mı araştırıldığını sordu.
CHP Genel Merkezi'nin de bu konserlerle ilgili tepkili olduğunu ve bu organizasyonları tek merkezden yönetme kararı aldığını belirten Özcan, “Bu karar partinizin size ve yaptığınız işlere olan güvensizliğinin göstergesi değil midir?” dedi. Ayrıca ‘'Konserler konusunda kendi partinizi bile ikna edemediğinize göre Ankaralıları nasıl ikna edeceksiniz?'' diye sordu.
Eleştirilerini sürdüren Özcan, Yavaş'a yönelik, “Ankaralılar trafik sorunuyla boğuşurken, altyapı eksiklikleriyle mücadele ederken, konser harcamalarına bu kadar bütçe ayırmak ne kadar doğru?” sorusunu yöneltti. Ankaralıların hakkını korumak için bu sürecin takipçisi olacağını vurgulayan Özcan, Mansur Yavaş'a açıkça meydan okudu.
İşte o açıklama;
‘'Sayın Mansur Yavaş, siz Ankara halkının alın teri üzerinde oynamaya ve helal paralarını organizatör dostlarınızla ezmeye devam edin. Ama bilin ki, biz de cevabını vermekten kaçtığınız soruları sormaya devam edeceğiz. Milletin hakkını konser adı altında buharlaştırmanızın hesabını ahirete bırakmayacağız. Hodri meydansa hodri meydan!
Biz herkesin anlayacağı dilden sorduk, siz de herkesin gördüğü şekilde kaçtınız. Varsa vicdanınız gibi yapışacağız ensenize ve tekrar soracağız: Söz konusu konserleri, kampanyanızı yapan firmaya yüz milyonlarca lira karşılığında verirken neden canlı yayın yapmadınız? Ankaralı duyar diye hiç düşünmediniz, korkmadınız mı? Yüreğiniz yetiyorsa, haklı olduğunuza gerçekten inanıyorsanız bu sorumuza neden cevap vermiyorsunuz?
İlgi sahası kültür ve sanat organizasyonları olan belediye şirketi ANKET AŞ. bu konserler organize edilirken neden devre dışı bırakılmıştır? ANKET AŞ. ne zamandan beri belediyenin kültür ve sanat organizasyonlarının dışına itilmiştir ve zarara sokulmuştur? Sebepleri nelerdir? Yoksa ANKET AŞ.'yi batırdınız da ihaleye girme yeterliliğini mi kaybetti? ANKET AŞ. vergi ve sigorta borçları yüzünden mi devre dışı bırakılmıştır? Bu şirket, söz konusu işleri alamasın, biz de istediğimiz firmaya bu işleri verelim diye mi batırılmıştır? ANKET AŞ'yi teslim aldığınızda kasasında ne kadar nakit parası vardı, bugün durumu nedir? Vergi ve SGK borçlarını karşılaştırdığınızda sizin dönem ile önceki dönem arasındaki fark nedir?
Konser işlerini fahiş fiyatlarla alan tek merkezli firmanın, sizin seçim kampanyanızı da yürüten firma olması tesadüf müdür, ahlaki midir?
Konser maliyetleri içinde büyük bir bölümü oluşturduğu söylenen teknik ve kurulum aşamasında belediyenin kendi imkânları kullanılmış mıdır?
CHP Genel Merkezi'nde bile tepkiye yol açan konserlerle ilgili olarak partiniz bundan böyle tek merkezden organizasyon kararı aldı. Partinizin bu kararını nasıl yorumlamamız gerekiyor? Bu karar size ve yaptığınız işlere güvensizlik anlamına gelmiyor mu? Konserler konusunda kendi partinizi bile ikna edemediğinize göre Ankaralıları nasıl ikna edeceksiniz?
Bu işte suçlu veya sorumlu gördüğünüz personeli adliyeye intikal ettireceğinizi, kendinizin de müdahil olacağınızı açıklamıştınız. Şu ana kadar kaç bürokrat veya personeli açığa aldınız ya da hakkında suç duyurusunda bulundunuz? Açığa aldıklarınızı yolsuzluk iddiasıyla mı yoksa yolsuzluğu ortaya çıkaran belgeleri sızdırdığı için mi açığa aldınız? Sizin için esas ortaya çıkarılması gereken bu skandalın arkasındaki isimler midir? Yoksa ilgili dairelerden bu belgeleri kimlerin sızdırdığını ortaya çıkaracak, onlardan intikam alacak cadı avcılığı mıdır?
Siz konserlerde oynamaya devam edin. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Çünkü ezilen ve yok edilen, milletin hakkı. Trafikte ağır çile çeken, metronun kendisini geçtik projesine bile hasret bırakılan, suya elektrikten fazla para ödeyen, her yağmurda sele kapılan, peyzajı her geçen gün yok olan, şehirleri gittikçe büyük bir köye dönüşen Ankaralının hakkı. O hakkı korumak bizim için borçtur.
Buyurun hodri meydan.''