Son günlerde Almanya'nın düzensiz göçle mücadele için kara sınırlarındaki kontrolü genişletmesi çokça tartışıldı. Avrupa Birliği içinde en çok mülteciye ev sahipliği yapan Almanya, bu kararı sınır kontrollerinin genişletilmesiyle ilgili olduğu, Schengen ile bir ilgisi olmadığını açıkladı. Bir hafta içinde Almanya'nın yanı sıra Hollanda ve İsveç de göçmenlere karşı yeni önlemler alacaklarını duyurdu. Hollanda hükümeti, AB'nin en katı göçmen karşıtı önlemlerine hazırlanıyor, İsveç ise ülkesine gönüllü olarak dönmek isteyen göçmenlere 30 bin doları aşkın maddi destekte bulunacak

2023 yılının sonunda dünyada 117 milyonu aşkın insan, çatışma, şiddet, insan hakları ihlali sebebiyle zorla yerinden edilmiş ve ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Bu, dünyadaki her 69 insandan 1'inin yerinden edildiği anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, bu sayısı 2024 sonunda -yani üç ay içinde- 120 milyonu aşacak.

Mültecilerin çoğu şu beş ülkeden geliyor; Afganistan 6.4 milyon, Suriye 6.4 milyon, Venezuela 6.1 milyon, Ukrayna 6 milyon, Güney Suda 2.3 milyon.

Bu ülkelerden gelen mültecilere ev sahipliği yapan ülkeler ise şöyle;

İran 3.8 milyon, Türkiye 3.3 milyon, Kolombiya 2.9 milyon, Almanya 2.6 milyon, Pakistan 2 milyon.

Avrupa Birliği ülkelerinde 2023 verilerine göre, 7 milyonu aşkın mülteci bulunuyor. Mültecilere en çok ev sahipliği yapan ilk ülke Almanya. Almanya'yı 971 bin mülteciyi ağırlayan Polonya takip ediyor.

Avrupa'da en çok göçmen ev sahipliği yapan Almanya, son günlerde aldığı bir kararla sıkça tartışıldı. Düzensiz göçü kontrol altına almak isteyen Almanya, dün başladığı uygulamayla 6 ay boyunca kara sınırlarındaki kontrolleri genişletti.
Geçen yılın ekim ayından bu yana Almanya'nın Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarında kontroller bulunuyordu. Avusturya sınırında ise 2015 yılından bu yana düzensiz göçe dayalı kontroller sürdürülüyor.

Bir süredir Avusturya, İsviçre, Çekya ve Polonya sınırlarında yapılan kontroller, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Belçika ve Danimarka'yı da kapsayacak şekilde genişletildi. Almanya İçişleri Bakanlığı, düzensiz göçle mücadele için bu kararı aldıklarını, sınır kontrollerinin Almanya ile bu ülkeler arasında işe gidip gelenlerin günlük yaşamları, ticaret ve seyahatleri üzerinde mümkün olduğunca az etki yaratmasını sağlamak için çaba gösterileceğini söyledi.

Almanya'nın bu uygulamasının ardından "Almanya Schengen vizesi sürecini askıya aldı" iddiaları ortaya atıldı. Ancak Almanya'nın sınır kontrollerini genişletmesinin Schengen ile bir ilgisi yok. Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği de yaptığı açıklamada, uygulanacak sınır kontrollerinin güvenli, düzenli ve yasal girişin sağlanmasını hedeflediğini belirterek, "Türkiye için vize verme süreci normal şekilde işlemeye devam edecek ve bu durumdan etkilenmeyecektir." ifadesini kullandı.

Göçmen dalgasına karşı önlem alan bir diğer ülke ise Hollanda. Hollanda hükümeti, Avrupa Birliği'ndeki en katı önlemlerden biri olması beklenen yeni göç karşıtı önlemler getirmeyi planlıyor.

Hollanda'da Kasım ayında gerçekleşen seçimlerde parlamentondaki koltukların neredeyse dörtte birini aşırı sağcı Geert Wilders'ın partisi Özgürlük Partisi kazanmıştı. Göç ve İltica Bakanı ise Özgürlük Partisi'nden Marjolein Faber oldu.

Faber, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasında "Şimdiye kadarki en katı sığınmacı politikasını hedefliyorum" dedi ve bu planın yılbaşından önce yürürlüğe girmesi için çalıştıklarını söyledi.

Hükümet programına göre, Başbakan tarafından çıkarılacak bir olağanüstü hal kararnamesi "sığınmacı krizi" ilan edilecek.

Yeni plan kapsamında; süresiz sığınma izni sona erecek, suçlu sığınmacıların sınır dışı edilmesi kolaylaşacak, aile birleşimi büyük ölçüde kısıtlanacak. Hükümetin programına göre, sığınma başvuruları daha sıkı bir şekilde ele alınacak, sığınmacı olarak kabul edilen kişi sayısı azaltılacak. 5 yılı dolduran herkese süresiz oturma izni verilmeyecek.

Bir sığınmacı en az 2 yıllık oturma izni, evi ve geliri varsa aile birleşimi talebinde bulunabilecek. 18 yaşından büyük çocuklar, aile birleşimi kapsamına alınmayacak.

Program kapsamında konut piyasasındaki baskının da azaltılması hedefleniyor. Hükümetin, Avrupa Komisyonu'ndan AB sığınma ve göç politikaları konusunda muafiyet talebini Brüksel'e göndermesi bekleniyor.

Muhalefet, Faber'in planını "anti-demokratik" olarak nitelendirdi ve tepki gösterdi. Hollanda Mülteciler Konseyi, "mültecilerin bu plan kapsamında yüksek bir bedel ödeyeceğini ve endişe duyduklarını" bildirdi. Birlik, sığınmacıları mücbir sebepler dolayısıyla ülkelerine geldiklerini, ülkenin sığınmacılarla sorunlarının siyasi olduğunu, Hollanda'da beklenmedik derecede çok sayıda sığınmacı olmadığını belirtti.

İSVEÇ ÜLKESİNE DÖNENEN 30 BİN DOLARI AŞKIN DESTEKTE BULUNACAK
Son bir hafta içinde göçmenlere karşı önlem almak için açıklama yapan bir diğer ülke ise İsveç oldu. İsveç'te hükümet, ülkesine dönmek isteyen göçmenlere 34 bin dolara kadar maddi destekte bulunacaklarını açıkladı.

İskandinav ülkesi onlarca yıldır "insani bir süper güç" olarak görülüyordu, ancak yıllar içinde yeni gelenlerin çoğunu ülkeye entegre etmekte zorlandı. Hükümet, 2026'dan itibaren kendi ülkelerine gönüllü olarak dönen göçmenlere 350 bin İsveç kronuna (34 bin dolar) kadar destekleyeceklerini açıkladı.

Göç Bakanı Johan Forssell, bunun hükümetin göçü engellemek için son hamlesi olduğunu söyledi ve "Göç politikamızda bir değişiminin ortasındayız" dedi.

Şu anda göçmenler yetişkin başına 10 bin krona, çocuk başına 5 bin krona kadar yardım alabiliyor, aile başına ise 40 bin kronluk bir üst sınır bulunuyor. Bu desteği alanların sayısının ise oldukça az olduğu belirtildi.

Diğer Avrupa ülkeleri de göçmenlerin evlerine dönmelerini teşvik etmek için maddi destekte bulunuyor. Danimarka kişi başına 15 bin dolardan fazla ödeme yapıyor, Norveç yaklaşık 1400 dolar, Fransa 2 bin 800 dolar, ve Almanya'da 2 bin dolar destekte bulunuyor.