GÜNDEM
30 Haziran 2021, Çarşamba, 09:32

Prof. Dr. Vedat Göral, yapılan çalışmalarda uyku kalitesi ile kalın bağırsak riski arasında ilişki bulunduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Göral, bir çalışmada gecede 6 saatten az uyuyanlarda, 7 saatten fazla uyuyanlara kıyasla kalın bağırsakta kanser öncüsü olan adenom riskinde yüzde 50'ye yakın bir artış olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Vedat Göral, yetersiz ve kalitesiz uykunun birçok hastalığın yanı sıra kalın bağırsak riskini artırdığına dikkat çekerek açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Göral, normal uyku süresinin ortalama 7 ila 8 saat olması gerektiğini belirterek "Uykusuzluğu olanlar, olmayanlara göre daha fazla mide bağırsak sorunu bildiriyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarda ise uyku düzeni ve kanser riski arasında bir ilişki bulundu. Hem azalmış uyku süresi hem de artan uyku süresi kalın bağırsak kanseri ile ilişkilendirildi. Uyku değişiklikleri olan hastalarda iltihabi sitokinlerin salınması, potansiyel olarak kalın bağırsak kanser gelişimi için zemin hazırlayabilir. Hem daha kısa uyku süresi hem de daha uzun uyku süresi kalın bağırsak kanseri için bağımsız bir risk faktörü olan obezite ile de ilişkilendirildi" diye konuştu.

KANSER RİSKİNİ YÜZDE 50 ARTIRIYOR

Yapılan bir başka çalışmaya da dikkat çeken Prof. Dr. Göral, şöyle devam etti:

"Bu çalışmada da gecede 6 saatten az uyuyanlarda 7 saat veya daha fazla uyuyan hastalara kıyasla kalın bağırsakta kanser öncüsü olan adenom riskinde yüzde 50'ye yakın bir artış olduğu bulundu. Menopozdaki kadınlarda, gece 6 saatten az veya 9 saatten fazla uyuyanlarda, kalın bağırsak kanseri riskinde artış olduğu gösterildi. Ayrıca gecede 9 saatten fazla uyuyan kilolu erkeklerin, günde 7 saat uyuyanlara kıyasla kalın bağırsak kanseri riskinin daha yüksek olduğu da bulundu. Vardiyalı çalışanlarda da bu riskin artabileceği belirtiliyor. Daha uzun bir uyku süresine sahip olmak, insülin direnci ile kortizol sekresyonunu arttırır, bu da kalın bağırsak kanseri için bağımsız bir risk faktörü olan obezite ile sonuçlanır."

İYİ BİR UYKU İÇİN İPUÇLARI

Prof. Dr. Göral, "Araştırmalar bir hastanın altta yatan uyku bozukluğunun tedavi edilmesinin, sindirim sistemi semptomlarında iyileşme ile sonuçlanabileceğini gösterdi. Ayrıca gastrointestinal hastalık durumlarının kontrolü, uyku kalitesinin artmasıyla sonuçlanır. Bu genelde günlük pratikte gözden kaçan bir özelliktir. Uyku bozukluğunun tedavi edilmesinin, sindirim sistemi semptomlarında iyileşme ile sonuçlanabileceği bilinir. Bu nedenle mutlaka düzenli bir uyku ritmini devam ettirmemiz gerekiyor. İyi bir uyku için izlememiz gereken 10 adım vardır. İlk olarak bir rutine bağlı kalınmalı, her gün aynı saatte yatılıp, kalkmalı. Yatakta kitap okunmamalı, televizyon izlenmemeli. Eğer 15-20 dakika içinde uykuya dalmazsanız, yatak odasından çıkın ve uykunuz geldiğinde yatağa dönün" diye konuştu.

"Yatmadan önce ışık ve gürültü en aza indirilmeli, uyanmanız gerektiğinde ışığın içeri girmesine izin verin. Gün içinde 30-40 dakikalık bir şekerleme yapmayı deneyin. Yatmadan en az 2 saat önce yemek yemeyi bırakın, şayet açsanız yatmadan önce hafif bir atıştırmalık uykuyu teşvik edebilir. Öğleden sonra ve yatmadan önce kafeinden kaçının. Dışarı çıkın çünkü ışığa maruz kalmak kişinin günlük uyku ve uyanıklık düzenini etkiler, unutmayın güneş ışığı en parlak iç mekân ışığından bile birkaç kat daha güçlüdür. Egzersiz ise derin uykuyu uzatmanın kanıtlanmış tek yoludur. Bununla birlikte, uykuya dalmakta güçlük çekebileceğinden, yatmadan önceki 3 ila 4 saat içinde şiddetli egzersiz yapmayın. Kefir, süt, ayran dışında kediotu, ıhlamur, melisa, papatya, anason gibi sinirleri gevşettiği uyku verdiği bilinen bitki çaylarını da tüketebilirsiniz."