SAĞLIK
23 Eylül 2024, Pazartesi, 07:00

Türkiye'de diyabet hastalığı ve buna bağlı olarak kilo artışı yaşayanların sayısı gün geçtikçe daha da artıyor.

Türkiye'de yaygınlaşan diyabet hastalığına uzmanlardan şeker tüketimi uyarısı geldi. Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası dolayısıyla düzenlenen etkinliklerde ülke genelinde artış gözlemlenen şeker bağımlılığına dikkat çekildi.

İstanbul Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ, Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası etkinliğinde konuya ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Karşıdağ, Türkiye’de toplumun yüzde 15’inde diyabet, yüzde 15’inde ise gizli şeker bulunduğunu belirterek, bu yüksek oranların sağlık harcamalarına ve toplumsal sağlığa ciddi bir yük getirdiğini belirtti.

Karşıdağ, “Sosyal güvenlik kurumu harcamalarının neredeyse yüzde 15'i, tek başına şeker hastalığı için harcanıyor ve bu çok yüksek bir rakam” dedi.

Türkiye'deki her üç kişiden birinde kilo fazlalığı bulunuyor ve bu durumunun ilerleyen yıllarda daha büyük sağlık sorunlarına yol açacağı öngörülüyor.

Kilo fazlalığını da beraberinde getiren diyabet hastalığının en önemli çözümün şeker tüketimini azaltmak olduğunu vurgulayan Karşıdağ, “Şekeri tedavi etmeye çalışmak iyi ama en doğrusu şekeri, gizli şekeri ve kilo fazlalığını engellemeye çalışmak. Bu üçünün yolu da öncelikle şeker ve şekerli şeyleri kısmaktan geçiyor” açıklamalarında bulundu.

Prof. Dr. Karşıdağ, sofra şekerinin insan vücudu için gerekli olmadığını belirterek, “Bir insan doğduğunda ölene kadar ağzına sofra şekeri sürmese bile hiçbir eksiklik yaşamaz. Sofra şekeri, meyve, su, süt, et, peynir gibi değildir. Bunları yemezsek olmaz ama sofra şekerini yemezsek hiçbir eksiğimiz olmaz” dedi.
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ise, aşırı şeker tüketiminin birçok hastalığın temelini oluşturduğunu ve böbrek hastalıklarına yol açtığını belirterek, Türkiye’nin şeker tüketimini acilen azaltması gerektiğini söyledi. Erk, “Şeker bağımlılık demektir. Nasıl ki tuz tüketimini azalttıysak, acilen şeker tüketimini de azaltmamız gerekiyor. Bu konuda tüm kurumlara ve özellikle halkımıza büyük görevler düşüyor” dedi.

Şekerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Karşıdağ, “Her şeyden evvel şekeri ortadan kaldırmalıyız. Bunu sakın meyvedeki şekerle karıştırmayın lütfen. Bunlar farklı kavramlardır. Her gün mutlaka üç avuç kadar meyve yemeliyiz. Burada ölçü herkesin kendi avucudur. Ama baklavadan veya fruktozla yapılan her şeyden uzak durmalıyız. Çok basit bir şey söylemek gerekirse beslenme için 5 şeyden uzak durun diyoruz. Şeker ve şekerli gıdalar, burada da kıstas bir gıda hazırlanırken içine şeker konulduysa ondan uzak durun. Beyaz ekmekten uzak durun, Pirinç pilavından uzak durun, Özellikle içine şeker veya fruktoz eklenmiş olan içeceklerden uzak durun. Dışarıda yapılmış olan ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durun hepsi bu." kaydetti.

Karşıdağ açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: "Bun un dışında yiyip içtiklerinize dikkat edin. Bunların üstünde olan bir şey daha var ki, her gün ne yaparsanız yapın ama mutlaka yürüyün. Yaşımıza ve kapasitemize göre 20 ila 60 dakika arasında yürümeliyiz. Bu gençken kasların gelişmesi, ileri yaşta kasların erimemesini için son derece önemlidir. İleri yaşta bizleri bekleyen tehlikeler var. Tedavi mümkün ama engellemek daha uygun bir yaklaşım olacak. Özetle başta şeker ve kilo fazlalığı olmak üzere birçok hastalıktan ve buna bağlı olan kanserden tutunda kireçlenmeye kadar birçok hastalığa sadece ve sadece başta şeker yemeyerek dikkat edebilir ve kendinizi koruyabilirsiniz”

 

KAYNAK:yeniakit.com