SEYAHAT
26 Eylül 2024, Perşembe, 07:00

Dünyanın gözde turizm rotalarından biri olan Türkiye, hem doğal güzellikleri hem de kültürel ve tarihi mirasıyla her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor.

Türkiye, denizi, güneşi, eşsiz doğal güzellikleri ve kültürel mirasıyla dünyanın en önemli turizm destinasyonları arasında yer alıyor.  Öyle ki, istatistikler de son yıllarda Türk turizminin yükselişte olduğunu kanıtlıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre ülkemize gelen ziyaretçi sayısı 2023'te bir önceki yıla göre yüzde 11,1 artarak 57 milyon 77 bin 440’a yükselmiş durumda. Yine araştırma şirketi Euromonitor International’ın raporuna göre 2023 yılında dünyada en çok ziyaret edilen şehirler arasında İstanbul 20 milyonu aşan ziyaretçi sayısı ile 1. sırada, Antalya ise 4. Sırada yer alıyor. Tüm bu rakamlar ve veriler sektörün geleceği için umut vadederken, doğru stratejilerle turizmin ekonomiye katkısının çok daha fazla büyüyebileceğini aktaran Er Yatırım Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nde Türk turizm sektörünü ve 2024 yılını değerlendirdi.

Sahip olduğumuz potansiyel açığa çıkarılmalı 

“Markalı şehir içi otel yatırımcısı” olma hedefiyle hareket eden, 2014’te dünyanın en büyük otel gruplarından Marriott Grubu’yla anlaşma yaparak Four Points by Sheraton markasının franchise hakkını alan Er Yatırım’ın Genel Müdürü ve Marriott EMEA Danışma Kurulu Üyesi Ferzan Çelikkanat, Türkiye’de turizmin istenilen seviyeye gelmesi için sahip olduğu büyük potansiyelin açığa çıkarılması gerektiğinin altını çiziyor.  

“Turizmin bir lüks değil, herkes için bir ihtiyaç, bir gereklilik olduğunu anlamamız gerektiğini” vurgulayan Çelikkanat, “Öncelikle hepimiz elimizi taşın altına koymalı ve bu bakış açısını değiştirmek için adımlar atmalıyız.  Er Yatırım olarak bu konuda yoğun çalışmalar yapıyoruz. Örneğin geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat’a ziyarette bulunduk ve Türk turizm sektörünü dünyaya tanıtmak ve pazar payımızı artırmak adına daha fazla neler yapabiliriz istişare ettik. Küresel düzeyde sürdürülebilir bir rekabet gücüne erişebilmemiz, sektörün geleceği için hayati değer taşıyor. Bu konuda gerek STK’lar gerekse dernekler aslında oldukça efor sarf ediyor.  Bunlarda biri, benim de üyesi olduğum Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD). TTYD tarafından kasım ayında bu yıl dördüncü kez yapılacak olan Tourism Investment Forum Türkiye (TIF), ülkemizdeki turizm yatırımlarının dünyaya entegre edilmesi, Türkiye’den dünya turizm markasının çıkması, iş birliği ve sürdürülebilir destek sağlayacak modellerin yaratılması gibi pek çok önemli konu başlığını ele alan, sektör için oldukça önemli bir organizasyon. Bu gibi platformların giderek artması gerekiyor. Doğru tanıtım ve pazarlama stratejileriyle turizmden hak ettiğimiz payı artık almalıyız. Çok değerli yerli markalarımız var. Bunların yurtiçinde ciddi potansiyelleri var ama bunları yurtdışına açamıyoruz” diyor.

Teknolojiye rağmen insan faktörü vazgeçilmez durumda

Aynı zamanda Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) ve Turizm Komitesi üyeliği bulunan Ferzan Çelikkanat, turizmin yoğun iş gücü emeği gerektiren bir sektör olduğunu ifade ederek şunları söylüyor: “Dünyanın her alanda yaşadığı makineleşme ve dijitalleşme, üretimde emek faktörünün nicel olarak azalmasına neden oldu.  Ancak tüm teknolojik gelişmelere rağmen, bazı alanlarda insan faktörü halen vazgeçilmez durumda. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz turizm sektörüdür. Müşteri memnuniyeti ve sadakatinin çalışan performansıyla doğrudan ilişki içinde olduğu turizm işletmelerinde insan kaynağı verimlilik açısında hayati önem taşımakta. Her ne kadar ülkelerin turistik destinasyonları ile ön plana çıktığını düşünsek de, bir destinasyonun tekrar ziyaret edilmesindeki en önemli faktörlerden biri de insan kaynağıdır.  Bu sebeple Dünya Turizm Günü, özellikle turizm emekçileri için oldukça anlamlı bir gün.”

Yeni bir dönem başladı

Tüm sektörlerde olduğu gibi yapay zekâ gibi teknolojilerin turizmde de etkili olduğunu aktaran Çelikkanat, “Ancak turizmin merkezinde sürdürülebilirlik var” diyor ve şöyle devam ediyor: “Günümüzde her işletmenin enerji ve su tasarrufu, atık yönetimi, sorumlu tedarik gibi çeşitli sürdürülebilirlik programları uygulaması şart.  Biz kendi adımıza tüm otellerimizde karbon ayak izimizi, su tüketimimizi ve atık tüketimimizi azaltmak için hedefler belirliyoruz. Misafirlerimize en kaliteli hizmeti sunarken çevreye olan etkimizi minimize etmek ve topluma katkıda bulunmak için tüm çabamızı sarf ediyoruz. Otellerimiz, sürdürü lebilir turizmi destekleyen kuruluşlara verilen uluslararası Green Key (Yeşil Anahtar) sahibi. Dünya nüfusunun dengesinin değişmesiyle, turizmin hem arz hem talep tarafında köklü değişiklikler yaşandığını görüyoruz. Sektörün farklı bir boyuta evrileceği yeni bir dönemin başladı. Günümüzde artık sürdürülebilir ve çevre dostu seyahat seçeneklerine giderek daha fazla öncelik veriliyor: Karbon ayak izini azaltan uçuşlar, yeşil konaklama ve ekolojik açıdan bilinçli turist faaliyetleri seyahat tercihlerinde belirleyici rol oynuyor.”