SAĞLIK
25 Kasım 2024, Pazartesi, 07:00

Yeni bir araştırma, tiroid ameliyatları sonrası kilo alımının sorumlusunun tiroid hormonları değil, tiroid bezinde bulunan ‘kalsitonin’ hormon eksikliği olduğunu ortaya koydu.

Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, bu bulgular ışığında ameliyat tekniklerinin yeniden değerlendirilmesi ve tiroid bezinin sağlıklı kısımlarının mümkün olduğunca korunması gerektiğini vurguladı.  Prof. Dr. Ayşan, “Tiroid bezi vücudun orkestra şefidir. Artık biliyoruz ki bu şefin başka bir görevi daha var: Kalsitonin salgılamak. Son bulgular, tiroid ameliyatlarında çok daha titiz davranmamız gerektiğini bir kez daha gösterdi” dedi.

Tiroid ameliyatı geçiren hastaların en çok şikayet ettiği konuların başında kilo alımı geliyor. Yeditepe Üniversitesi, Koşuyolu Hastanesi Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan konuyla ilgili yaptığı ve uluslararası saygın bir dergi olan Endocrinology and Metabolism dergisinde yayınlanan yeni araştırmasının bulgularını paylaştı. Bugüne kadar bu durumun genellikle tiroid hormonlarının eksikliğine bağlandığını ancak bu görüşün gerçeği yansıtmadığını ifade eden Prof. Dr. Ayşan, “Hastalar sıklıkla ‘tiroidimi aldırdım, hormonlarım eksildi ve bu yüzden kilo aldım’ diye düşünüyorlar. Oysa son yapılan araştırmalar, kilo alımının sebebinin tiroid hormonları değil, tiroid bezinden salgılanan kalsitonin hormon eksikliği olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

‘KİLO ALIMININ NEDENİ TİROİD HORMONLARI DEĞİL, KALSİTONİN EKSİKLİĞİ’

Prof. Dr. Ayşan, kalsitonin hormonu hakkında, “Kalsitonin, uzun yıllardır sadece kemik sağlığı ile ilgili bir hormon olarak biliniyordu. Ancak yeni araştırmalar, bu hormonun tokluk hissi sağlamada, mide boşalmasını yavaşlatmada ve insülin duyarlılığını artırmada önemli bir rol oynadığını ortaya koydu. Kalsitonin, aslında sadece kemikler için değil, metabolizma için de kritik öneme sahip. Tiroidin tamamının alındığı ameliyatlarda, yalnızca tiroid hormonlarını değil, kalsitonini de kaybediyoruz. Bu da kilo alımına yol açıyor” ifadelerini kullandı.

‘TİROİD AMELİYATLARINDA SAĞLIKLI DOKUYU KORUMAK ÇOK ÖNEMLİ’

Prof. Dr. Ayşan, tiroid ameliyatlarında sağlıklı tiroid dokusunu koruyucu cerrahi yöntemlerin önemine dikkat çekerek koruyla ilgili şu bilgiler verdi: “Tiroid ameliyatlarında, tiroid bezinin tamamının değil sadece hastalıklı kısmın çıkartılması daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu sayede, kalsitonin hormonu salgılayan hücreler korunabilir ve hastaların ameliyat sonrası kilo alma riski azaltılabilir.” dedi. İnsan dışındaki tüm memeli canlılarda kalsitonin hormonunun tiroid bezi dışında ‘ultimobrankial organ’ adı verilen farklı bir organdan salgılandığını belirten Prof. Ayşan, “Bu organ sadece insanda yok ve ilginç bir şekilde bu organı oluşturan hücreler insanda tiroid bezi içinde yayılmış olarak bulunuyorlar. Yani aslında tiroid bezi bir değil, iki organdan oluşuyor. İşte biz ameliyatla tiroid bezinin tamamını aldığımızda, bu organı da ortadan kaldırmış oluyoruz. Ancak tiroid bezinin bir kısmı bırakıldığında, vücutta yeterli miktarda kalsitonin kalabilir ve bu da kilo alımını önleyebilir” diye konuştu.

‘KALSİTONİN TAKVİYESİ MÜMKÜN DEĞİL’

Kalsitonin hormonunun dışarıdan ilaç olarak alınmasının şu an için mümkün olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Geçmişte kalsitonin ilaçları mevcuttu ancak yan etkileri nedeniyle satışı yasaklandı. Bu nedenle tiroid hormonları gibi kalsitonini dışarıdan almak şu an bir seçenek değil. Dolayısıyla, hastaların ameliyat sonrası metabolik dengesini korumanın en etkili yolu, sağlıklı tiroid dokusunu mümkün olduğunca yerinde bırakmak” ifadelerini kullandı.

KANSER DURUMUNDA TÜM TİROİD ALINABİLİR

Tiroid kanseri vakalarında ya da ciddi ve büyük nodüllerin varlığında, tiroid bezinin tamamının alınmasının zorunlu olabileceğini belirten Prof. Dr. Ayşan, bu durumlarda hastaların önceliğinin kanseri tedavi etmek olması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Ayşan şöyle konuştu: “Kanser gibi ciddi bir durum söz konusuysa tiroid bezinin tamamının alınması hayati öneme sahip olabilir. Ancak küçük tümörlerde ve daha az riskli vakalarda sadece hastalıklı kısmın çıkartılarak sağlıklı dokunun korunması hastanın hem genel sağlığı, hem de kilo kontrolü açısından daha avantajlı olacaktır.”

‘TİROİD BEZİNİN DEĞERİ BİR KAT DAHA ARTTI’

Prof. Dr. Ayşan son olarak, tiroid bezinin vücutta zaten bir ‘orkestra şefi’ olarak tanımlandığını ve yeni bulgularla birlikte bu orkestra şefinin görevlerinin daha da önem kazandığını belirterek, “Hekimler hep derler ki ‘tiroid bezi vücudun orkestra şefidir’. Tiroid, hormonlarıyla vücudu yönetir. Ama şimdi görüyoruz ki, bu şefin bir görevi daha var: Kalsitonin salgılamak. Şimdi bu verilerle tiroid bezinin değerini bir kat daha arttırmış olduk. Dolayısıyla, artık tiroid ameliyatlarında çok daha titiz ve korumacı davranmamız gerektiğini bir kez daha öğrenmiş olduk. Modern cerrahi yaklaşım, hastalarımızın hem sağlığını koruyacak hem de yaşam kalitesini artıracaktır” dedi.