Ömer Çelik: Dünya barışının anahtarı Orta Doğu'daki barıştır

Ömer Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Netanyahu'nun kongrede konuşacağı haberi geldiğinde sayın Abbas'ın Türkiye'ye gelmesi girişiminde bulunuldu. O şekilde bir planlama söz konusuydu. Daha sonra Haniye'nin rahmete kavuşması, şehit olması arzulanan tarihte sayın Abbas'ın mazereti sebebiyle bu gerçekleşemedi.

Daha ABD kongresinde Netanyahu'nun konuşmasıyla ilgili ilk haberler çıktığında, Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk yaklaşımı Sayın Abbas'ın Meclis'te konuşması ve Haniye'nin Meclis'te bulunmasıydı. Bu çerçevede Filistin'e desteğini bir kez daha gösterecekti. Bu gecikmeden sonra Sayın Abbas'ın programına uygun bir şekilde Türkiye'ye ziyaretlerini gerçekleştirdiler. Cumhurbaşkanımız ile görüştüler.

Böylece bir kere daha milletimiz Filistin davasına desteğini ifade etmiş olacak.

Bölge barışı tehdit altında. Daha olaylar başlar başlamaz 7 Ekim'de Netanyahu "Bölgedeki haritaları değiştireceğiz" demişti. Başka bir takım argümanlar da söyledi. Bugün görülüyor ki, sadece soykırımcı bir politika izlemiyor. Bütün bir bölge barışını, ülkelerin istikrarını tehdit eden bir yaklaşım sergiliyor. Dünya barışının anahtarı Orta Doğu'daki barıştır. Filistin'de barış olmadan Orta Doğu'da barış olmaz. Netanyahu barış iradesini yok ediyor. Görüşmeler gündeme gelince ya suikast ya saldırı oluyor. Doğrudan uluslararası kurumları hedef alan saldırganlığı devam ediyor.

Guterres bütün bu tablonun ardından bir açıklaması oldu, bir reform yapılması gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanımız yıllar önce BMGK'da "Dünya 5'ten büyüktür" ilkesini ortaya koyduğunda bazı ülkeler bunu çok ileri bir söylem olarak gördüklerini ifade ettiler. Cumhurbaşkanımız kendisine tezlerini yeniden aktardı. Bugün gelinen noktada bu tezin giderek uluslararası kabule dönüşen bir tez olduğu ortaya çıkmıştır.

Guterres'in açık beyanı da bu tezi doğrular niteliktedir.

İsrail Maliye bakanı Gazze'deki insanların açlıkla karşı karşıya bırakılmasının normal olduğunu söyledi. Batı Gazze'ye sessiz kalıyor.

Burada ABD'nin barış konusunda çağrılar yaparken şöyle bir yaklaşımı söz konusu oluyor. Netanyahu hükümetinin başka bir ülkede suikast yapınca sessiz kalıyor, İran tepki göstermek isteyince uyarıyorlar. Esas olarak Netanyahu hükümetine bir şeyler söylemeleri gerekiyor.