Bakan Kurum'un açıklamaları:
Önümüzdeki 10 gün boyunca burada iklim finansmanının yeni hedeflerini belirlemeye çalışacağız. COP29, ülkelerin iklim krizine yaptıklarını görmemiz açısından kritik bir zirvedir. Ülkelerin şeffaflık raporları bu zirvenin en önemli konularından biri. Ben bu iki temel konudaki düşüncelerimizi ve beklentilerimizi paylaşmamızın ardından sizlere Türkiye'nin uzun dönemli yol haritasını anlatmak istiyorum.
Türkiye olarak; Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle “insanlığa daha adil bir dünyayı teklif ediyoruz.” İnsani ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüğümüz bu yolda; küresel işbirliğini ve dayanışmayı en yüksek sesle dile getiriyoruz.
Çünkü dünyanın bu birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Bugün, Dünya Meteoroloji Örgütü'ne kulak verdiğimizde, son 50 yılda hava, iklim veya su ile bağlantılı 11 binden fazla afetin yaşandığını görüyoruz. 2 milyonun üzerinde can kaybının, 4.5 trilyon dolarlık ekonomik kaybın olduğunu üzülerek müşahede ediyoruz.
Türkiye, raporlarla ortaya konulan bu gerçeklere hiçbir zaman sessiz kalmamış, pasif bir tutum içinde olmamıştır. Çünkü bizim ülkemiz; taşıdığı değerler ve coğrafi derinliği itibarıyla, dünyanın vicdan ve iyilik merkezidir.
Binlerce yıllık birikiminden de güç alarak, tüm kurumlarıyla birlikte, insanlık için, ortak evimiz dünya için; var gücüyle çalışmaktadır.
En sade şekliyle ifade etmem gerekirse “Türkiye, her gayretini, bize emanet olan dünyanın sağlığı ve insanlığın iyiliği” için tasarlamakta ve uygulamaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın dünyaya ilan ettiği, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi; bu kararlılığımızın en yüksek belgesi ve tezahürüdür. İşte hazırladığımız Uzun Dönem Stratejimizi, bir başka deyişle, Yol Haritamızı da bu kararlılığa uygun olarak; en şeffaf ve katılımcı süreçleri işleterek ortaya koyduk.
Uzun Dönemli İklim Stratejimizin hazırlık sürecini, yaklaşık iki yıl boyunca kamu ve özel sektör ile sivil toplum temsilcilerinin katkılarıyla yürüttük. Stratejimizi; toplam 18 sektörde 89 strateji ile hazırladık ve 3 temel sacayağı üzerine bina ettik. Bu 3 temel sacayağı; Azaltım, Uyum ve “Yatay Kesen Konular” adını verdiğimiz her iki başlığın ortak noktalarından müteşekkildir.
Bu yılki emisyon miktarlarımıza baktığımızda, emisyon oranımızın yüzde 72'sinin enerji sektöründen, yüzde 12.5'nin endüstri sektöründen; yüzde 13'ünün tarım, kalan yüzde 3'ünün ise atık sektöründen kaynaklandığını görüyoruz. Bu nedenle de; Uzun Dönemli İklim Stratejisi Azaltım Hedeflerimiz Kapsamında; emisyonların çoğunun kaynaklandığı enerji sektöründe iddialı hedefler ortaya koyduk.
Bugün, toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59'a yükseltmiş olan bir ülkeyiz. Bu alanda; Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sırada yer alıyoruz.
Birincil enerjide yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50'ye, Nükleer enerjinin payını ise %30'a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece; ulusal çapta kullanacağımız enerjinin yaklaşık %80'inini karbonsuz hale getireceğiz.
Sanayi sektöründe; 2053'e kadar; çimentoda %93, demir-çelikte %99, alüminyumda %75 emisyon azaltımı sağlamayı öngörüyoruz. Binalar sektöründe, 2053'te emisyonlarımızı sıfıra yaklaştırmış olacağız. Bu alanda, toplam 2 milyar ton Karbondioksit eşdeğeri emisyon salımını engelleyeceğiz.
Ulaştırma sektöründe; yine 2053'e kadar 7 bin km yüksek hızlı tren ve hızlı tren hattı inşa ederek, temiz ulaşım olan demiryollarının lojistikteki payını %5'ten %22'ye çıkaracağız. 2035 yılına kadar elektrikli araç sayısını 4,2 milyona ulaştıracak; bu sayede elektrikli araç yerlilik oranımızı da yüzde 75'e çıkarmış olacağız. Bu çalışmalarla; karayolu ulaşımı kaynaklı sera gazı emisyonlarımızı olabildiğince azaltacağız.
Atılım yapacağımız bir başka alan ise Atık sektörü olacak. Atık sektöründe; Sıfır Atık Prensibiyle hareket edeceğiz.
Yıllar içinde aşamalı olarak, atıkların düzenli depolama sahalarına gönderilmesine son vereceğiz. Atıkta, geri kazanım oranımızı %70'e çıkaracağız. Depozito Yönetim Sistemimizin makine ve altyapı kurulumunu, 2025 yılı sonuna kadar yapacak, ülke genelinde uygulamaya geçeceğiz. Metan emisyonlarının azaltılmasına önemli bir katkı sunmuş olacağız.
Yine Tarım sektöründe; tarım topraklarımızın en az %10'unda organik tarım yapacağız. Hayvancılıkta yem rasyonu ile yem çeşidini optimize edeceğiz. Biyogaz tesislerini yaygınlaştıracak, karbondioksit dışı emisyonlarını azaltacak ve en önemlisi gıda güvenliğimizi koruyacağız.
Son olarak Ormancılık sektöründe; ormanlarda koruma çalışmaları yürütülmesi ve yine millet bahçelerinin, yeşil alanların ve yeşil koridorların arttırılması yoluyla; yutak alan kapasitemizi arttıracağız.
Azaltım hedeflerimizin ardından şimdi de sizlerle, uzun dönemli iklim stratejisi uyum hedeflerimizi paylaşacağım. Üzerinde çalıştığımız 3 kilometre çözünürlüklü projeksiyon modellerimiz sayesinde; 11 farklı sektörümüze dair risk analizlerini yürüteceğiz. Bu sektörlerimize dair 37 stratejimizi şimdiden belirlemiş durumdayız.
Bu stratejilerle birlikte; şehirlerimizdeki su kayıp ve kaçaklarını azaltacağız. Tarımsal sulama verimliliğimizi arttıracak, akıllı su yönetim sistemlerini hayata geçireceğiz. Havza yönetim planlarımızı titizlikle uygulayacağız. Biyolojik çeşitliliği koruyacağız.
Sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele, şehirlerimizde iklim dirençli yapı standartlarının geliştirilmesi gibi uygulamaları çeşitlendireceğiz.
Kurum: İnsanlığa daha adil bir dünyayı teklif ediyoruz!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı (COP29) kapsamında Türkiye’nin İklim Vizyonu’nu açıkladı. Bakan Kurum rakam rakam hedefleri açıkladı.
Bakan Kurum'un açıklamaları:
Önümüzdeki 10 gün boyunca burada iklim finansmanının yeni hedeflerini belirlemeye çalışacağız. COP29, ülkelerin iklim krizine yaptıklarını görmemiz açısından kritik bir zirvedir. Ülkelerin şeffaflık raporları bu zirvenin en önemli konularından biri. Ben bu iki temel konudaki düşüncelerimizi ve beklentilerimizi paylaşmamızın ardından sizlere Türkiye'nin uzun dönemli yol haritasını anlatmak istiyorum.
Türkiye olarak; Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle “insanlığa daha adil bir dünyayı teklif ediyoruz.” İnsani ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüğümüz bu yolda; küresel işbirliğini ve dayanışmayı en yüksek sesle dile getiriyoruz.
Çünkü dünyanın bu birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Bugün, Dünya Meteoroloji Örgütü'ne kulak verdiğimizde, son 50 yılda hava, iklim veya su ile bağlantılı 11 binden fazla afetin yaşandığını görüyoruz. 2 milyonun üzerinde can kaybının, 4.5 trilyon dolarlık ekonomik kaybın olduğunu üzülerek müşahede ediyoruz.
Türkiye, raporlarla ortaya konulan bu gerçeklere hiçbir zaman sessiz kalmamış, pasif bir tutum içinde olmamıştır. Çünkü bizim ülkemiz; taşıdığı değerler ve coğrafi derinliği itibarıyla, dünyanın vicdan ve iyilik merkezidir.
Binlerce yıllık birikiminden de güç alarak, tüm kurumlarıyla birlikte, insanlık için, ortak evimiz dünya için; var gücüyle çalışmaktadır.
En sade şekliyle ifade etmem gerekirse “Türkiye, her gayretini, bize emanet olan dünyanın sağlığı ve insanlığın iyiliği” için tasarlamakta ve uygulamaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın dünyaya ilan ettiği, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi; bu kararlılığımızın en yüksek belgesi ve tezahürüdür. İşte hazırladığımız Uzun Dönem Stratejimizi, bir başka deyişle, Yol Haritamızı da bu kararlılığa uygun olarak; en şeffaf ve katılımcı süreçleri işleterek ortaya koyduk.
Uzun Dönemli İklim Stratejimizin hazırlık sürecini, yaklaşık iki yıl boyunca kamu ve özel sektör ile sivil toplum temsilcilerinin katkılarıyla yürüttük. Stratejimizi; toplam 18 sektörde 89 strateji ile hazırladık ve 3 temel sacayağı üzerine bina ettik. Bu 3 temel sacayağı; Azaltım, Uyum ve “Yatay Kesen Konular” adını verdiğimiz her iki başlığın ortak noktalarından müteşekkildir.
Bu yılki emisyon miktarlarımıza baktığımızda, emisyon oranımızın yüzde 72'sinin enerji sektöründen, yüzde 12.5'nin endüstri sektöründen; yüzde 13'ünün tarım, kalan yüzde 3'ünün ise atık sektöründen kaynaklandığını görüyoruz. Bu nedenle de; Uzun Dönemli İklim Stratejisi Azaltım Hedeflerimiz Kapsamında; emisyonların çoğunun kaynaklandığı enerji sektöründe iddialı hedefler ortaya koyduk.
Bugün, toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59'a yükseltmiş olan bir ülkeyiz. Bu alanda; Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sırada yer alıyoruz.
Birincil enerjide yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50'ye, Nükleer enerjinin payını ise %30'a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece; ulusal çapta kullanacağımız enerjinin yaklaşık %80'inini karbonsuz hale getireceğiz.
Sanayi sektöründe; 2053'e kadar; çimentoda %93, demir-çelikte %99, alüminyumda %75 emisyon azaltımı sağlamayı öngörüyoruz. Binalar sektöründe, 2053'te emisyonlarımızı sıfıra yaklaştırmış olacağız. Bu alanda, toplam 2 milyar ton Karbondioksit eşdeğeri emisyon salımını engelleyeceğiz.
Ulaştırma sektöründe; yine 2053'e kadar 7 bin km yüksek hızlı tren ve hızlı tren hattı inşa ederek, temiz ulaşım olan demiryollarının lojistikteki payını %5'ten %22'ye çıkaracağız. 2035 yılına kadar elektrikli araç sayısını 4,2 milyona ulaştıracak; bu sayede elektrikli araç yerlilik oranımızı da yüzde 75'e çıkarmış olacağız. Bu çalışmalarla; karayolu ulaşımı kaynaklı sera gazı emisyonlarımızı olabildiğince azaltacağız.
Atılım yapacağımız bir başka alan ise Atık sektörü olacak. Atık sektöründe; Sıfır Atık Prensibiyle hareket edeceğiz.
Yıllar içinde aşamalı olarak, atıkların düzenli depolama sahalarına gönderilmesine son vereceğiz. Atıkta, geri kazanım oranımızı %70'e çıkaracağız. Depozito Yönetim Sistemimizin makine ve altyapı kurulumunu, 2025 yılı sonuna kadar yapacak, ülke genelinde uygulamaya geçeceğiz. Metan emisyonlarının azaltılmasına önemli bir katkı sunmuş olacağız.
Yine Tarım sektöründe; tarım topraklarımızın en az %10'unda organik tarım yapacağız. Hayvancılıkta yem rasyonu ile yem çeşidini optimize edeceğiz. Biyogaz tesislerini yaygınlaştıracak, karbondioksit dışı emisyonlarını azaltacak ve en önemlisi gıda güvenliğimizi koruyacağız.
Son olarak Ormancılık sektöründe; ormanlarda koruma çalışmaları yürütülmesi ve yine millet bahçelerinin, yeşil alanların ve yeşil koridorların arttırılması yoluyla; yutak alan kapasitemizi arttıracağız.
Azaltım hedeflerimizin ardından şimdi de sizlerle, uzun dönemli iklim stratejisi uyum hedeflerimizi paylaşacağım. Üzerinde çalıştığımız 3 kilometre çözünürlüklü projeksiyon modellerimiz sayesinde; 11 farklı sektörümüze dair risk analizlerini yürüteceğiz. Bu sektörlerimize dair 37 stratejimizi şimdiden belirlemiş durumdayız.
Bu stratejilerle birlikte; şehirlerimizdeki su kayıp ve kaçaklarını azaltacağız. Tarımsal sulama verimliliğimizi arttıracak, akıllı su yönetim sistemlerini hayata geçireceğiz. Havza yönetim planlarımızı titizlikle uygulayacağız. Biyolojik çeşitliliği koruyacağız.
Sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele, şehirlerimizde iklim dirençli yapı standartlarının geliştirilmesi gibi uygulamaları çeşitlendireceğiz.
GÜNDEM Haberleri
27.11.2024 - 17:55
27.11.2024 - 11:15
27.11.2024 - 11:12
26.11.2024 - 18:02
26.11.2024 - 09:00
26.11.2024 - 07:01
26.11.2024 - 07:00
25.11.2024 - 17:56
25.11.2024 - 17:46
25.11.2024 - 17:32