AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan için, "Türkiye'nin Milli Güvenlik Sorunudur" sözlerini sarf eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na çok sert tepki gösterdi. Twitter hesabı üzerinden açıklama yapan Ömer Çelik, "Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin karşısında kim varsa onu savunuyor, onların sözcüsü oluyor." ifadeleriyle Kılıçdaroğlu'nun gerçek yüzünü ortaya çıkardı. İşte Çelik'in ifadeleri...
TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ SORUNU KILIÇDAROĞLU
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başkan Erdoğan hakkında, "Türkiye için Milli Güvenlik Sorunudur," ifadelerini kullanmış. Türkiye'nin haklarını düşmanlık edenlere ait bir dille konuşmuş. Türkiye'nin Cumhurbaşkanına böyle söylemlerde bulunan bir kişi, bir 'demokrasi sorunu' haline geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin milli güvenliğine zarar gelmemesi adına en güçlü ve kararlı siyasetlere imzasını basmaktadır. Bu sebeple, Türkiye'ye düşmanlık edenlerin ortak hedefi olmuştur.
CUMHURBAŞKANI, SIFIR TAVİZLE İLERLEMEKTEDİR
Cumhurbaşkanımız tehditlere sıfır taviz vererek yolunda yürümeye devam etmektedir. Kılıçdaroğlu tarafından kullanılan utanç verici ifadelerin ardından, yabancı bir yayın organı "Türkiye'nin sorunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ta kendisidir" şeklinde bir manşet attı. Cumhurbaşkanımız, milli güvenliğimize karşı düşmanlık edenlerin hedefidir. Kılıçdaroğlu ise Türkiye'nin milli güvenliği hakkında herhangi bir fikir beyan etmiyor.
Milli güvenliğe karşı olan kişilerin ortaya sunduğu tezleri savunuyor. Yani; Doğu Akdeniz, Suriye ve Libya'da Türkiye'nin attığı adımlardan rahatsız olan Türkiye karşıtlarının fikirlerini savunuyor. Bugünkü grup toplantısında ise CHP milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) 'Satılmış' diyerek hakaret etmesini savundu.
TÜRKİYE'NİN KARŞISINDA KİM VARSA ONU SAVUNUYOR
Türk siyaseti ile ilgili olarak, Türkiye'nin birliğine ve güvenliğine düşmanlık edenlerin tavrının benimsenmesi bakımından Kılıçdaroğlu'nun ilk sıraya yükseldiği alenen bellidir. Türkiye kiminle karşı karşıya gelirse gelsin, Türkiye'nin karşısında olan kimse onu savunuyorlar. CHP Genel Başkanı, en basit ve temel konularda dahi hata yapmayı sürdürüyor, konuşmasından sonra demokrasi hususundaki cari açığı bizzat kendisi büyütüyor.
Gerçekleri çarpıtıyor, bunun da amacı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a saldırmak. Yabancı devletlerin Türkiye'ye karşı hazırladığı tezlere savunmak için adeta sözcü oluyor. Türkiye'nin karşısındakilerin haksızlığını haklıymış gibi savunuyor. Türk gemisine yapılan gayrimeşru müdahaleyi bile Almanlara ait bir dilden anlatıyor.
TÜRK GEMİSİNE MÜDAHALEYİ MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR
Türk Ticaret gemisine bir haksızlık yapıldı ve bu haksızlığı meşrulaştırmaya çalışıyor. Türkiye'nin hazırladığı tezleri savunacağı yerde, Türkiye karşıtlarının tezlerini duyuruyor Ancak şu çok açıktır ki, Uluslararası Hukuk ışığında bir ülkeye ait ticaret gemisi, açık denizde seyir halinde ise ülkenin açık rızası olmadığı takdirde gemiye çıkılamaz.
Bu kural, Türkiye'nin de taraf olduğu, "2005 Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşme Protokolü"nde açık bir şekilde belirtilmektedir. 4 saat uygulaması yalnızca bunu kabul ettiğini Uluslararası Denizcilik Örgütü'ne (IMO) beyan eden ülkeler için geçerlidir. Türkiye, böyle bir beyanda bulunmamıştır.
'Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin demokrasi sorunu haline geldi'
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter'dan yaptığı paylaşımlarda, Cumhurbaşkanına hakaret eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na çok sert tepki gösterdi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan için, "Türkiye'nin Milli Güvenlik Sorunudur" sözlerini sarf eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na çok sert tepki gösterdi. Twitter hesabı üzerinden açıklama yapan Ömer Çelik, "Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin karşısında kim varsa onu savunuyor, onların sözcüsü oluyor." ifadeleriyle Kılıçdaroğlu'nun gerçek yüzünü ortaya çıkardı. İşte Çelik'in ifadeleri...
TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ SORUNU KILIÇDAROĞLU
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başkan Erdoğan hakkında, "Türkiye için Milli Güvenlik Sorunudur," ifadelerini kullanmış. Türkiye'nin haklarını düşmanlık edenlere ait bir dille konuşmuş. Türkiye'nin Cumhurbaşkanına böyle söylemlerde bulunan bir kişi, bir 'demokrasi sorunu' haline geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin milli güvenliğine zarar gelmemesi adına en güçlü ve kararlı siyasetlere imzasını basmaktadır. Bu sebeple, Türkiye'ye düşmanlık edenlerin ortak hedefi olmuştur.
CUMHURBAŞKANI, SIFIR TAVİZLE İLERLEMEKTEDİR
Cumhurbaşkanımız tehditlere sıfır taviz vererek yolunda yürümeye devam etmektedir. Kılıçdaroğlu tarafından kullanılan utanç verici ifadelerin ardından, yabancı bir yayın organı "Türkiye'nin sorunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ta kendisidir" şeklinde bir manşet attı. Cumhurbaşkanımız, milli güvenliğimize karşı düşmanlık edenlerin hedefidir. Kılıçdaroğlu ise Türkiye'nin milli güvenliği hakkında herhangi bir fikir beyan etmiyor.
Milli güvenliğe karşı olan kişilerin ortaya sunduğu tezleri savunuyor. Yani; Doğu Akdeniz, Suriye ve Libya'da Türkiye'nin attığı adımlardan rahatsız olan Türkiye karşıtlarının fikirlerini savunuyor. Bugünkü grup toplantısında ise CHP milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) 'Satılmış' diyerek hakaret etmesini savundu.
TÜRKİYE'NİN KARŞISINDA KİM VARSA ONU SAVUNUYOR
Türk siyaseti ile ilgili olarak, Türkiye'nin birliğine ve güvenliğine düşmanlık edenlerin tavrının benimsenmesi bakımından Kılıçdaroğlu'nun ilk sıraya yükseldiği alenen bellidir. Türkiye kiminle karşı karşıya gelirse gelsin, Türkiye'nin karşısında olan kimse onu savunuyorlar. CHP Genel Başkanı, en basit ve temel konularda dahi hata yapmayı sürdürüyor, konuşmasından sonra demokrasi hususundaki cari açığı bizzat kendisi büyütüyor.
Gerçekleri çarpıtıyor, bunun da amacı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a saldırmak. Yabancı devletlerin Türkiye'ye karşı hazırladığı tezlere savunmak için adeta sözcü oluyor. Türkiye'nin karşısındakilerin haksızlığını haklıymış gibi savunuyor. Türk gemisine yapılan gayrimeşru müdahaleyi bile Almanlara ait bir dilden anlatıyor.
TÜRK GEMİSİNE MÜDAHALEYİ MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR
Türk Ticaret gemisine bir haksızlık yapıldı ve bu haksızlığı meşrulaştırmaya çalışıyor. Türkiye'nin hazırladığı tezleri savunacağı yerde, Türkiye karşıtlarının tezlerini duyuruyor Ancak şu çok açıktır ki, Uluslararası Hukuk ışığında bir ülkeye ait ticaret gemisi, açık denizde seyir halinde ise ülkenin açık rızası olmadığı takdirde gemiye çıkılamaz.
Bu kural, Türkiye'nin de taraf olduğu, "2005 Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşme Protokolü"nde açık bir şekilde belirtilmektedir. 4 saat uygulaması yalnızca bunu kabul ettiğini Uluslararası Denizcilik Örgütü'ne (IMO) beyan eden ülkeler için geçerlidir. Türkiye, böyle bir beyanda bulunmamıştır.
SİYASET Haberleri
27.11.2024 - 18:02
27.11.2024 - 12:32
27.11.2024 - 12:26
26.11.2024 - 11:18
26.11.2024 - 11:06
26.11.2024 - 09:30
26.11.2024 - 09:10
25.11.2024 - 10:07
25.11.2024 - 10:02
23.11.2024 - 18:05