VBKY’nin edebiyat kitaplığı, Joseph Frank'ın yazdığı, “Dostoyevski Üzerine Dersler” kitabıyla genişlemeye devam ediyor. Joseph Frank’in, Stanford Üniversitesi’nde verdiği ve ilk kez yayımlanan Dostoyevski derslerinden oluşan bu kitap, Dostoyevski’nin devraldığı edebi mirası, nasıl bir geleneğin devamı olduğunu ve bu geleneğe verdiği yönü kavramamıza ışık tutuyor. Dostoyevski’nin romanlarını yazarın biyografisiyle paralel biçimde okuyan Frank, yazarın çok da üzerinde durulmayan “İnsancıklar” veya “Öteki” gibi romanlarını da en az “Suç ve Ceza” veya “Karamazov Kardeşler” kadar önemli hâle getiriyor. Aynı zamanda bu çalışma üzerinden, Dostoyevski’ye önemli etkileri olan Puşkin ve Gogol gibi yazarların Rus edebiyatındaki yerini daha net görebiliyoruz. Dostoyevski uzmanlarının yanı sıra tüm edebiyat okurlarına hitap eden bu kitap, büyük Rus romancısının eserlerini ve yaşadığı çağı anlamak için harikulade bir giriş…
Kitaptan:
“Dostoyevski, kendisiyle hesaplaşılması veya mücadele edilmesi gereken bir yazar değildir; bilakis mümkün olduğunca ilginç, heyecan verici ve okunabilir eserler ortaya koymaya çalı şan bir yazardır. Onun eserleri Batı kültürünün en derin ahlâki ve felsefi meselelerini ele alır, ancak Dostoyevski okurların ilgisini canlı tutmayı da istemiştir. Bir kere Dostoyevski, okurlarının ilgisini canlı tutmaya mecburdu. Zira yaşadığı dönemde yazdığı yazılarla geçinen tek önemli Rus yazar kendisiydi ve geliri de popülerliğine bağlıydı. Sonuç olarak Dostoyevski, emsallerine trajedilerde rastlanan temaları işlerken, halk için yazılan anlatı türlerinde gördüğümüz tekniklerden faydalanmaktaydı. Aslında Dostoyevski böyle yaparak Hugo, Balzac ve Dickens gibi yazarların izinden gitmiştir. Rus olmayan bu isimler de ahlâki ve toplumsal meseleleri ele alırken gizem ve macera öyküsü tekniklerinden faydalanmışlardır. On dokuzuncu yüzyılda Rusya’da iki edebiyat türü arasındaki fark, Avrupa’da olduğundan çok daha fazlaydı. Bunun nedeni muhtemelen o dönemde Rusya’da gerçek bir okur kitlesi olmamasıydı. Bir kere nüfusun ekseriyeti okuma yazma bilmiyordu ve kitaplar sadece üst sınıftan insanlar arasında dolaşmaktaydı. Zaman içerisinde bu durum elbette değişmiştir. Gelgelelim Dostoyevski’nin tüm dünyada en çok okunan Rus yazar olmasının ve eserlerinin her yıl daha fazla sahneye uyarlanmasının bir nedeni de budur. Bana öyle geliyor ki, on dokuzuncu yüzyıldaki büyük yazarlar arasında güncelliğini en fazla koruyanı Dostoyevski’dir ve onun eserleri adeta geçmişin değil de bugünün meselelerini konu edinmektedir.”
Dostoyevski’nin devraldığı edebi mirasa ve geleneğe dair benzersiz bir kitap: “Dostoyevski Üzerine Dersler”
VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), “Dostoyevski Üzerine Dersler” isimli kitabı okurlarıyla buluşturuyor.
VBKY’nin edebiyat kitaplığı, Joseph Frank'ın yazdığı, “Dostoyevski Üzerine Dersler” kitabıyla genişlemeye devam ediyor. Joseph Frank’in, Stanford Üniversitesi’nde verdiği ve ilk kez yayımlanan Dostoyevski derslerinden oluşan bu kitap, Dostoyevski’nin devraldığı edebi mirası, nasıl bir geleneğin devamı olduğunu ve bu geleneğe verdiği yönü kavramamıza ışık tutuyor. Dostoyevski’nin romanlarını yazarın biyografisiyle paralel biçimde okuyan Frank, yazarın çok da üzerinde durulmayan “İnsancıklar” veya “Öteki” gibi romanlarını da en az “Suç ve Ceza” veya “Karamazov Kardeşler” kadar önemli hâle getiriyor. Aynı zamanda bu çalışma üzerinden, Dostoyevski’ye önemli etkileri olan Puşkin ve Gogol gibi yazarların Rus edebiyatındaki yerini daha net görebiliyoruz. Dostoyevski uzmanlarının yanı sıra tüm edebiyat okurlarına hitap eden bu kitap, büyük Rus romancısının eserlerini ve yaşadığı çağı anlamak için harikulade bir giriş…
Kitaptan:
“Dostoyevski, kendisiyle hesaplaşılması veya mücadele edilmesi gereken bir yazar değildir; bilakis mümkün olduğunca ilginç, heyecan verici ve okunabilir eserler ortaya koymaya çalı şan bir yazardır. Onun eserleri Batı kültürünün en derin ahlâki ve felsefi meselelerini ele alır, ancak Dostoyevski okurların ilgisini canlı tutmayı da istemiştir. Bir kere Dostoyevski, okurlarının ilgisini canlı tutmaya mecburdu. Zira yaşadığı dönemde yazdığı yazılarla geçinen tek önemli Rus yazar kendisiydi ve geliri de popülerliğine bağlıydı. Sonuç olarak Dostoyevski, emsallerine trajedilerde rastlanan temaları işlerken, halk için yazılan anlatı türlerinde gördüğümüz tekniklerden faydalanmaktaydı. Aslında Dostoyevski böyle yaparak Hugo, Balzac ve Dickens gibi yazarların izinden gitmiştir. Rus olmayan bu isimler de ahlâki ve toplumsal meseleleri ele alırken gizem ve macera öyküsü tekniklerinden faydalanmışlardır. On dokuzuncu yüzyılda Rusya’da iki edebiyat türü arasındaki fark, Avrupa’da olduğundan çok daha fazlaydı. Bunun nedeni muhtemelen o dönemde Rusya’da gerçek bir okur kitlesi olmamasıydı. Bir kere nüfusun ekseriyeti okuma yazma bilmiyordu ve kitaplar sadece üst sınıftan insanlar arasında dolaşmaktaydı. Zaman içerisinde bu durum elbette değişmiştir. Gelgelelim Dostoyevski’nin tüm dünyada en çok okunan Rus yazar olmasının ve eserlerinin her yıl daha fazla sahneye uyarlanmasının bir nedeni de budur. Bana öyle geliyor ki, on dokuzuncu yüzyıldaki büyük yazarlar arasında güncelliğini en fazla koruyanı Dostoyevski’dir ve onun eserleri adeta geçmişin değil de bugünün meselelerini konu edinmektedir.”
KÜLTÜR - SANAT Haberleri
16.01.2025 - 12:50
16.01.2025 - 12:37
16.01.2025 - 07:27
16.01.2025 - 07:00
16.01.2025 - 07:00
15.01.2025 - 13:46
15.01.2025 - 11:48
15.01.2025 - 07:01
15.01.2025 - 07:00
15.01.2025 - 07:00