YAŞAM
02 Kasım 2024, Cumartesi, 07:00

Baksı Kültür Sanat Vakfı’nın Bayburtlu kadınların katkısını ve gücünü arttırmayı amaçladığı toplumsal projesi, ‘Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’ ve dünyaca ünlü plaj giyim markası My Beachy Side, kadınlar için güçlerini birleştirdi.

Saks Fifth Avenue, Neiumun Markus, Revolve gibi dünyanın bilinen büyük mağazalarında ürünleri satılan ve kurduğu iş birlikleriyle Emily in Paris, White Lotus gibi Netflix in sevilen dizilerinde ürünlerini dünya seyircisine tanıtan My Beachy Side markası üretim ve istihdam gücüne Bayburt’lu kadınları da ekledi. My Beachy Side, Baksı Kültür Sanat Vakfı tarafından kurulmakta olan ‘Baksı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’ atölyelerinde Bayburt’lu kadınların katılımları ile üretime devam ediyor.

“Bayburt’tan dünyaya büyük bir marka çıkacak”

Kadınları üreten ve yetkili bir pozisyona getirmek için kurumsallaşma ve eğitim sürecini işletmeye koyduklarını, ‘Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’ projesinin amacının kadını kendi birikimiyle üretime katmak ve bu birikimden yola çıkarak bir dünya markası oluşturmak olduğunu belirten Prof. Dr. Hüsamettin Koçan şöyle devam etti: 

“Uzun yıllardır Anadolu’daki kadınlara istihdam sağlayan projelere imza atan My Beachy Side markasına ve markanın CEO’su ve kurucusu olan Gamze Ateş’e bu kıymetli desteği ve projemizdeki yol arkadaşlığı için teşekkür ediyorum. Her zaman altını çizdiğim gibi, bu proje kadın eliyle kadına değer katmaya çalışan, kadınlara emanet bir proje. Bu nedenle böylesine değerli bir desteğin bir kadından geliyor olması bizleri ayrıca çok mutlu etti.

Atölyelerimizde geleneksel dokuma ehram, kilim, halı ve el sanatları ürünleri üretilecek. Kadınlar, gelenekten, yola çıkarak üretecek. Doğal boyalı malzeme ve iplik kullanacaklar. Tüm üretimler el yapımı olacak. Hazırlanacak ürünleri güncel tasarımcılar tasarlayacak ve Baksı markası ile Avrupa pazarına sunulacak.

Eğitim merkezinde aynı zamanda kadınlara yönelik bilgisayar, aile ekonomisi, tasarım ve hijyen gibi konularda eğitimler verilecek. Merkez, kadınların kendi başına bir işi alıp özgün bir biçimde üretip onu pazara sunmayı öğretecek. Kooperatifleşmeyi öğreteceğiz. 

İnanıyoruz ki 2025'te Bayburt'tan dünyaya büyük bir marka çıkacak. Bunun için malzememiz olan gelenek, motif hafızamız, zevk hafızamız ve gelecek bilgimiz bunu şekillendirecek. Bunun için tek ihtiyacımız olan şey ise atölyelerimizin, kadınlarımızın desteklenmesi. O nedenle çağrımı bir kez daha yenileyerek, devletten STK’lara, özel sektörden bireysel destekçilere kadar tüm herkesi, iş birliğine, beraber düşünmeye ve dayanışmaya çağırıyoruz”