Brüksel’de 27 üye ülkenin büyükelçilerinin katılımıyla gerçekleştirilen AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısında, Kızıldeniz’e askeri misyon gönderilmesi konusunda mutabakat sağlandı.
Kızıldeniz’de hafta başında bir ABD gemisine yönelik saldırıdan sonra dün bir Yunan kargo gemisinin Husiler tarafından Yemen açıklarında füzeyle vuruldu. Olayın ardından AB büyükelçileri Brüksel’de bir araya geldi.
Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısında, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in geçen hafta yaptığı, “Kızıldeniz’e üç fırkateyn gönderilmesi” önerisi ele alındı.
Toplantıda, böyle bir askeri misyon oluşturulması ve Kızıldeniz’deki ticari gemilerin güvenliği konusunda hızlı bir şekilde hareket edilmesi konusunda geniş bir mutabakat sağlandığı bildirildi.
Bu askeri misyonun hayata geçirilmesi konusunda AB’nin önünde farklı seçenekler bulunuyor.
AB'nin üç seçeneği
Belçika medyasına göre, bunlardan ilki Borrell’in AB adına bölgeye üç fırkateyn göndererek kendi misyonunu başlatma önerisi.
Diğeri, AB’nin 2020 yılında Basra ve Umman Körfezi arasındaki Hürmüz Boğazı'nda ticari gemilerin güvenliğini sağlamak için başlattığı Agenor Operasyonu'nun genişletilmesi seçeneği.
Operasyonun aralarında Belçika, Fransa, İtalya, Almanya ve Hollanda'nın da yer aldığı 9 Avrupa ülkesi destek veriyor.
Üzerinde durulan üçüncü seçenek ise bölgedeki Fransız güçlerine katılmak.
'AB, ABD ve İngiltere'nin saldırılarına katılmak istemiyor'
Geçen ay AB’nin Husi saldırılarına karşı önlem arayışı tartışmaları sırasında Fransa, kendi görev gücü konusunda ısrar etmişti.
Fransa’nın, Yemen çevresindeki bölgede korsanlıkla mücadele için konuşlandırdığı özel kuvvetleri ve Cibuti'de kalıcı bir askeri üssü bulunuyor.
Kızıldeniz’deki Husi saldırılarına karşı geçen ay ABD-İngiltere öncülüğünde, Refah Muhafızı Operasyonu’nu hayata geçirmişti.
Ancak Brüksel’deki kaynaklara göre AB, güç kullanma yetkisi bulunan bu misyona katılmaya sıcak bakmıyor.
Hollanda medyasına göre de, başta İspanya olmak üzere bazı AB ülkeleri, ABD ve İngiltere’nin Yemen’de gerçekleştirdiği saldırılara dahil olmak istemiyor.
AB büyükelçilerinin, 17 Şubat'taki AB Dışişleri Bakanları toplantısı öncesi, Kızıldeniz’de görev yapacak askeri misyon planının somutlaştırması bekleniyor.
AB gemilerinin hangi koşularda görev yapacağına karar verilmesinin ardından askeri uzmanlar, görev bölgesi, gönderilecek fırkateyn ve askeri personel konusunda gerekli planlamayı yapacak.
RTL Haber’e konuşan Lahey Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Patrick Bolder’in göre, Kızıldeniz’de seyir özgürlüğü ve güvenliğini sağlamaya yönelik askeri operasyon için AB üyesi ülkelerin oy birliği koşulu aranmıyor.
Agenor Operasyonu’nda olduğu gibi, bazı AB üyesi ülkeler, başta ticaret olmak üzere, belirli ortak çıkarlar için bu tür oluşumlar gerçekleştirebiliyor.
Uluslararası taşımacılık açısından en önemli güzergahlardan biri olan Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı rotasındaki gemiler, Ekim ayından bu yana Yemen'deki Husi güçlerinin saldırılarına hedef oluyor.
AB yetkilerine göre, bu nedenle nakliye gemileri Ümit Burnu'nu geçerek Güney Afrika çevresinden dolaşmak zorunda kalıyor. Bu da yüksek maliyetlere ve teslimatların gecikmesine yol açıyor.
Almanya, Hollanda ve Belçika gibi büyük limanlara sahip AB üyesi ülkeler, bu nedenle “Kızıldeniz’de serbest ticarete yönelik saldırıların önlenmesi için” bir an önce harekete geçilmesini istiyor.
AB, Kızıldeniz’e fırkateynler gönderecek
Avrupa Birliği (AB), Kızıldeniz'de Yemen açıklarındaki ticari gemileri Husilerin saldırılarına karşı korumak amacıyla amacıyla bölgeye fırkateyn göndermeye hazırlanıyor.
Brüksel’de 27 üye ülkenin büyükelçilerinin katılımıyla gerçekleştirilen AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısında, Kızıldeniz’e askeri misyon gönderilmesi konusunda mutabakat sağlandı.
Kızıldeniz’de hafta başında bir ABD gemisine yönelik saldırıdan sonra dün bir Yunan kargo gemisinin Husiler tarafından Yemen açıklarında füzeyle vuruldu. Olayın ardından AB büyükelçileri Brüksel’de bir araya geldi.
Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısında, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in geçen hafta yaptığı, “Kızıldeniz’e üç fırkateyn gönderilmesi” önerisi ele alındı.
Toplantıda, böyle bir askeri misyon oluşturulması ve Kızıldeniz’deki ticari gemilerin güvenliği konusunda hızlı bir şekilde hareket edilmesi konusunda geniş bir mutabakat sağlandığı bildirildi.
Bu askeri misyonun hayata geçirilmesi konusunda AB’nin önünde farklı seçenekler bulunuyor.
AB'nin üç seçeneği
Belçika medyasına göre, bunlardan ilki Borrell’in AB adına bölgeye üç fırkateyn göndererek kendi misyonunu başlatma önerisi.
Diğeri, AB’nin 2020 yılında Basra ve Umman Körfezi arasındaki Hürmüz Boğazı'nda ticari gemilerin güvenliğini sağlamak için başlattığı Agenor Operasyonu'nun genişletilmesi seçeneği.
Operasyonun aralarında Belçika, Fransa, İtalya, Almanya ve Hollanda'nın da yer aldığı 9 Avrupa ülkesi destek veriyor.
Üzerinde durulan üçüncü seçenek ise bölgedeki Fransız güçlerine katılmak.
'AB, ABD ve İngiltere'nin saldırılarına katılmak istemiyor'
Geçen ay AB’nin Husi saldırılarına karşı önlem arayışı tartışmaları sırasında Fransa, kendi görev gücü konusunda ısrar etmişti.
Fransa’nın, Yemen çevresindeki bölgede korsanlıkla mücadele için konuşlandırdığı özel kuvvetleri ve Cibuti'de kalıcı bir askeri üssü bulunuyor.
Kızıldeniz’deki Husi saldırılarına karşı geçen ay ABD-İngiltere öncülüğünde, Refah Muhafızı Operasyonu’nu hayata geçirmişti.
Ancak Brüksel’deki kaynaklara göre AB, güç kullanma yetkisi bulunan bu misyona katılmaya sıcak bakmıyor.
Hollanda medyasına göre de, başta İspanya olmak üzere bazı AB ülkeleri, ABD ve İngiltere’nin Yemen’de gerçekleştirdiği saldırılara dahil olmak istemiyor.
AB büyükelçilerinin, 17 Şubat'taki AB Dışişleri Bakanları toplantısı öncesi, Kızıldeniz’de görev yapacak askeri misyon planının somutlaştırması bekleniyor.
AB gemilerinin hangi koşularda görev yapacağına karar verilmesinin ardından askeri uzmanlar, görev bölgesi, gönderilecek fırkateyn ve askeri personel konusunda gerekli planlamayı yapacak.
RTL Haber’e konuşan Lahey Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Patrick Bolder’in göre, Kızıldeniz’de seyir özgürlüğü ve güvenliğini sağlamaya yönelik askeri operasyon için AB üyesi ülkelerin oy birliği koşulu aranmıyor.
Agenor Operasyonu’nda olduğu gibi, bazı AB üyesi ülkeler, başta ticaret olmak üzere, belirli ortak çıkarlar için bu tür oluşumlar gerçekleştirebiliyor.
Uluslararası taşımacılık açısından en önemli güzergahlardan biri olan Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı rotasındaki gemiler, Ekim ayından bu yana Yemen'deki Husi güçlerinin saldırılarına hedef oluyor.
AB yetkilerine göre, bu nedenle nakliye gemileri Ümit Burnu'nu geçerek Güney Afrika çevresinden dolaşmak zorunda kalıyor. Bu da yüksek maliyetlere ve teslimatların gecikmesine yol açıyor.
Almanya, Hollanda ve Belçika gibi büyük limanlara sahip AB üyesi ülkeler, bu nedenle “Kızıldeniz’de serbest ticarete yönelik saldırıların önlenmesi için” bir an önce harekete geçilmesini istiyor.
DÜNYA Haberleri
26.12.2024 - 18:05
26.12.2024 - 16:48
26.12.2024 - 13:12
26.12.2024 - 12:11
26.12.2024 - 11:30
26.12.2024 - 09:35
26.12.2024 - 09:27
26.12.2024 - 09:25
26.12.2024 - 09:02
25.12.2024 - 18:09