EKONOMİ
30 Aralık 2024, Pazartesi, 11:25

Türkiye'nin Suriye'ye yönelik atacağı adımlar ile ilgili üç bakandan açıklama geldi.

Şanlıurfa’da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı gerçekleşti.

Toplantının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır aralarında Ülke TV Ankara temsilcisi Mustafa Pala'nın da bulunduğu gazetecilere açıklamalarda bulundular.

Suriye'deki son durumlar üzerine açıklamalarda bulunan Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı şu ifadelere yer verdi:

İki gün önce oraya giden heyetimiz geri döndü. Bakan yardımcımız ve birçok uzman arkadaşlarımızla birlikte. Şartlar olgunlaştığında oraya gidecek tarım ateşesi atama konusunda da hazırlığımız var. 

Arkadaşların orada yapmış oldukları temaslar ve tespitlerle birlikte rapor hazırlanıyor. Bununla ilgili değerlendirmeleri yapacağız. İlk tespitlerimize göre tarımsal altyapıda 2/3 oranında hasar oluştuğuna dair bir gözlem var. Ama bunu saha tespitleriyle teyit edilmesi gerek. Aksi takdirde çok güvenilir bir veri olduğunu söylemek mümkün değil. 

Özellikle savaş dönemi boyunca makine ve ekipman yenilemesi olmadığı için bu konuda geriler. 

SURİYE'DEKİ SU KONUSUNDAKİ SORUNLARA DİKKAT ÇEKTİ
Bakan Yumaklı, Suriye'deki su konusundaki sorunlarla ilgili son durumu paylaştı. Bakan Yumaklı'nın konuyla ilgili açıklamaları bu şekilde;

"Sınırı aşan sular  hususlarında dışişleri bakanlığımızın koordinasyonunda, ilgili bakanlıklar, ilgili kurumlar var.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız söyledi. Irak'ta da temaslar var. Suriye ile ilgili de hayati konuları zaten ilgili arkadaşlarımız tespitlerini yapmış olacak. 

Süreç sonunda birlikte çalışma imkanı ve ortamı oluşacaktır. Buradaki ana husus iki ülkenin de menfaatleri. "

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Kacır GAP eylem planı ile ilgili yapmış olduğu açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:

Emek yoğun sektörler bizim için kıymetli ve bu bölge çok genç bir nüfusa sahip.

Arzumuz, bu programdaki hedeflerle birlikte, az önce bir arkadaşımız Türkiye’ye etkisi ne olacak dedi, önemli etkilerden biri elbette bu bölgenin Türkiye’nin ortalama kalkınma seviyesine hızla yaklaşması, ama bunun da ötesinde özellikle bölgendeki genç nüfusun bölgede istihdam edilmesi, yaşamının bölgede devam etmesinin sağlanması. Bu anlayışla biz bu bölgedeki 9 şehirde 20 organize sanayi bölgesi kurduk AK Parti iktidarları döneminde ve bu OSB’lerde 360 binden fazla ilave istihdam oluşturduk.

Bu bölgeye Türkiye’de en ileri yatırım teşviklerini veriyoruz, 6. bölge dediğimiz 6. kademedeki şehirlerimizde biz 12 yıl sigorta primi işveren hissesi, 10 yıl sigorta primi işçi hissesi almıyoruz yeni yatırımlardan, ki bu yeni asgari ücretle birlikte her bir çalışan için aylık 7 bin 750 liralık bir destek anlamına geliyor. 

Son dönemde yine AK Parti iktidarlarında 1 trilyonun üzerinde yatırımı teşvik ettik ve 710 bin istihdamın önünü açmış olduk 15 binden fazla yatırım için düzenlediğimiz teşvik belgeleriyle. 

İnşallah bu program hedeflerine ulaştıkça aslında hep birlikte bu bölgenin sadece Türkiye’nin değil, geniş bir coğrafyanın bir kalkınma lokomotifi olması sürecini de hep birlikte müşahede edeceğiz. 

Bakan Mehmet Fatih Kacır, kendisine yöneltilen soruları cevapladı. 

Ocak 2025, yani şimdi inşallah ilk aydan itibaren başlayacak, yani Ocak’ta istihdamı korumuşsa Şubat’ta destek ödemesini KOBİ’lerimiz alacak. 

Üreti̇m ekonomi̇si̇ i̇çi̇n yapısal reformlar neler olacak?

Bakan Kacır, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: 2025 ajandamızda 2 önemli iş var.  Biri teşvik sistemi, bununla ilgili süreci Strateji Bütçe ve Hazine ve Maliye Bakanlıklarımızla tamamladık, inşallah önümüzdeki haftalarda ilan edeceğiz. Ve yeni teşvik sisteminin ana yaklaşımı da bir yandan mevcut teşvik sisteminde ciddi etkinliği olduğunu gözlemlediğimiz emek yoğun sektörlerin genç nüfusa sahip illerde güçlü şekilde yoluna devam etmesini sağlarken, bir yandan da il-sektör eşleşmesini kuvvetlendirmek olacak. Yerel kalkınma hamlesi programıyla her bir ilin kendi sahip olduğu ekonomik potansiyeli değere dönüştürecek yatırımlara Türkiye’de en ileri destekleri, teşvikleri veriyor olacak.

Bir yandan da özellikle son yıllarda hızlandırdığımız teknoloji odaklı sanayi hamlesi, HIT-30 gibi yüksek teknoloji yüksek katma değer odaklı programları yeni teşvik sistemimizde daha etkin destekleyeceğiz.

"FİNANSMAN AYAĞINI TEŞVİK SİSTEMİNDE MEVCUT HALİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR NOKTAYA TAŞIMIŞ OLACAĞIZ"
Yeni yılda finansal teşvik sisteminin güçleneceğini belirten Kacır, açıklamalarına bu şekilde devam etti:

Yine sistemde vergi indirimleri bir önceki sisteme göre biraz daha sınırlı düzeyle uygulanırken, finansman destekleri, yani yeni yatırımlar için faiz, kâr payı destekleri ve yine makine teçhizat alımlarında öz kaynak desteği uygulamalarıyla aslında finansman ayağını teşvik sisteminde mevcut halinden çok daha güçlü bir noktaya taşımış olacağız.

İnşallah hedefimiz, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat parolasıyla kalkınma yolcuğuna daha güçlü katkı sunacak bir teşvik sistemini inşa etmek.

Burada geçtiğimiz Eylül ayında önemli bir adım attık, çok kapsamlı bir uygulama dönüşümü gerçekleştirdik, özellikle organize sanayi bölgelerindeki yatırım yerlerinin sanayicilerle buluşmasını hızlandıracak tedbirler aldık.

Ama tabi burada esas hedefimiz,  sanayi alanları master planını kamuoyuyla paylaşmak, mevcuttaki planlı sanayi alanlarımızın Türkiye’nin toplam yüzölçümündeki payı yüzde 0,2 düzeyinde, tüm sanayi yatırımlarının ve sahip oldukları sanayi alanlarının toplam yüzölçümümüzdeki payının da yüzde 0,4’ün altında olduğunu gözlemliyoruz, bunu hızla büyütmemiz lazım.

OSB’lerin ve endüstri bölgelerinin kuruluş süreçlerini hızlandırmak, yatırımcılarla yatırım yerlerinin buluşmasını daha hızlı hale getirmek hedefi taşıyoruz.

Bunun için de Samsun-Adana-Mersin hattında çok kapsamlı bir çalışma yürüttük, tüm bakanlıklarımızdan aldığımız verilerle, özelikle Tarım ve Orman Bakanımıza ben huzurlarınızda teşekkür ediyorum, çünkü bir yandan tarım arazilerinin muhafazası Türkiye için önemli bir öncelikken, bir yandan da sanayicilerin ihtiyaç yerlerine erişimi sağlamak bir önceliğimiz, bunun için de bu üst ölçekli planlamayı birlikte yapmamız çok kıymetli.

Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar Türkiye'den gönderilen ekiplerin Şam'a ulaştığını belirterek şu açıklamalarda bulundu:

Suriye konusunda söylediğim gibi ekibimiz dün itibarıyla Şam’a ulaştı ve çalışmalarına devam ediyor,  muhtemelen yarın da orada olacaklar. 

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız da ifade ettiler, biz de esas itabıyla Suriye’de şu anda bizim elektrik ve enerji hizmetlerini Türkiye üzerinden sağladığımız yerler var.  Şu anda bizim elektrik ve enerji hizmetlerini Türkiye üzerinden sağladığımız yerler var, özellikle harekat bölgeleri, İdlib, Afrin, diğer bölgeler. Ama ötesinde özellikle Halep ve daha güneyde ilk tespitlerimiz şöyle: 8 bin 500 megavatlık savaş öncesi kurula güce sahip Suriye bunun yaklaşık 5 bin megavatını kaybetmiş durumda, şu anda 3 bin 500 megavatlık bir kurulu gücü var. İnsanların büyük bir çoğunluğu jeneratörlerle elektrik ihtiyaçlarını karşılıyorlar, dolayısıyla çok ciddi bir aslında elektrik ihtiyacı var.

SURİYE'NİN KENDİ KAYNAKLARINI DEĞERLENDİREBİLMESİMESİ İÇİN TESPİTLER YAPILIYOR

Gerek Suriye’nin, gerek Lübnan’ın bu anlamda ihtiyaç duyduğu elektriğin belki ilk etapta Türkiye’den ihraç etmek suretiyle, tabi iletim şebekesindeki durumu gördükten sonra biraz daha tabloyu görebiliriz. Bunun ötesinde tabi Türkiye’den Suriyeli insanların ülkelerine dönüşle alakalı ciddi bir talepleri ve hedefleri var, ama bunların bir kısmı Suriye’deki durum biraz daha vuzuha kavuşup, açıklığa kavuşup oradaki şartlar iyileştiğinde dönmeyi hedefliyorlar, dolayısıyla bizim oradaki çalışmalarımızın böyle bir yansıması da olacak. Ve tabi bütün bunları yaparken bir taraftan yaptırımlar var, kaynak ihtiyacı var, kaynakla ilgili nelerden bunlar tedarik edilebilir, Suriye’nin kendi kaynaklarından onları ekonomiye kazandırmak nasıl olabilir, heyetimizin içerisinde bu anlamda da petrol ve doğal gazla ilgili yapılabilecekleri görmek üzere bir temsilci grubumuz da var. Onlar da 2011 öncesinde 350 bin varillere ulaşan günlük petrol üretimi olan Suriye’nin bugün neler yapabilir, onunla ilgili ilk açıkçası çalışmaları da yapmış olacaklar.